Gözlerimi Alan Çift

528 49 6
                                    

Yazım yanlışlarım olduysa affedersiniz.

Maximillian ile el ele büyük yemek salonunun kapısından geçtik. Yemek masasında oturan herkes ayağa kalkarak bizi selamlarken adımlarımızı atmaya devam ettik ve yemek masasının baş köşesinde ki tahtvari saldalyemizin önünde durduk.

Sevgili biricik kocacığım eliyle havalı bir işaret yaparak oturdu. İşareti alan diğer herkeste onunla birlikte sandalyelerine yerleşti.

Kocam olacak güzellik abidesine bakarken iç çektim.

Bu adam nefesimi kesiyordu.

Onunla birlikte elimi bırakmadığı için yanına oturdum. Sandalye taht biçimindeydi ve bir taneydi. İki-üç sandalyenin birleşimi gibi duruyordu. Yani Maximillian'la tek bir sandalyede yanyana oturuyorduk.

Aramıza birini- hatta belki iki kişiyi bile alabilecek kadar boşluk vardı. Ancak Milancığım araya boşluk koymak yerine ondan azıcık uzakta duran bedenimi kendisine çekti ve dizlerimizin değmesini sağladı. Beni yanına çekmek için bıraktığı elimi tekrar tutarken başını masada oturanlara çevirdi.

Yine dünkü tayfa tam kadro buradaydı. Buna ek olarak annem olacak kadın ve birkaç yakını daha oturuyordu masada. O kadının yüzüne bile bakmıyordum. İmparatoriçe olarak ağırlığımı korumam gerekmese onu gördüğüm an bağırıp çağırmaya, belki ağlamaya başlayabilirdim ama özel meselemizi daha sonra halletmek için askıya aldım.

Burada olmasının esas sebebi Arsen'den öğrendiğimiz bilgilere göre Socelias krallığının planlarıydı. Ailesi onun yanında çekinmeden her şeyi konuşuyordu çünkü onun hiçbir şey yapamayacağını düşünüyordu. Arsen böyle demişti.

Neyse uzun lafın kısası; bahsettiği planlar sadece bizim imparatorluğumuzu değil birkaç başka krallık ve tebaayı'da alâkadar ediyordu.

Bu yüzden annem olması gereken ama annem olmayan kadın Amazon halkının lideri olarak bu yemeğe katılmıştı. Esasen bugün başka krallıklardan davetlilerimizde vardı. Maximillian meselenin ciddi olduğunu söylerek ulusal toplantı talep etmiş ve sarayına birçok hükümdarı davet etmişti. Ancak onlar bizimle aynı sofraya oturmuyordu. Sarayın misafir katında özel olarak ilgi görselerde aile kahvaltımızda yerleri yoktu. Bu kadının öz annem olma avantajıyla sofraya oturabildiğini anlasam'da kendisine yüz vermeye hiç niyetim yoktu.

Nezaketen konuşan eşimle bakışlarım ona döndü.

"- Sabah şerifleriniz hayır olsun. Başlayın lütfen."

Çevirisi; Günaydın, yemeğinizi yiyin.

Burası onun sarayı olduğu için yemek yerken bile ona sorulması gerekiyordu. Yazılı bir kural olmasada ona hürmet etmek gerekiyordu. Bazı hükümdarlar biri ondan izinsiz bahçesinde yürüdü diye insanları idam ettirebilecek kadar ciddiydi bu meselede ancak benim sevgilim nazik ve hoşgörülüydü. Biri o buyur etmeden yemeğe başladı diye küçük sebeplerden kimseye büyük cezalar vermezdi. Belki sözlü bir kınamada bulunabilirdi çünkü bu hareket otoritesini sarsabilirdi.

Aslına bakarsanız bu düzen bana biraz saçma geliyordu. Bunun sebebi sanırım 21. Yüzyıl'da 23 yıl yaşamamdı. Bazen buranın farklı bir evren olduğunu ve 21.yy'ın ortaçağı gibi bir zaman yaşandığını unutuyordum.

Biricik eşimin güzel yüzünü izlerken bugün uyumlu giyinme kararı almamı takdir ediyordum. Maximillian kıyafetlerini benim seçmemi rica etmişti. Bu teklife çok sevindiğimi görünceyse istersem her gün onu benim giydirebileceğimden bahsetmişti. Bunu sadece kıyafet seçimi olarak söylese'de benim aklıma birden ona gömlek giydirdiğim görüntü gelince bunu kesinlikle yapmam gerekiyor diye düşündüm ve bugün hem kıyafetlerini ben seçtim hem de onları giymesine yardımcı oldum.

Kötü Kadın KlişesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin