On Sekiz

7.4K 799 228
                                    


Seeelaaaammm

Gelenler olmuş, hoş geldiniz!
Gidenler olduysa neden gittiniz, beri geliniz, hoş geliniz shhsh

Şimdi diyeceksiniz ki püüü o kadar haftanın ardından (çok da olmadı bu arada) attığın bölüm bu mu. Aöa bu yüzleşme bölümüydü dostlarım, Süreyya'yı ve geçmişini de iyiice bir anlamamız için gerekli bir bölümdü. Kısa ve öz tutmaya çabaladım. İnşaAllah beğenirsiniz.

Bu arada bir haberim var Kanıkara'da istediğim olaylar istediğim bölümlere yetişmediğinden mütevellit, bölüm sayısını biraz artırmaya karar verdim. Hani 30 bölümde final diyorduk ya o belki 40 olur, belki daha fazla.. İnşaAllah tadı kaçmadan hallederiz.. Bakalım n'olacak.

Sizi çok özlemişimm, fikirlerinizi duygularınızı yazmaktan geri durmayın lütfen ;)

Kaarşıınıızzdaaa

KANIKARA 18

O güzeller güzeli gülümseme, o ışık çehrede dondu. Uçurum gözlerdeki kıpırtılar durakladı, dört bir tarafa dağıldı, köşe bucak kaçtı. Bembeyaz yanakları al al, pençe pençe bir şey kapladı. Memed ürperdi. Çünkü Süreyya'nın yağmur damlalarıyla süslenmiş yüzü, bir anda duvara kesti, buz gibi oldu, kızıl güldü, çürüdü, soldu.

Memed, o vakit anladı, sevda imtihanının başı zorsa, sonrası ondan da fenaydı..

Yıldız kız, saniyelerce kaldı öyle, sonra tısladı, Memed'in daha önce ondan hiç duymadığı kadar sert ve uzak bir sesle:
"Öğrenmişsin."

Doğru. Öğrenmişti. Baştan beri bilmesi gereken şeyi. Ne fark ederdi ki? Bu Süreyya'yı neden bu hale getirmişti ki? Memed anlayamıyordu. Ona doğru elini uzatmak, saçını, yanağını okşamak istedi. O da seviyordu. Memed biliyordu. Sevmese Memed'e öyle gelemezdi. Memed'e öyle gülemezdi. Öyle bakamaz konuşamazdı. O küpeyi taktırmaya cesaret edemezdi. Süreyya da Memed'e vurgundu, Memed emindi, emindi, biliyordu. Peki neden böyleydi? Niye aşılmamıştı tüm engeller? Geride kalmamıştı? İşte Memed bunu bilmiyordu. İncecik bir sızı, büyüdü ve tüm yüreğini talan etti. Bu öyle bir bakıştı ki Memed'i ince ince kıyıyordu. Süreyya onu öldürebilirdi, ama böyle bakması eziyetti. O uçurum gözler ona niye böyle bilenmiş bilenmiş bakıyordu ki? Düşman mıydı? Katil mi? Neydi Memed?

Omuzları düşecekti az kalsın. Kız ise, dimdik idi onun tersine ve gittikçe de dikleşiyordu duruşu.

"Belliydi zaten."  başını salladı. "Öğrendin ya."  dedi, tekrar başını salladı, o narin beyaz elleri o koyu renkli ipek saçlarına geçti, daldı aralarına, çekti, sıktı.. Memed'in canı acıdı, saçlarının dipleri acırdı öyle, acımıyor muydu, bıraksındı. Süreyya sırtını döndü ona. Oysa Memed onun her haline razıydı ama sırt dönmesini istemiyordu şimdi. Yüzünü dönsün.. Gözüne baksın istiyordu. Neden bakmıyordu?! "Öğrendin."  dedi Süreyya ve geri döndü birden. Memed'in şaşkınlık içerisindeki mavi gök gözleri, uçurumlarla çarpıştı.

İlk defa böyleydi.
İlk defa böyle derin.
İlk defa böyle korkutucu.
Memed her daim bırakmak isterdi kendini o uçurumlardaki boşluğa. Onların sonunda ölüm yoktu bilirdi. O boşluktan çok güzel bir yere gidiliyordu, orası bu yıldız parçasının kalbiydi... Ne güzel yuva.. Onun gözlerinden onun kalbine ulaşmak ne güzel saadet.. Memed, ondan düşmek, ona düşmek dileğindeydi...

Ama şimdi korkuyordu. Çünkü Süreyya kilitlemişti gözlerindeki uçurumlardan kalbine giden yolu. Şimdi bambaşka bir yere gidiyordu o irisler. Ölüme... Nefrete.. Memed için ölüm, Süreyya'nın ondan nefret etmesindense, bin kere efdaldi, bin kere güzel...

KanıkaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin