34.

3.4K 292 69
                                    

Bu kadar hızlı olmayın yahu okul var..

-

"İpek! İpek kalk lan telefonun çalıyor, baban arıyor bak."

Gözlerimi zorlukla araladım ve esneyerek yattığım sırada doğruldum. Boynum tutulmuştu. Boynumu kıtlattım ve telefonumu elime aldım.

Babam arıyordu. Zaten o aramasa bile akşam ben onu aramayı düşünüyordum. Haftasonu yanına gitmek için. Çünkü annemin ölüm yıldönümü yaklaşmıştı. Onun ve abimin yanında olmam gerekiyordu.

"Efendim baba." Esnedim ve arkama yaslandım. "Uyuyor muydun?" Başımı salladım. "Evet ama öğle arası merak etme, derslerimi aksatmıyorum."
Güldüğünü hissettim.

"Aksatmayacağını biliyorum güzel kızım. Sana güveniyorum. Benim ne için aradığımı tahmin ediyorsundur sanırım." Saçlarımı düzeltirken cevap verdim.

"Tabii ki biliyorum. Bende seni akşam arayacaktım aslında ama sen aradın." İç çekti. "Geleceksin yanımıza değil mi?" Şokla kaşlarımı kaldırdım.

"Tabii ki geleceğim baba. Sizi asla yanlız bırakmam. Yarın rapor alıp geleceğim." Derin bir nefes alışını duydum. "Tamam ben sana yarın için uçak bileti bakıyorum o zaman." Bir süre daha konuştuktan sonra kapattık.

"

Gidecek misin gerçekten?" Sude'nin sorusuna omuz silktim. Tam cevap verecekken Mine konuştu. "Tabi ki gidecek, onları yanlız bırakacağını sanmıyorum." Başımı sallayarak onu onayladım.

"Hep beraber olmamız gerekeceğini düşünüyorum." Omzuma vurdu. "Ne zaman gidiyorsun?" O sırada arkadan Deniz'in sesi geldi. "Nereye gidiyorsun sevgilim?" dediği şeyle şaşkınlıkla öksürmeye başlarken Mine sırtıma vurup Deniz'e sövdü.

"Kalbine geldi, az yavaş enişte gözünü seveyim. Kız durduk yere kendi tükürüğünde boğuluyor."

Gözlerimi devirdim ve su şişesini alarak kafama diktim. Öksürüğüm geçmişti ama boğazım acımıştı.

"Nereye gidiyorsun?" Deniz, sorusunu tekrar yönelttiğinde benim yerime Sude cevap verdi. "İzmir'e dönüyor." Kaşlarını çattı Deniz. "Neden?" Mine ağzını açıp söyleyecekken ayağına sert bir tekme attığımda acıyla inledi ve ters bir şekilde bana baktı.

"Sussana aptal." diye fısıldadım. Kaşlarını çatmaya devam ederken ben konuştum. "Biraz işim var." Deniz kaşlarını kaldırdı. "Ne işiymiş?" Omzumu silktim. "İş işte."

Deniz'e söylemek istemiyordum çünkü peşimden geleceğine emindim. Arkama yaslandım ve gözlerimi kapattım.

Her şey beni yoruyordu.

-

Deniz: İpek

Deniz: Neredesin lan

Deniz: Dün konuştuğumuzda da bir gariptin (12.25)

İpek: İyiyim (14.38)

İpek: Sorun yok

İpek: Dediğim gibi İzmirdeyim şu an

Deniz: Bugün gideceğini söylememiştin

Deniz: Haftasonu gidersin sanıyordum

İpek: Rapor aldım bugün ve önümüzde ki pazartesi için

İpek: 4 gün kadar durmam gerekecek

Deniz: Ne işin var o kadar

İpek: Deniz lütfen sorgulama

İpek: Sonra söylerim belki

İpek: Ama inan bana hiç sırası değil bu aralar

Deniz: Pekala

Deniz: Nasıl istersen

Deniz: Bana haber vermeyi unutma

Deniz: Aklım sende kalacak :')

İpek: Merak etme :')

İpek: Görüşürüz

Deniz:Görüşürüz güzelim

-

Kitabın akışı nasıl sizce?

Benim pek hoşuma gitmiyor da...

Neyse görüşürüz♡

gördüm, beğendim | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin