15

489 112 29
                                    

Kalbimde acıyla yaşamaya alışmıştım ben.Ailemi kaybettiğim günden beri bir karanlık kuyuya düşmüş o kuyuda debelenip duruyordum.
Mutlu olacağımı sanmış bir adama güvenmiştim.
Oysa bana ihanet etmiş zaten paramparça,eksik olan ruhumu tekrar kanatmıştı.

Ama ben bu dünyada önceliğimin hep kendim olması gerektiğini biliyordum hiçbir zaman başkaları için kendimi parçalayamazdım.

Bu hayatta hep düşmüş her düşüşümde kimseden yardım beklemeden tekrar ayağa kalkmıştım şimdide öyle yapıcaktım beni üzen insanları hiç hayatımda bulundurmamıştım,
bulundurmayacaktım.

Elimdeki istifa dilekçesiyle birlikte kapıyı vurarak Elif hanımın odasına girdim.

"Elif Hanım müsaitmisiniz?"

"Tabi buyur Eylül"

Masanın önündeki koltuklardan birine oturarak elimdeki kağıdı masanın üzerine koydum.

"Bu kağıt nedir?

Eline alıp istifa dilekçemi incelemeye başladı.

" İstifa dilekçem Elif hanım ben ayrılmak istiyorum"

Gözlüklerini çıkartıp anlamaz gözlerle bana baktı.

"Neden bir sorunmu var?"

Derin bir nefes aldım.

"Özel hayatımla ilgili bir durum daha fazla sizinle çalaşamayacağım üzgünüm"

Anlayışla kafasını salladı.

"Peki öyleyse sen kararından eminsen bize saygı duymaktan başka bir şey düşmez ben işlemleri başlatıyorum muhasebeden çıkışını alabilirsin"

İçten bir şekilde gülümseyerek oturduğum yerden kalktım.

"Çok teşekkür ederim bu süreçte bana yardımcı olduğunuz için kendinize iyi bakın"

"Ne demek, sende kendine iyi bak"

Arkamı dönüp odadan çıktım.Eşyalarımı toplamak için odama doğru yürüdüm.
İçeriye girmemle ayakta dikilen Barışı görmem bir oldu.
Arkasını dönüp bana baktı.

"Artık konuşsak iyi olucak sanırım"

"Tabi konuşalım"

Masamın önünde bulunan koltuklara yönelip oturdum o da karşıma geçerek oturdu ve bana sessizce bakmaya başladı.Sonunda bu sessizliğe dayanamayacak olmuş olmalıki konuşmaya başladı.

"Özür dilerim"

Alayla gülümsedim.

"Neden özür diliyorsun"

"Sana anlatmam gerekiyordu böyle öğrenmemen lazımdı"

"Neden anlatmadın ozaman niye sustun"

Sıkıntıyla ellerini saçlarına atıp karıştırdı sonra tekrar gözlerini gözlerime dikti.

İlk karşılaştığımızda bu gözleri daha önce görmediğimi düşünmüştüm gerçekten de bu tonda gözleri hiç görmemiştim ne kadar Savaşla benzeselerde bu gözlerde farklı bir şey vardı sanki ateş parçaları sıçramıştı harelerine.

"Söyleyemedim,Allah aşkına nasıl söylebilirdim Eylül zaten polisler evime gelene kadar kim olduğunu dahi bilmiyorduk"

"Ama sonrasında biliyordun"

"Evet ama sonrasındada söyleyemedim hatırlamıyordun ve doktorla konuştuğumdada seni zorlamamamız gerektiğini zorlarsak eğer geçici hafıza kaybının kalıcı olabileceğini söyledi korktum bende"

•● KEHRİBAR ATEŞİ ●•जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें