Kitabım Töre değil mahalle kitabıdır.
"Zerda..." diye başladı, aynı hevesle.
"Allah şahidim ki bana nasip ettiği emanetine şu can bedenden çıkana kadar gözüm gibi bakacağım, kendi canım gibi kollayacağım. Sana söz veriyorum."
Mahalle hikayesidir...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Dün akşamdan sonra her şey değişmiş, çok güzel olan şeyler artık daha güzel olmaya başlamıştı. Gece boyunca bana verdiği bebek patikleri ile uyumuştum, elimden hiç bırakasım gelmiyordu. Gözlerimi açmadan yatağın diğer tarafına elimi attım, hissettiğim boşlukla gözlerimi açıp karşımda duran saate baktım henüz saat daha beşti. Giray yanımda yoksa şu an banyodaydı. Üstümde ki yorganı ayağımla iterek üstümü açtım.
Yataktan kalkarak banyonun önüne doğru ilerledim. Dün gece giydiğim beyaz geceliğime baktım. Sonra hiç yapmayacağım bir şeyi yaparak geceliğin askılıklarını omuzlarından aşağı indirerek üzerimden düşmesini sağladım. Derin bir nefes alarak banyonun kapısını açıp içeriye girdim. Kapıyı kapattım. Bebek patiklerinin içini dolduracak minik ayaklar lazımdı ve onu yapmak gerekiyordu.
Ilık su teninden aşağı dökülürken onu izlemek, su damlalarının kaslarında süzülüşünü görmek suya rağmen tenimi kızartıyor ve bacaklarımın arasındaki o bölgenin zonklamasına sebep oluyordu.
Parmaklarımı ona uzatıp ıslak gövdesine dokunduğumda parmak uçlarımın altındaki teni titredi. Ilık suya rağmen teninin sıcaklığını hissedebiliyordum ve bu benim içindi. Biliyordum. Ona doğru bir adım daha ilerlediğimde beni bir çırpıda belimden yakaladı ve kolunu sıkıca belime dolayarak göğüslerimi sert gövdesine yapıştırdı. Kafamı kaldırdığımda dudaklarımı çabucak yakaladı. Beni büyük bir açlıkla öperken omuzlarına sıkıca tutundum ve kendimi kabarmış aletine yasladım, bu ikimizin de aynı anda öpüşmeye ara verip inlememize sebep oldu.
Bir bacağımı kaldırıp beline doladı ve kadınlığımın iyice aletine yaslanmasına sebep olarak ikimizi de biraz daha zevke getirdi. Dudakları dudaklarımdan boynuma, oradan da göğüslerime inerken artık kendimi tutmuyor inlemelerimi özgür bırakıyordum.
“Zerda’m.” diye soluduğunda nefesi göğüslerime çarptı. “Beni yakıyorsun, öldürüyorsun ve ben uğrunda cayır, cayır yanıp kül olmaya hep razıydım, hep razıyım.”
Dikilmiş göğüs uçlarımdan birini ağzına aldığında gözlerim kaydı. Kendimi sertçe ona sürterek ellerimi saçlarının arasına daldırdım ve kafasını biraz daha oraya doğru bastırdım. Islak aletine sürtünürken birde dudakları beni iyice kendimden geçirmişti ama o da tıpkı benim gibi kendinden geçiyor göğsümü daha sert emerken iyice sertleşiyordu. Dudaklarını oradan çekip tekrar dudaklarıma çıkardığında bu sefer kalçalarımı kıvırarak ona daha hızlı sürtünüyordum. Sona yaklaşmam yakındı ve o da bunun farkında olduğu için kalçalarımı sıkıca kavrayarak beni iyice kendine bastırıp bana sona yaklaşmam da yardımcı oldu.
