Karar verildi

1.7K 180 35
                                    

Milan'ı izlerken zaman hızlı bir şekilde geçmiş ve o işlerini bitirip bana dönmüştü.

Hâlâ aynı pozisyonda onu izlediğimi görünce kaşları kalksada hemen sonrasında gülümseyerek bana doğru yürüdü. Önümde tek dizini kırıp yere oturarak ellerimi avucunun içine aldı ve her ikisinin'de üzerine bir öpücük kondurdu.

Babam dışında herkesin önünde saygıyla olmayan ceketinin düğmelerini iliklediği adam benim önümde diz çekiyor.

Ayy kalbim bu romantizme nasıl dayanacak?!

"- Seni beklettiğim için özür dilerim bebeğim." Dedi.

Kalp krizinden ölmesem bari...

"- Sorun değil. Yoğun olduğun halde seni rahatsız ettiğim için asıl ben özür dilerim." Dedim mahçupca gülümseyerek.

*içinde fırtınalar kopuyor*

Bir eli yanağımı okşadı. "- Bugün ne yapmak istersin?"

Saçlarımı kulağımın arkasına iterek,
"- Arka bahçe'de bir yürüyüş yapabiliriz." Dedim.

Beni onaylayarak ayağa kalktı. Ben de onunla birlikte kalktım. Ellerimizi birleştirirken birlikte dışarı çıktık.

Yürüyüşümüze başlarken bana nasıl olduğumu sordu.

"- İyiyim, sen nasılsın?" Dediğimde şaşkınlıkla duraksadı.

Cordelia ona hiç nasıl olduğu ya da ne hissettiğini sormazdı.

Milan, Cordelia'ya aşık olmasa'da saygı duyuyor ve onu seviyordu. Bu yüzden her zaman sevgili nişanlısına ilgiyle yaklaşırdı. Cordelia ise onun tarafından sevilirken şımarır ve bu ilgiden çok hoşnut olurdu.

Yine'de aynı ilgiyi ve sevgiyi Milan'a vermeyi hiç tercih etmemişti.

Maximillian onun için yalnızca kullanıp atacağı bir oyuncaktı.

Sonrasında oyuncağını başkasına kaptırınca eski nişanlısını takıntı yapıyordu. Yani onunki aşk değildi. Milan'ı sevdiğinden değil egosunu tatmin etmek için istiyordu.

Ancak ben o değildim.

Aslında buraya gelme amacım Maximillian'dan ayrılmaktı ama bu adamı görünce bana bir kal gelince yapamamıştım. Sonrasında bana olan nazik davranışları ile'de yumuş yumuş olunca sözünü dahi edemedim.

Şimdi'de benim karlı kekimin tepkisini görünce ayrılmaktan tamamen vazgeçtim.

Maximillian aslında sevgiye açtı. Çoçukluğundan beri değer görmek istiyordu. Ve hakediyordu'da.

Öyleyse ona hakettiği sevgiyi ve değeri ben verecektim.

Cordelia değildim ve şu an verdiğim karara göre onu Lili'ye'de kaptırmayacaktım.

Onlar bırak aşık olmayı, daha tanışmamıştı bile. O halde aralarına girmiş falan olmuyordum bence.

O yüzden planı devreye sokuyorum.

Plan 1; İmparatoru kendine aşık et!

Bunu sinsice ya da kurgulayarak yapmayacaktım tabii ki. Kendim olarak onunla vakit geçirecektim ve onu ilgiye boğacaktım. Bana aşık olmak ise onun gönlünün takdirine kalacaktı.

Eğer gelecekte umduğum olmaz ve benden ayrılırsa bir sorun çıkarmayacaktım. Ama bu şimdi ilişkimiz uğruna çabalamamam için bir gerekçe değildi.

"- Ben... iyiyim." Dedi gözleri ışıldayarak bana bakan imparator.

Pek bir şey yapmamıştım ama iki kelime bile onu çok mutlu etmişti.

Yiaa! Yerim ben bunu!

Neyse, sakin ol kızım. Şimdi adamın üzerine atlarsan onu ürkütürsün. Sabret biraz. Üstüne abanacağın günlerde gelecek.

"- Milan."

"- Efendim bebeğim?"

Dudağımı ısırarak ona baktığımda bakışları bir an dudaklarıma kaysa'da sonra tekrar gözlerime odaklandı.

Oha, noluyo noluyo?!!

"- Daha önce hiç söylemedim ama bilmeni istiyorum. Seni seviyorum. Babamdan sonra bu dünya'da en çok sevdiğim kişi sensin." Dediğimde nefes bile almadan bana bakmaya başlamıştı.

Hızınız 180, yavaş!

"- Gerçekten... Beni seviyor musun? Herkesten çok, öyle mi?" Dediğinde suratını ısırmak istedim. Öyle masum bir şekilde sormuştu ki, tatlılık komasından ölebilirdim.

Gerçi bir ara fazla aşk kuşu olduğumuzu düşünüp kusasım gelmedi'de değil.

"- Evet. Seni çok ama çok seviyorum. Herkesten ve her şeyden çok."

Daha 1 saat önce tanıştık, abartıyor muyum lan acaba?

Aslında yalan sayılmazdı. Ne'de olsa bu dünyaya geldiğimden beri babam dışında kimseyle muhattap olmadım. Benim için eşyaların falan'da öyle pek bir değeri yok. Parlak ve pahalı şeyleri, yemekleri ve tabii en çokta parayı seviyorum ama okuduğum kitapta aşık olduğum bir karakterden çok değil.

Önceki yaşamım'da en çok rahmetli annemi severdim ama bu dünya'da babamdan sonra en sevdiğim kişi Maximillian ve ben ondan daha çok birini seveceğimi düşünmüyorum.

Kalbim zaten tamamen onunla dolu çünkü.

Aslında garip fantazim yüzünden biraz utanıyorum. Gerçek olmayan bir karaktere delicesine aşığım. Ve bu garip bir şeydi sanırım ama artık bir önemi yok.

Çünkü Maximillian artık gerçek.

O'da, ben'de, babam'da gerçeğiz.

Bu evren gerçek.

Herkes kendi hayatının baş rolüdür öyle değil mi?

Okuduğum romanın Fl'si* Lili olabilir ama bu hikâyenin ana karakteri benim ve buna göre yaşayacağım.

*Fl* = Bir kurgunun ana kadın karakteri.

Kötü Kadın KlişesiWhere stories live. Discover now