9.Bölüm:Aşk

62 8 73
                                    

9.Bölüm: Aşk
"İnsanı öldüren ise kalbin kaldırdığı aşktır."

Bölüm şarkısı: Gülden Karaböcek -Sevsen ne olurdu

İyi okumalar...

**

Kalp, insanı yaşatandır. 

İnsanı öldüren ise kalbin kaldırdığı aşktır. 

Ben aşık mıydım bilmiyorum ama karşımda beni delice öpen adama karşı koyamıyordum. Kolunda olan elim ensesine çıktı ve ordan saçlarına karışmıştı. Belimde ki eli sıklaşırken üst dudağımı kavramıştı. Nefes nefese geri çekilirken aramızda pek bir mesafe yoktu. Alnını alnıma yaslamış derin nefesler alıyordu. Dudağıma tüy kadar bir öpücük bıraktı. "Sana her zerremle aşığım," dedi ve tekrar öptü. "Beni öldüren de yaşatan da sensin Yaprak." Dudaklarıma her sözünden sonra bir öpücük bırakıyor ve geri çekiliyordu. 

Ayaklarım titrerken Baran bunu fark etmiş ki beni daha da sıkı tutuyordu ama o da benden farksız değildi. Bunu beni tutan ellerinin sürekli titremesinden anlamıştım. 

"Baran," dedim. Bir ömür diyebilirdim. 

"Seni seviyorum," dedi. Baran'a aşık mıydım bilmiyordum. Aşk basit bir kelime değildi benim için. Aşk o dizilerde, kitaplarda olan bir şey de değildi. Benim kalbimin bu kadar hızlı atması aşktan değildi ama onu sevdiğimden emindim. Baran'ı hayatımın her anında sevebilirdim. Saniyeler durmuş benim ağzımdan çıkan kelimeleri beklerken yeşil gözlerim bakmaktan alıkoyamadığım kara gözlerle buluştu, aramızda bir asır gibi geçen sessizliği ben böldüm. 

"Seni seviyorum."

***

"Kız ben onlara dedim ama beni dinleyen kim?" dedi mahallenin kuaförü Melahat abla. Aslı'nın saçını boyarken yaparken ettikleri dedikoduları dinliyordum. 

"Ay Melahat abla sende çok takıyorsun onları," dedi Aslı. Konu mahalleden bir kaç kadının onun saç yapmasını beğenmemesiydi. Onları dinlerken telefonuma bildirim sesi düşmüştü. Telefonu masadan aldığımda yazan kişi Baran'dı. Yine nerde olduğumu sormuştu. Kuaförde olduğumu söylediğim mesajı attıktan sonra tekrar masaya bıraktım. Baranla on üç gündür sevgiliydik ve ben daha Barış abilere konusunu açamamıştım. Korkmuyordum aslında. 

Korkuyordum. 

Abimler Baran'ı, Ali'yle kavgalı olduğu için sevmiyorlardı. Ne yapacağımı bilmiyordum tek söylediğim kişi Aslı'ydı. O da şoka girmiş kaç kere olayı anlattırmıştı. Gözlerim kapıdan giren kadına kaydı. Melahat ablanın kızı Selen gelmişti. 

"Hoş geldiniz," dedi içeri girdiği gibi. Siyah saçları beline kadar uzanıyordu, bal rengi gözleriyse insanı içine çekiyordu. Yüzünde bir iz bile yoktu duru bir güzelliği vardı. Gerçekten çok güzel bir kızdı. 

"Kızım hoş geldin, ablanlarla bana bir kahve yap zahmet olmasa." Selin annesinin isteğini gerçekleştirmek için direkt mutfağa yönelirken Melahat abla ellerinde ki eldivenleri çıkarıp kendini tekli koltuğa attı. Aslı dönen sandalyede bana döndü. "Aslı yirmi dakika bekleyip öyle yıkacağız. Ay kafam yandı deme bana," dedi Melahat abla. Dediğine ikimizde gülerken yeni bir sohbet açılmıştı. Konu ne ara benim gönlüme gelmişti bilmiyorum ama gözlerim kocaman olmuştu. 

"Yok mu kız senin gönlünde biri? Sürekli Baran'lasın var mı aranızda bir şey?" dedi Melahat abla. Aslı kocaman bir kahkaha attı ve gülerken konuştu. 

"Ay Melahat abla didaktör gibi kadınsın ha." Ağzımı açıp bir şey diyecekken elinde kahvelerle içeri Selin girmişti. Selen güzelliğin kadar bir o kadarda kurtarıcısın! İçimden dualar ederken Selin bana kahveyi uzatmıştı. 

Geçmiş Ve GelecekWhere stories live. Discover now