Kitabım Töre değil mahalle kitabıdır.
"Zerda..." diye başladı, aynı hevesle.
"Allah şahidim ki bana nasip ettiği emanetine şu can bedenden çıkana kadar gözüm gibi bakacağım, kendi canım gibi kollayacağım. Sana söz veriyorum."
Mahalle hikayesidir...
Annem ile babam boşanmıştı. Ne annemi, ne babamı istemiyordum. Ama mecburen annemle kalmam gerekiyordu. Sığıntı gibiydim. Üç odalı evinin içinde bir odaya bile sığamamıştı bedenim. Kum torbası gibi oradan oraya sürüklüyordu beni. Çocuk değildim, ufacık söze kanmıyordu kalbim. Hiç mutlu değildim buna da şükür desem de. Annemin tavırları hoşuma gitmiyordu. Son bir aydır bunun sinyalini sözleriyle, hareketleriyle belli ediyordu. Sonunda dün akşam eteğinde ki tüm taşları ortaya dökmüştü. Bu evden gitmemi istemişti. Bir boğaz daha onlara çok geliyormuş, bana bakma zorunluğu yokmuş, koca kızmışım başımın çaresine o olmadan da bakabilirmişim.
Bu zaten beklediğim bir şeydi, bu yüzden beni şaşırtmadı ya da canımı yakmadı. Aksine sevinmiştim bile. Giderim dediğimde kocasıyla kendisine çilingir sofrası kurarak sabaha kadar eğlendiler. Abimi arayarak beni almasını söyledi. Abim onu ikiletmedi ve sabah geleceğini söyledi. Duyduğum zil sesiyle bu evde gülmeyen yüzümü kocaman bir gülümseme peyda oldu. Heyecanla köşede duran küçük el çantamı elime alarak odadan çıktım. Arkamı dönerek son kez odaya baktım.
Soğuk koğuşumdan artık kurtuluyordum. Derin bir nefes alarak kapıyı çekerek çıktım. Koridora doğru yürüdüğümde abimin sesi doldu kulaklarıma. Kapıya yaklaştığımda sinirli haliyle bir şeyler söylüyordu. Eliyle yüzünü sert şekilde sıvazladı. Beni gördüğünde o sinir yok olmuş, silinmişti. Ona doğru yaklaştığımda kollarımı boynuna dolayarak sıkıca sarıldım.
Göz ucuyla abimin yanındaki anneme baktım. Konuşmak için ağzımı açtığımda,
“Ay ne üşümesi görmüyor musun ev fırın gibi. Bizden ayrılıyor ya üzüntüden hep bunlar değil mi Zerda?”
Değildi. Onların odası fırındı, benim değil. Yer yatağında yatar, odamın peteğini yakmama asla izin vermezdi. Onlardan gizli açıyorum diye iptal ettiler. Oturma odasının kapısını gece girerim orda yatarım diye her gece kitlerdi. Merhametin m si yoktu. Artık kurtulmuştum. Bu onu son görüşümdü ve biraz bile üzgün değil, aksine mutluydum.
Şimdiki Zaman
Beni evden gönderdiği günden bu yana bir kez bile arayıp sormamış, merak etmemişti. Babamın beni zorla evlendirmek istemesi başına bela olur, kocasına zarar gelir diye. Beni evden gönderdiğini babam olacak adam söylemişti. Keyifli, Keyifli. Anne baba değil düşmandılar.