3.BÖLÜM

18.7K 1K 351
                                    

Merhabalar 🖤

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Merhabalar 🖤

Yeni bölümle karşınızdayım 🖤

Oy ve yorum yaparsanız çok mutlu olurum.

Keyifli okumalar 🖤



Bazı acılar, bazı korkular asla geçmezdi. Geçti sanırdınız, unutmaya çalışırdınız, hatta çok kısa bir aklınızdan silmeyi başarırdınız ama sizi kanatıp duran o korkular en mutlu olduğunuz bir anı yakalar; sizi kovalar, çelme takar ve en sonunda yüzüstü yere çakardı.

Çakılmıştım. Babamın karşımda dikilen silueti, benim yüzüstü yere düşmeme sebep olmuştu. Yine, yine ve yeniden. Nefeslerim ağırlaştığında Giray'ın yüzümde asılı duran bakışlarının telaşa büründüğünü belli belirsiz seçebildim.

"Zerda," diye seslendi ama gözlerimi ona çeviremedim. Sıcak ve kemikli parmakları kollarıma dolandığında, "Zerda ne oldu? Bembeyaz oldun güzelim," diye, seslendi bir kez daha.

"Giray." İsmi, korkuyla ve telaşla döküldü ağzımdan. "Buldu, beni. Orada..."

Hiç beklemeden, aceleyle arkasını döndü. Bedeni kaskatı kesildiğinde gördüğünü anlamıştım. "Ulan," diye soludu duyduğum dişlerinin arasından ama sesler artık bulanık gelmeye başlamıştı, tıpkı gözkapaklarımın ağır ağır gözlerimin üzerine düşmesi gibi.

"Giray..."

Kollarının arasına yığılıp, zifiri karanlığa teslim olmadan önce soluduğum tek şey ismi oldu.

Bayıldım.

-

Kolumda hissettiğim yumuşak baskı ile kirpiklerim titreyerek aralandı. Tenimde gezinen hassas ve yumuşak parmaklar hissediyordum. Burnuma çalınan keskin koku, yüzümü buruşturmama sebep oldu.

Etrafı görmeme gerek yoktu. Kokudan anlamıştım. Hastanedeydim.

Gözlerim yatağın kenarında, bir elimi avucuna almış yavaşça okşayan Giray’ı buldu. Kafasını eğmiş, öylece duruyordu.

“Giray,” dediğimde bedeni hızlıca doğruldu. Gözlerimiz birleştiğinde gergin ve huzursuz görünen yüz hatları anında gevşedi. Gözlerinin içindeki endişe yerini, heyecanla parlayan gözlere bıraktığında iç çekti.

“Zerda’m,” dedi içli içli ve bedenini, bedenime yaklaştırdı. Ellerini yanaklarıma koyduğunda kurumuş dudaklarını aceleyle ıslattı ve alnıma bastırdı.

“İyi misin?” Diye sordu, geri çekildiğinde. İlgi ve şefkatle gözlerimin içine baktı. Yetmedi, hasar tespiti yapar gibi gözlerini yavaşça üstümde gezdirdi.

Boğazım kupkuru kesilmişti. Bu yüzden konuşabilmek için art arda defalarca yutkundum.

“Galiba,” diye soludum, boğuk çıkan sesimle. “Galiba iyiyim.” Gözlerini endişeli yüzünde gezdirdim. “Sen iyi misin?”

ZERDAWhere stories live. Discover now