37.

3.1K 276 95
                                    

"Anne, ben geldim. Küçük kızın geldi. Çok özledim seni anne. Yokluğun çok acıtıyor canımı. Her sabah uyanırken duyduğum o çığlığı, 4 senedir duyamadım. Canım çok yanıyor anne."

Sesim gittikçe kısılırken içimde ki yaşları çıkardım gün yüzüne. Göz yaşlarım hiç durmadan akarken ellerim titriyordu. Babam omzuma elini koydu ve beni kendine çekip sarıldı. Babama sımsıkı sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ettim.

"Baba çok özledim onu." Saçlarımı okşarken biraz mayıştım ve ağlamam yavaşladı.

Babam beni arabaya götürdü ve su verdi. Kendisi tekrar mezarlığa, abimin yanına dönerken kafamı cama yaslayıp gözlerimi kapattım.

Kendimi o kadar halsiz hissediyordum ki göz kırpacak halim bile yoktu. Üzerime bir ağırlık çökmüştü.

Biri cama tıklayınca gözlerimi zorlukla araladım ve vuran kişiye baktım. Tanımadığım biriydi. Kaşlarımı çattım ve yerimde doğrularak cama vuran kişiye baktım.

"Kimsiniz?" Cevap vermedi, onun yerine arkasına baktı ve sonra bana da kısa bir bakış attıktan sonra sağa dönüp gözden uzaklaştı.

Kaşlarımı çatarak arkasından baktım. Sonra gözüm Mezarlığın girişine takıldı. Deniz buraya mı geliyordu?

Yine beni takip etmişti anlaşılan bu çocuk. Başımı onaylamazcasına iki yana salladım ama tebessüm etmiştim. Gittikçe yaklaşırken hala beni görmemişti.

Yerimde doğrulduğum sırada arabaya bakmış ve beni fark edip direk olarak buraya yönlendirmişti büyük adımlarını.

Kapıyı açtım ve yavaş adımlarla çıktım. Yanıma ulaştığında direk olarak kızarık gözlerimden öpmüş ve ardından belimden tutarak bana sıkıca sarılmıştı.

Gözlerimi kapattım ve yine babamın kollarında iken hissettiğim güveni hissettim. Bu beni çok daha duygusallaştırdı ve gözlerim doldu.

"Bana söylemediğin başka bir şey var mı?" Omzumu silktim ve çatlak bir sesle yanıtladım. "Bu konudan konuşmayı pek sevmiyorum, özür dilerim." Beni daha sıkı sardı.

"Abinle baban geliyor, onlardan ayrıl ve burda biraz daha kalmak istediğini söyle. Bende annenle tanışmak istemiştim, unuttun mu?"

Dudaklarım titredi ve o günü hatırladım. Başımı salladım. Benden uzaklaştı ve bir ağacın arkasına geçti. Arabanın diğer tarafına dolandım ve babamların gelişini izledim.

"Gidiyoruz kızım. Hadi geç arabaya." Babamın koluna elimi koydum ve gözlerine baktım. "Siz gidin. Ben biraz daha burda durmak istiyorum. Bilirsin baba şehirde uzun zamandır yoktum."

Babam anlayışla gözlerime baktı ve başını salladıktan sonra şoför koltuğuna geçti. Abim bana sarıldı "Dikkat et, çok da geç kalma." Dedi ve sonra o da arabaya geçti.

Onlar çıktıktan sonra Deniz'in olduğu tarafa döndüm. "Kızarık gözlerin beni ağlamaya zorluyor güzelim." Yanıma geldi ve gözlerime baktı. O an fark ettim de onun da gözleri kızarmıştı.

Deniz'in koluna girdim ve tekrar annemin yanına gittik.

Şara Erez.

21.05.1979 - 03.03.2014

Kalbim sıkıştı ama bu sefer ağlamamak için tuttum kendimi.

"Bak annem kim geldi?" Sesim titredi yine. "Hani sen demiştin ya? Bir sevdiğin olursa benden saklama diye.. Saklamıyorum anne. Bak tanışmak istiyor seninle."

Deniz elimi tuttu ve o konuştu. "Tanıştığıma çok memnun oldum efendim. Hep sizinle tanışmak istemiştim. Güzel ve kocaman kalbi olan kızınız var. Biliyorum ki size benzemiştir." Başımı Deniz'in omzuna yaslayınca gözlerimden yaşlar tekrar usul usul akmaya başladı.

"Ben onu çok seviyorum efendim. Gözüm gibi bakıyorum ona. İlk görüşte tutuldum hatta. Ben onu gördüm, beğendim ve çok sevdim."

Hıçkıra hıçkıra ağladım yine. Deniz'in kolundan çıkıp toprağa diz çöktüm ve çığlık attım. Çığlık atarak ağladım. Yanıma çöküp bana sarıldı yanımdan.

"Alışacaksın güzelim. Acı geçmeyecek ama alışacaksın."

-

Duygusal bir bölüm..

Uzun zamandan sonra selam,
nasılsınız?

Sizi özlüyorum, ve çok ayrı kalıyorum 


Neyse, görüşürüz ♡

gördüm, beğendim | texting Where stories live. Discover now