13.Bölüm:Kardeşlik

57 8 24
                                    

13.Bölüm: Kardeşlik
"Ve o nefes aldıkça dünyanın durmasını isteyeceğim."

Bölüm şarkısı: Ahmet Kaya- Ay Gidiyor

İyi okumalar..

BARAN AKDAĞ

Umutlar ya da hayaller bir yolculuktu. İnsanlar sürekli zihinlerinde bir sahne kurar ve tek başına onu oynarlardı. Sonra da umut ederlerdi belki bir umut hayalleri gerçek olur da mutluluğa kavuşurlardı. 

Gerçeklik ise bu hayallere bir pençe atar yere düştüğünde de yavaş yavaş ölmesini beklerdi. Acının tadına vara vara yapardı ki zevk alırdı bu durumdan. Gerçekler insanların hayalini her zaman öldürürdü bunu iyi öğrenmiştim ya da deneyimlemiştim. 

Yıllar önce kurduğum Yaprak'la ilgili hayaller gerçekleşiyordu ama beni hayal dünyamdan çıkaran gerçeklik yüzüme sertçe çarpmış bedenimi sarsmıştı. 

Aklımda tonlarca soru vardı. Yaprak neden buraya kaçma nedenini dememişti? Yaprak niye hastalığını söylememişti ve en önemlisi bunu Ali bilirken bunu neden ben bilmiyordum. Aslında düşündüğümde burda Yaprak'ın pek suçunun olmadığını fark etmiştim ama kendime yediremiyordum. Ali ben gibi yapmamış bu işin arkasını araştırmış öğrenmişti ve ben ise ufak bir bayılmaya bağlamıştım. Bu benim suçumdu ama kendime yediremiyordum bir türlü. 

Ali ameliyathaneye girdiği için karakola götürülmüştü ve gideli iki saat olmasına rağmen Yaprak ameliyattan çıkmamıştı. 

On saat otuz altı dakika on beş saniyedir yüzünü görmüyordum, sesine hasret kalmış çölün ortasında bir tek yağmur damlasına muhtaç gibiydim. 

Dışarı çıktığımda Oğuz ve Kadirler bir arada toplanmış hiçbiri ağzını açmamış tek kelime etmeden gergin bir şekilde bekliyordu. Gözlerim etrafta dolandığında benim ve Ali'nin adamları hastaneyi bir abluka içine almış her kenar başında birileri bekliyordu. Onların yanına yürürken bir kaç kere sendelesemde yanlarına varabilmiştim. Sinan'ın gözlerinde ki acıma duygusunu tattıktan sonra Sinan ayağa kalkıp yanıma gelmişti. 

"Gel otur iyi görünmüyorsun." Herkesin bakışları bana dönerken pek umursamadım. Sinan kalktığı yere beni oturtturken omzuma bir kaç kez vurdu. İyi ol demişti. Sinan diğerlerine göre bana daha ılıman yaklaşmıştı. Yaprakla beni öğrendikten sonra yanıma gelip sadece ona iyi bak demişti. Şuan ise hepsinin bana yumuşadığını fark etmiştim.

 Halime acıyorlardı. 

Ali benden daha kötü durumdaydı ama bir kişi bile yanına gidip sormamıştı. O Tekelioğlu demişlerdi atlatırdı. Barış paketinden bir sigara çıkarıp bana uzattı. Titreyen ellerime rağmen sigaraya uzandım. Barış bunu fark etmişti ki sigarayı dudaklarımın arasına yerleştirip çakmakla yaktı. Sigaradan bir duman çekerken Barış'ın gözlerini üzerimde hissediyordum.

"Kendine gel Akdağ! Yaprak birazdan ameliyattan çıktığında ona güç vermek zorundasın." Saatlerdir durmayan gözyaşlarım durmuşken Yaprak'ın vurulduğu gerçeği yüzüme sertçe çarparken yüzümü buruşturdum. Gözlerimin içi yanarken tutmanın bir manisi olmadığını fark etmiştim. Sessizce ağlamaya başlamıştım ki Barış bir şey diyecekken Gökhan kolundan tuttu. 

"Bırak sevdiği kadın vurulmuş adam kaldıramıyor bırak çıkarsın acısını." Gökhan'ın anlayışlı sesi kulağıma işlerken kalbimde bir şeylerin kopup gittiğine emindim. Sessizce ağlamamı sürdürürken kafamı yere eğmiş arada bir sigaradan nefes çekiyordum. 

"Yalnız bırakın bizi." Onun sesini duymamla kafamı kaldırıp baktığımda karşılaştığım kişi Ali olmuştu. Herkes anında dağılırken Ali yanıma oturdu ve elimde ki sigarayı alıp bir duman çekti. Benim ağlamalarım şiddetlenirken onun yanında kendimi rahat hissediyordum daha doğrusu o benim eski kan kardeşimdi. 

Geçmiş Ve GelecekDonde viven las historias. Descúbrelo ahora