4.BÖLÜM

17.7K 1K 269
                                    

Merhabalar nasılsınız?

Bölüm geç geldi evet oğlum birinci sınıfa başladığı için onun koşturması oldu. Ondan dolayı geçe kaldı.

Umarım seveceğiniz bir bölüm olur.

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.

Kitabımı sevdiyseniz arkadaşlarınıza önere bilirsiniz.

Keyifli okumalar

Bölüm şarkısı Çelik hercai

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm şarkısı Çelik hercai

Duyduğum soru karşısında başımdan aşağı kovalarca buzlu su dökülmüş gibi irkildim. Dudaklarım şokla aralanırken bir idrak etmekte zorlandığım için öylece kaldım. Yüzümde gezdirdiği suçlayıcı bakışları kanımın kaynamasına, kalbimin sinirle dolup taşmasına sebep oldu.

"Siz...-" diye kekeledim, şokla. Doğru düzgün cümle bile kuramıyordum. "Nasıl böyle bir şey sorabilirsiniz?"

Omuz silkti, kollarını göğsünde bağladı. "Ne dedim canım ben? Var mı, yok mu diye sordum."

Kaşlarını kaldırarak beklentiyle yüzüme bakmaya başladı. Bir de ısrarla cevap istiyordu!

"Tabii ki öyle bir şey yok!" diye bağırdım, kendime hakim olamayarak. "Biz birbirimizi seviyoruz. İki insan âşık olup evlenemez mi? İsteme işini ailevi sorunlarımdan dolayı istemedim. Abim zaten en başından beri bildiği için buna gerek duymadım."

Alayla güldü. "Oğlumun ağzından bu zamana kadar ismini bir kere bile duymadım. Evlilik lafını asla ağzına almıyordu. Benim almama bile çok kızıyordu. Nasıl olur da birden ben Zerda'yı seviyorum, aşığım diyebiliyor? Bunu benim aklım almıyor..."

"Biz ilişkimizi saklı yaşamak istedik bu zamana kadar, laf söz olmasın diye. Ailevi sorunlarımdan dolayı da hiçbir şeyi büyük yapmak istemedim..."

Sinirden gözlerim dolmuştu. Giray, boşuna isteme işi olsun demiyordu. O da annesini, milleti tanıyordu. Ama ben yine kendi canımı kendim yakmıştım.

Kapının sertçe kapanmasıyla olduğum yerde sıçradım. Arkamı döndüğümde Giray ile göz göze geldim. Öyle sinirli, öyle öfkeli duruyordu ki... Yüzü kıpkırmızı kesilmişti. Dişlerini sımsıkı birbirine bastırdığını kasılan çenesinden anladım. Gözlerini yumdu, öfkeyle dişlerinin arasından, "Anne," diye soludu. "Ben," dedi, gözlerini açtı ve gözlerimiz birleşti. Dolan gözlerimden dolayı onu buğulu görüyordum, onu daha net görebilmek için gözkapaklarımı kırpıştırdım ve gözlerimin içine dolan birkaç damla gözyaşı vakit kaybetmeden yanaklarıma doğru süzüldü. Giray'ın gözleri yanaklarıma süzülen gözyaşlarıma düştüğünde yüz ifadesi biraz daha karardı, elleri sıkı bir yumruk halini aldı. Bir çırpıda yanıma geldi bir elimi hızlıca aldı ve parmaklarımızı sımsıkı kenetledi.

ZERDAWhere stories live. Discover now