36.

3.4K 290 82
                                    

Gözlerim şaşkınlıkla Deniz'in üzerinde gezinirken istemeden abimden bir adım uzaklaştım.

Şu an yanlış anladığına kalıbımı basardım. Anın aksiyonuyla Deniz'e bir adım yaklaştım. Abim ne olduğunu anlamaya çalışarak kaşlarını çatmış bakıyordu.

"Deniz, sakin ol ve bana bak. Gözlerime bak ve dinle." Sessiz olduğuna göre durum gerçekten vahimdi. Elleri kanıyordu. Yere düşen cam kırıkları etrafa saçılırken Deniz'in eline saplanmıştı.

"İpek noluyor güzelim?" Abim kolumu tutup kendine çevirsede gözlerim tekrar Deniz'e kaydı."Bir dakika açıklayacağım." Kolumu çekip dikkatli bir şekilde Deniz'in yanına ilerledim.

"Deniz, elin kanıyor gel ileride ki hastaneye gidelim." Elini tutmaya çalıştığımda geri çekildi. "Lütfen bana bu durumu açıklar mısın?" Derin bir nefes aldım ve cam parçası olan bileğini tutmaya çalıştığımda cam elimi kesti.

Acıyla çekildim ama bileğini bırakmadan diğer elimle cam parçasını çıkardım. "O benim abim." Gözlerinde şaşkınlık geçtiğinde, sonunda kendine geldiğini anladım. Az önce bomboş bakıyordu ve korkmuştum.

"Abin olduğunu bilmiyordum?" Güldüm ve cevap verdim. "Hiç kardeşin var mı diye sormadın ki?" Gözlerini kırpıştırdı. "Ben özür dilerim, yani öyle birden oldu. Cam seninde elini kesmiş, çok acıyor mu?"

Başımı iki yana salladım. "Biri bana ne olduğunu açıklayacak mı artık?" Abimin bıkkın sesini duyduğumda hatırlamış gibi ona döndüm. "Abi, bu Deniz. Aa şey.. Sevgilim." Sonuna doğru mırıldanmıştım.

"Vay vay vay.. Olum bunu nasıl yüzüme böyle kolayca söyleyebilirsin? Abi miyim bostan korkuluğu mu?" Hafifçe kıkırdadım ve cam kırıklarına basmamaya özen göstererek Deniz'i de yanıma çektim ve abimin yanından geçtim.

"Abi ben Deniz'i hastaneye götürüp geliyorum. Sen eve geç. Yarın tanışırsınız." Gözlerini devirdiğini gördüm. "Abi ben 2 ay sonra 18 oluyorum bırak artık." Omzumu silktim ve ordan uzaklaşmaya başladık.

"Buraya geldiğini neden söylemedin?" Diye yüzüne bakarak sordum. "Sürpriz yapacaktım ama sanırım asıl sürpriz bana oldu."Bu dediğine güldüm.

"Hoş geldin hediyen baya iyi oldu." Dudaklarımı birbirine bastırdım. Yakınlarda ki hastaneye herkesin bize tuhaf bakışları ardında yürüyerek gittik. İkimizin de eli kanıyordu ve bu gerçekten az rastlanan bir durumdu.

İkimizinde elini pansuman yaptırıp sardılar ve dikkat etmemizi söyleyip gönderdiler. "Canın çok acıyor mu?" Başını iki yana salladı. "Merak etme çok bir şey yok." Sağlam elimle omzuna vurdum. "Aptal bir dahakine dikkat et." Endişelenmiştim onun için.

"Nerde kalacaksın?" Merakla ona döndüm. "Aslında.. Kalacak bir yerim yok. Belki otelde kalırım." Kaşlarımı çattım. "O kadar para verilir mi ya?" Sırıttı ve kolunu omzuma attı.

"İstersen beni eve atabilirsin."

Duyduğum şeyle omzundan ittirip bağırdım. "Höst ulan! Manyağa bak hele." Sesli bir şekilde gülmeye devam ederken kafamı onun olmadığı bir tarafa çevirdim.

"Sevgilin değil miyim? Neden böyle yapıyorsun ki şimdi?" İmalı bir şekilde sorduğunda kaşlarımı çattım. "Arkadaş mıyız? Sanmıyorum arkadaşlar böyle olmaz. Ama istersen sadece arkadaş olabiliriz." dedim sadece kelimesinin üstüne bastırarak.

"Senle arkadaş kalabileceğimizi pek sanmıyorum," dedi bir banka otururken. Yanına oturdum ve sahil yolunu izledik. "Sonuçta arkadaşlar böyle yaklaşıp.." ben ona dönüp dikkatle izlerken yavaşça yüzüme yaklaştı.

"Dudaklarına odaklanıp.." dudaklarıma bakarken kalp atışlarım fazlaca hızlanmış ve etrafta ki bütün algılarımı kapatmıştı. Dudaklarıma dudaklarını bastırıp çekince şaşkınlıkla ona baktım.

"Böyle bir anda öpmezler."

Bu çocuk beni kesinlikle deli edecekti.

-

15 gün evdesiniz ama ben değilim :((

Yine de sık sık bölüm yazmaya çalışırım ama pek müsait olamam. Neyse.

Görüşürüz♡

gördüm, beğendim | texting Where stories live. Discover now