44.

366 37 20
                                    

Sıkıldım bu bölümü de saldım hayırlısı olsun

-

Mine.

Ulaş alayla gülen gözlerini benden alıp karşısındaki kıza çevirdiğinde yüzünde samimi bir ifade oluştu. Gözlerimi onlardan alıp başka yerlere bakmaya başladığımda yanıma doğru hızla yaklaşan Sude ve İpek ikilisini görmemle elimin tersiyle gözlerimi sildim.

İkisi de birer yanıma oturup bön bön suratıma baktıklarında gözlerimi devirdim. "Hayırdır ne var suratımda?" dedim alaylı çıkan sesime engel olamayarak. İpek suratını büzüp yüzümü inceledi, sonra Ulaş'ın olduğu yere baktı ve tekrar suratıma döndü.

"Hiç inandırıcı değilsin biliyor musun?" dedi arkasına yaslanmadan hemen önce, hafif sağa dönüp ona baktım. "Ney inandırıcı değil?" sorumu Sude cevapladı.

"Ağladığın anlaşılıyor gerizekalı," Gözlerimi uyarırcasına açarak ona baktım. "Umurumda bile değil ama sessiz ol." dedim sesimi kısarken. 'Beni yeme' dercesine suratıma bakmayı sürdürdü ikiside bir süre. Sonra bezmiş bir ifadeyle omuzlarımı indirdim.

"Evet, umurumda ama sessiz olun."

Sude heyecanla yerinde doğruldu ve ağzını açtı. "Ula-" Yükselen sesiyle gözlerimi büyüttüm ve aceleyle elimle ağzını kapattım. "Ulan aptal, ne yapıyorsun?" dedim sinirle solurken.

"Senin yapmadığını."

Birkaç saniye sabır dilercesine gökyüzüne baktım ardından ayaklanıp arka bahçeye doğru adımladım, onlarda peşinden geldiler. Kimsenin olmadığına emin olduğumda ikisine döndüm.

"Bana bakın, neyin peşinde olduğunuzu biliyorum. Olayı hiç karıştırmayın. Ayrıca söylemeyeceğim, ne olursa olsun."

İkiside mal gibi suratıma bakmayı sürdürdükten sonra Sude sordu. "Bitti mi?" dedi esnerken. Gözlerimi devirdim.

"Bunu nereye kadar saklayacaksın? Ayrıca belli ki hâlâ aşıksın, niye kendine de eziyet ediyorsun sen mal mısın?" durdu. "Evet malsın pardon."

Ellerimi saçlarımdan geçirdim ve gözlerimi sıkı bir şekilde yumdum. "Diyelim ki ben hâlâ seviyorum, ya o sevmiyorsa? Ya bitirmişse çoktan?" diye sesimi yükselttim.

"Gözlerine de mi hiç bakmadın bu çocuğun? Nefreti arkasında saklanan sevgisini de mi görmedin? Denesen ne kaybedersin?"

Bir o yana bir bu yana hızla adımlarken başımı iki yana salladım. Doğru değildi bu. Doğru olamazdı.

"Eskisi gibi sevmiyorsa ben söylediğimde bana sadece acıyacak! Ne diyeceğim karşısına çıkıp, Ulaş ben kanserdim, tedavi olmak için yurt dışına gitmek zorunda kaldım, senden o yüzden ayrıldım ama hâlâ seni deliler gibi seviyorum mu?"

Karşılarına dikildim ve ikisininde yüzüne baktım."Bana acımasını istemiyorum, bana o yüzden yaklaşmasını istemiyorum. Ben onun arkadaşlığını istemiyorum, arkadaş kalacak şeyler yaşamadık öyle hissetmedim ben." dedim sona doğru sesim kısılırken.

Sude ve İpek gözleri bir anda arkama kaydığında gözlerimi sımsıkı yumdum. Lütfen düşündüğüm şey olmasın, lütfen duymuş olmasın. Şansımı seveyim.

" Ulaş.. "İpek ismini mırıldandığında gözlerimi açtım ve başımı iki yana salladım. Dudaklarını birbirine bastırarak bana baktı. Arkamı dönmedim.

"Mine" dedi, dönmedim. Yüzleşmek istemedim, acımasını görmek istemedim.

"Mine bana dön, lütfen." dedi sesi titrerken. Sesinin öyle çıkması kalbimi titretti. Kendime küfür ederek yavaşça arkamı döndüm. Yanıma yaklaştı.

"Ben -" diye söze başlarken susturdum onu. "Ulaş sus, gerek yok. Hiçbir şey beklemiyorum zaten." dedim.

Gözlerine bakmaya zorladım kendimi. Birçok duyguyu barındırıyordu ama çözemedim. Ayırt edemedim gözlerindekileri.

Tekrar konuşmaya yeltendi."Sana -" başımı iki yana salladım. "Bana sakın acıma. İstemiyorum tamam mı? Bu şekilde değil, beni sevdiğin için yanımda duracaktın, bana acıdığın için değil. Ben hiç böyle hayal etmemiştim. Şimdi -" Sözümü böldü.

Dudakları dudaklarımın üstüne bastırdığında gözlerim kapandı, ellerim boşluğa düştü ve tutunacak yer aradım. Kollarını tuttum.

Hareket ettirmedi, hiçbir şey yapmadı. Sadece dudaklarımın üstünde durdu. Kendini geri çektiğinde gözlerimi açıp şaşkınlıkla ona baktım.

Alnını alnıma yasladı.

"Sana acımıyorum, hatta sana kızıyorum şu an. Yanında olmama izin vermedin diye."

"Ama-"

"Bir şey söyleme, hiçbir neden geçerli değil. Ne olursa olsun senin yanında olmak isterdim o zamanında. Çok şey düşündüm, senden nefret etmeyi çok istedim ama kendimden ettim, senden nefret edemedim."

Derin bir nefes aldı alnını benden ayırıp kafamı göğsüne bastırdı, bense hiçbir şekilde hiçbir şey yapmıyordum anın şokuyla kalmıştım öylece.

Kollarımı sırtına doladım ve daha sıkı sarıldım.

" Seni çok seviyorum.. "

-

bunlarıda yaptık sonunda

gördüm, beğendim | texting Where stories live. Discover now