On Altı

9.7K 822 286
                                    

Selamlarr!

İşteee karşınızdaaa...

KANIKARA 16:



Süreyya, ilk defa sıçramadan irkilmeden, su dibinden gün yüzüne çıkar gibi, sakin ve huzurlu, yavaşça uyandı.

Uyandı, burnuna ve ciğerine ve de kalbine Memed'in kokusu doldu. İşte o zaman silkindi, gözlerini kocaman açarak başını kaldırdı ve gördüğü şeyle dudaklarından bir:

"Eyvah!" ünlemi fırladı.

Memed'le uyumuştu! Memed'in omuzunda!

Başı duvara yaslanmış, boynu geriye doğru çıkmış, gözleri yumuk, elleri dizlerinde gelişigüzel kalmış Memed, onu duyar duymaz gözlerini açtı. Uykusu böyleydi. Hafif.. Temkinli uyurdu. En ufak sese uyanırdı. Yine öyle oldu. Memed gözünü açtı, Süreyya'yı gördü.

Memed çok yerde uyumuştu. Emmisi ona kızdığında samanlıkta, odunlukta yatırırdı. Askerde dağda taşta yatıp kafayı vurduğu da olmuştu. Amma ilk defa uyku ona; ahırda, küspe çuvalının üzerinde, başı sıvasız tuğlaya yaslı iken gelmişti. Fakat bu, Memed'in yaşadığı en güzel ve en huzurlu uykuydu.

Yüreğinde sevdasını taşıdığı kadının, bir ömür boyu aşkına hamal olduğu kadının başı omuzunda, kokusu burnunda, saçları boynunda... Vurgun adama bundan daha tatlı uyku var mıdır?!

Ve Memed uyandı, uyku buğusunun mahmurluğunun dalgalandığı gözleriyle karşısında dikilen Süreyya'ya; onun kahkülüne, omuzlarına dökülen zülüflerine, daha da beyazlamış tenine, uçurum gözlerine, Memed'in gömleğinin omuz dikiş izi kalmış yanağına baktı.. Gülzâr oldu içi. Kışı bahara kesti, uykudan uyanıp Süreyya'yı görmek; bu, Memed'in yaşadığı en güzel ve en huzurlu uyanmaydı..

Kız öylece kaldı. Adam onun gibi panik değildi. Son derece dingin, hatta umursamaz gibiydi. Ne var, ne oldu, neden eyvah dedin ki, alt tarafı uyuduk uyandık, ne garabetlik var bunda diyordu sanki bakışları.. Olacak şey miydi? Memed.. Daha zaman gözlerine öyle dik dik bakamayan Memed.. İki kelam edince, iki çift gülünce yüzü asılan, derin derin bir şeyleri.. Muhakkak Masalcı'yı düşünüp ondan uzaklaşan Memed. Böyle yaparak ciğerine ateşler düşüren Memed.. Niye öyle bakıyordu? Gözünü çekmeden.. Her santimini ezberlemek istercesine.. Ve neden böyleydi.. Sanki birlikte uyuyup uyanmaları pek olağanmış, doğrusu buymuş gibi.. Neden öyle ediyordu?

Süreyya sinirlendi. Neden anlamadı. Memed'i seviyordu, inkar edemezdi. Ama gitgellerden nefret ederdi Süreyya. Aksa ak, karaysa kara olsundu. Böyle yormasındı! Süreyya'yı sevdası zaten yoruyordu, Memed bari rahat bıraksaydı.

"Hayırlı sabahlar."  dedi Memed, hâlâ yerinden kalkmadan, sırtını yaslandığı yerden ayırmadan ve gözlerini çekmeden. "Neden öyle bağırın, bir şeyden mi korktun?"

HasbinAllah...

Şeytan diyor al şu tezeği yerden çal suratına. Süreyya kendine şaştı. Neye böyle öfkelenmişti, neden eli ayağı terliyor ve titriyordu öfkeden? Memed ona böyle yakın davranıyor, göklere çıkarıyordu. Az zaman sonra, yine eski uzak haline dönerse Süreyya yere çalışacaktı. Kolu kanadı kırılacaktı. Süreyya o kırık kanatlarla kendi hayatına nasıl uçacaktı! Hep aynı olsaydı, Süreyya'nın kalbini böyle zikzak zikzak çizmeseydi ne vardı?! Ah Kara Memed.. Karadeniz gibi, bir öyle, bir böyle Memed...

"Sana da. Olmadı bir şey."  diye yanıt verdi. Sesini düz tutmaya, öfkesini belli etmemeye çalıştı. Dün akşam yazısız sözsüz bir barış antlaşması yapmışlardı. Bunun imzasını da omuz omuza uyuyarak atmışlardı! Şimdi birden celallenmek olmazdı. Süreyya kendini dizginlemek için öyle büyük bir uğraş veriyordu ki...

KanıkaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin