Alaric Arsen ~2 | Romanın Hainleri

644 55 17
                                    

Öncelikle kısa bir bilgilendirme yapacağım.

Kitabı yazarken bir webtoon'a reenkarne oldu demişim, bir romana birde novele. Yani mantık hatası gibi olmuş. Novel ve webtoon aynı şey sayılır zaten o yüzden sorun yok ama ben kurguyu daha çok roman şeklinde yazmışım. Yani Cordelia'nın okuduğu evren bir kitaba ait gibi duruyor ve çekmecesine gizlediği şeyde bir kitap o yüzden kısaca mantık hatası giderilsin diye not düşeyim dedim.

Reenkarne olduğu evrenin bir webtoon'u bir de noveli vardı en başta. O webtoon'u okudu. Bundan sonrasında ise webtoon'u kendi yazarı kitaplaştırmak istedi ve okuduğu şey kitap haline getirildi. Elle tutulan bir kitap olmasının sebebi bu yani.

Bu arada Arsen'i yazarken sadece yeni bir ana karakter değerinde birini yazmak istemiştim ama yanlışlıkla kurgunun başında bahsettiğim iki kişiyle bağlantılandırmış bulundum. Böyle daha iyi oldu bence.

Birde Milan ve Cordelia'nın tiyatroya gittiği bölümde izledikleri oyunda adı geçen karakterler'de bu evrende olan gerçek kişiler, onları da ana kurguya olmasada kitaba birkaç olayda dahil edeceğim. Unuttuysanız geri dönüp okuyarak biraz bilgi sahibi olabilirsiniz ama çokta gerek yok buna çünkü ilerleyen bölümlerde anlatacağım.

[Alaric Arsen anlatımıyla]

Odamdaki son eşyalarımı küçük bavuluma tıkarken kapının aniden açılmasıyla irkilip geriye döndüm.

Yaşadığım ufak ve nerdeyse boş olan odaya benim dışımda kimse girmezdi. Hizmetçiler bile girmiyordu ki bu odanın harap halini açıklayabilirdi. Benim yeteneklerim duvarlardaki çatlakları ve tavandaki örümcek ağlarını gidermiyordu.

Sarayın en pis odası bana verilmişti. Doğduğumdan beri burada yaşadığım için alışmıştım ve yadırgamıyordum ama ne zaman büyüyüp kardeşlerimin odasını gördüysem buranın normal olmadığını anlamıştım. Bu oda bana değer verilmediğinin en büyük kanıtıydı.

Tek sebebiyse yalnızca köle bir kadından doğmamdı.

Oysaki gidip babama her karşısına çıkan dişi varlığı sikmesini ben söylememiştim.

Odama yıllar sonra benim dışımda giren ilk kişi kardeşim dördüncü prens Asgar'dı.

Yanında ki kibirli kadınsa sevgilisi Liliana olmalıydı.

"- Nihayet bir işe yarıyormuşsun prenscik. " diyen Asgar'a bakarken iç çektim.

Bu çocuğu hiç sevmezdim. Kibirli piçin tekiydi ve tıpkı kendisi gibi bir kibir budalasına aşık olmuştu. Benden küçük olmalarına rağmen Asgar'da Liliana'da beni hor görür ve aşağılardı.

Saygısız veletler.

Umarım en yakın vakitte geberirsiniz.

"- Bir şey mi istiyorsun kardeşim?"

Yüzünü buruşturup yere tükürdü.
"- Bana kardeşim deme soysuz, benim senin gibi kansızlarla işim olmaz."

Göte bak hele, ben çok meraklıydım onun kardeşi olmaya sanki!

"- Her neyse senin sesini duymaya bile katlanamıyorum. Liliana'nında Hendrick krallığına gideceğini söylemeye geldim. Senden istediğim tek şey karşılaşırsanız onu tanıdığını belli etmemen. Umarım bunu başaracak beynin vardır soysuz." Çenesini havaya dikerek konuşuyordu ve etrafa o pis ağzından tükürükler yayılıyordu.

Midem bulanırken kusmamak için boğazımı temizledim.

"- İsteğiniz benim için bir emirdir ekselansları."

Yeterince güce ve özgürlüğe ulaşmadan ayıya dayı demek mecburiyetindeydim. Bu yüzden yüzünü bile görmek istemediğim insanlara katlanmak için uysal rolü oynuyordum. Ve tabii aptal ve işe yaramaz taklidi yapıyordum.

Sonunda emellerimin meyvesi olarak babam tarafından düşman krallığa gitmekle görevlendirilmiştim. Sayesinde buradan kurtulacak ve yeni bir hayata başlayabilecektim. Tabii peşime adam takacağına emindim ancak hepsini halledeceğime inanıyordum. Onları ortadan kaldırdığım takdirde buradaki esaretten kaçışım için hiçbir engelim kalmayacaktı.

Kurtuluş planım hazırdı ve geleceğimi baştan yazmak elimdeydi. Önüme çıkan fırsatı asla tepmeyecektim. Görevi alırken itiraz etmeme sebebim buydu. Yoksa kalleşçe bir fetih için bilgi çalmak erdemlerime uymuyordu. Bana verilen görevi yerine getirmeden önce kurtuluşa ermeyi umuyordum. Kimsenin ahını almak istemezdim.

Biraz düşündükten sonra tekrar konuştum.
"- Ancak sevgilinizin neden geleceğini anlayamadım prens hazretleri."

"- Neden olacak? Tabii ki imparatorun koltuğunu ele geçirmek için! Senin bir bok becereceğine inanmıyorum. Bu yüzden ikinci plan olarak onu kullanacağım. Babam'da senin yapamadığın işi başardığımı duyunca beni takdir edip veliaht ilan edecek."

Bu velete kimse planlarını ulu orta anlatmaması gerektiğinden bahsetmemişti sanırım.

Yakında hatasını anlayacaktı ancak düzeltmek için çok geç olacaktı.

Yüzüme son kez küçümsercesine bakıp ikinci kere yere tükürdü ve sevgilisiyle birlikte kapıyı çarparak dışarı çıktı.

Yıkık dökük olan paslı kapı bu sayede büyük bir gürültüyle yere devrildi.

Kapıya sıkıntılı bir bakış atıp elimi alnıma vurdum.

Neyse ki bu boktan yerden kurtuluyordum.

Kitabın başlarında bahsetmiştim bu karakterlerden. Milan'ın ölümünde parmağı olanlar bunlar.

Lili=Liliana

Dördüncü prens sevgilisi=Asgar

Bölümler kısaldı, bunun sebebi de uzun yazınca hevesim gidiyor bazen ve duraksıyorum bu yüzden kısa kısa yazıp göndermenin daha iyi olduğuna karar verdim. Uzun bölümler'de olacak elbette ancak çoğunlukla kısa olur bölümler diye düşünüyorum. Bunun hikâyeye etkisi olmadığı içinde sorun olmayacaktır.

Kötü Kadın KlişesiWhere stories live. Discover now