19

361 103 43
                                    

Duyduğum sesle hızla kafamı kaldırdım ve yeni bulduğum anahtar elimden düştü.Şuan karşımda duran az önce ismini andığım arkadaşımmıydı yoksa benmi hayal görüyordum?

Şaşkınlıktan çantamdan zor bela çıkardığım anahtarlar,elimden kayıp gürültüyle yeri boyladı.

"İnci!Gelmişsin buradasın!"

Hızla kollarımı açarak üzerine atladım.
"Çok özledim seni İnci.Niye haber vermiyorsun kızım geleceğini bilseydim daha erken gelirdim."

İnce kollarını sıkıca boynuma dolayarak bir kahkaha koyverdi.
"Dur dur,sakin ol bende seni çok özledim."

"Ne zaman geldin?Çokmu beklettim seni?Niye haber vermiyorsun İnci?"

Boynumdan ayrılarak Ela gözlerini her zaman yaptığı gibi devirdi.
"Bir motorun soğusun Eylül,anlatıcam hepsini ama önce bir içeriye girelim."
Kafamı sallayarak onu onayladım.Şaşkınlıktan eve girmeyi bile unutmuştum,yere düşürdüğüm anahtarı hemen alıp kapıyı açtım.Ayakkabılarımı çıkartıp üzerimdeki pantomu askılığa astım.
Birlikte içeriye girdikten sonra İnciye döndüm.
"Bu akşam burada kalacaksın itiraz kabul etmiyorum."

"Tabi burda kalıcam çünkü sorulacak hesabım var beni niye bu kadar habersiz bıraktığını öğrenmeden şuradan şuraya gitmem"

Ona söylediğim yalan aklıma gelince gözlerimi gözlerinden mahcubiyetle kaçırdım.
Tabiki bu hareketim yüzüme dikkatle bakan ela gözlerden kaçmadı.

"O gözlerin niye kırk takla attı senin? Hemen öt yoksa fena olucak"

Tehtidiyle birlikte hafifçe gülümsedim.
"Tamam anlatıcam her şeyi ama önce bir üzerimizi değiştirelim ve benim bir duş almaya ihtiyacım var ozamana kadar biraz beklemen gerekli"

"Tamam öyle olsun,benim birkaç şeyim olucaktı burada"

"Odada alt çekmecede hepsi"
Beni onaylayarak üzerini değiştirmek için misafir odasına gitti.
İnciyle neredeyse çocukluk arkadaşıydık orta okula başladığım zaman tanışmıştık.Yetimhaneden geldiğimizi bilen diğer öğrenciler ben ve benim gibi birkaç arkadaşımı hep aşağılar aralarına almazlardı.Bizi tek dışlamayan,hatta kendisi gelip arkadaş olmak isteyen İnci olmuştu.Daha sonrasında aynı liseye gitmiş hatta ayrılmak istemeyip aynı üniversiteyi kazanıp farklı bölümleri okumuştuk.
Ben İnsan kaynaklarını okurken o finans bölümünü bitirmiş fransayada doktora için gitmişti.
Ama artık buradaydı,dert ortağım yanıbaşımdaydı.

Fazla oyalanmadan banyoya girdim.Önce yüzümdeki makyajı çıkarmak için banyo dolabından bir pamukla temizleme suyu alıp yüzümü temizledim yüzümle işim bitince üzerimdeki elbisenin fermuarını açıp omuzlarımdan sıyırarak zeminle buluşmasını sağladım.
Elim sıkı at kuyruğu yaptığım saçlarıma giderek onları özgürlüğüne kavuşturdu.
Suyu hatrı sayılır bir sıcaklığa getirip kendimi altına attım.
Suyla birlikte bütün gece omuzlarımda yer edinen gerginlikte akıp gidiyordu resmen.Sorguluyordum,kendimi iki taraflı harlanan bir ateşin içine atıp atmadığımı bu akşam o kadının gözlerinde yanan alevleri görmüştüm adının hakkını verircesine yakıyordu değdiği yeri.Barış da benim gibi ihanetle sarılmıştı hemde en beteriyle,kardeşiyle sınanıyordu o benden daha yaralı bir vaziyetteydi hem ona borcum vardı bende onu ödüyordum.O kadın bu işin peşini bırakmaz her vaziyette canımı yakmak için uğraşacaktı biliyorum ama bildiğim diğer bir şeyse yandığım kadar yakacak oluşum.Çünkü artık ben acıdan dolayı yanarsam kül olur rüzgarla birlikte savrul ve buna dayanamam.
Yaşanılanları düşünmeyi bırakıp güzelce yıkandım.Suyu kapatıp bornozumu giyindim tekrar aynanın karşısına geçip nemlendiricimi kurumuş yanaklarıma yedirdim.
Aklıma o anda barış düştü.Bu gece iki kere öpmüştü beni,ona söylediklerim aklıma gelince yeni nemlendirdiğim yanaklarıma tekrar bir sıcak bastı.
"Gerçekten aptalsın Eylül adama resmen sevgilinim dedin.Ne zaman bırakıcaksın şu utanınca saçmalama huyunu?Hayır bari konuştuğunda utandığın şeyi ikiye katlamasan bir şey demicem,ama sen nasıl oluyorsa yeni utançlara yelken açıyorsun pes yani"

•● KEHRİBAR ATEŞİ ●•Where stories live. Discover now