10.Bölüm: Hiçlik

62 9 92
                                    

Bölüm şarkısı:
Tarkan-Ölürüm sana
-Decrat ölüme davet

Bölüm şarkısı: Tarkan-Ölürüm sana -Decrat ölüme davet

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

10. Bölüm: Hiçlik
"Duvarlar aramıza girmişti o duvarları şimdi kimse yıkamazdı."

İyi okumalar..

**

KADİR YILMAZ

Herkes kalbinde olan acılarla yaşayamazdı ama benim gibi bir adam kendini çok iyi saklardı. Ben küçüklüğümden beri kendimden bile saklardım duygularımı esir olmak istemezdim. Bana göre en ufak bile içinde hissettiğin duygu bile öldürebilirdi. Her duygu aynı değildi bazıları yavaş yavaş acı çekerek öldürürken bazıları ise anıdan kalbine silahı dayar ve acımadan tetiği çekerdi.

Ben her ne kadar istemesem de aşk bir zehir gibi vücudumu sarmış yavaş yavaş öldürüyordu. Keşke diyordum aniden tetiği çekseydi de bunu bana yapmasaydı.

Telefonuma ani gelen haberle hiç düşünmeden dışarı çıkmış sokak sokak Ali'yi arıyordum. Meyhaneden çıktıktan sonra Bilal beni aramış haber vermişti. Elimde duran sigaradan duran son bir nefes çektim ve yere atıp ezdim. Nerdesin Ali nerdesin!?

Tekrardan karanlık bir sokağa girdiğimde bir beden görmemle duraksadım. Gözlerimi kısıp sokak lambasının cılız ışığına rağmen o yüzü tanımıştım. Adımlarımı büyük ve hızlı bir şekilde attım bir kaç adım sonra yanına varmıştım. Kendinde değildi yanında boş bir rakı şişesi bulduğumda yutkundum.

Bu adama ne oluyordu son günlerde?

Gece üçe gelirken onun önünde diz çöktüm, kafasını kaldırıp kendime çevirdiğimde kendinde olmadığını fark ettim. "Ali kardeşim iyi misin?" Yüzünü hafifçe tokatlarken bir şey sayıklıyordu.

"Çok aşığım lan," dedi ağzından çıkan kelimeler tam anlaşılmıyordu ama iç çeke çeke konuşuyordu. Kime aşıktı bu? Kendinden bile öncelik tuttuğu kadın kimdi? Bizim gibi adamlara bu kadar çok sevmek zarardı.

"Kime aşıksın kardeşim," dedim nedense benimde sesim acı çekiyor gibiydi. O sıra beni dehşete düşüren bir şey oldu. Hiç beklemediğim bir şekilde vücumda bir ürperti geçti. Elimi uzatarak yere düşen fotoğrafı aldım. Yaprak'ın gülerken fotoğrafıydı.

"Çok aşığım ben," dedi acı içinde kıvranıyordu. Ali'nin yıkılmaz bedenini Yaprak mı yıkmıştı. Sertçe yutkunurken Ali hıçkırarak ağlamaya başladı. Şuan Ali'nin Yaprak'ı sevmesinden daha önemli bir şey vardı. Ali'yi bu duruma düşüren sevdiğinin başkasıyla sevgili olmasıydı. Ali'nin Yaprak'ı sevme durumu çok absürt kaçsa da karşımda sanki acıdan ölecekmiş adamı iyi etmem lazımdı.

"Ali."

"Ben küçüklüğümden beri onu seviyormuşum." Gözlerim kocaman açarken şaşkınlığım bedenimi bırakmıyordu. Kafasını kaldırdı, göz göze geldiğimizde ıslak kirpiklerinin arasından acı kahve gözleriyle karşılaştım. "Ben onu çok seviyorum," dedi ve duraksadı birden aklına geldiyse yüzü buruştu acıyla. "Ben ne yapacağım," dedi gözyaşları içersinde. Ali'yi kendime birden çekip sarıldım.

Geçmiş Ve GelecekWhere stories live. Discover now