17 yaşında, ailesi olmasına rağmen bir yalanın mahkumu olan ve hayatını yetim hanede geçiren Afra, ailesi bir anda hayatına girerse ne olur?
Yeni ailesi, abileri ve kardeşine hemen alışabilir mi? Ya abileri Afra'nın deyişiyle terörist olursa? Afra...
Sabah gözlerimi kamaştıran güneş ışıklarıyla açmıştım. Gördüğüm ilk şeyin pudra pembe duvarlar olunca biraz sinirlenmiştim. Pembe renginden nefret ediyordum.
Zaten doğru düzgün uyuyamadım. Dün gece kavga edip durdular, horoz gibi öttüler.
Bu aklıma gelince ellerimi kulaklarıma uzattım ve tıkadığım pamukları çıkardım. En çok o cellat tipli Kürşat'ın sesi çıkmıştı ve burada sinirden deli olmuştum. Gidip ağzına bir tane patlatmamak için kendimi zor tutmuştum.
Kıvanç denen o bostan karpuzu kafalı aptala da zaten çok sinir olmuştum. Kız gibi konuşuyordu.
Yataktan söylenerek kalktım ve banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Yüzümü soğuk su ile yıkamama rağmen açılamayınca, sıcak bir duş almaya karar verdim.
Hızlıca kıyafetlerimden kurtuldum ve duşa girdim. Elime hindistan cevizli şampuanımdan birkaç damla damlatıp, uzun saçlarımı köpürttüm. Hindistan cevizinin kokusuna gerçekten bayılıyordum.
Saçımı güzelce yıkayıp, duştan çıkıp bornoz buldum ve giyip gardrobuma yöneldim. Siyah bir kazak ve mavi kot pantolonumu çıkardım. Sonra ayakkabılarıma göz attım. Siyah ayakkabılarımı giymeye karar verdim ve saçıma beyaz tokalarımı taktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Telefonumdan saate bakıp, 12.34 olduğunu gördüm.
Odamın kapısının çalınmasıyla çalan kişiye içeriden "gir!" diye bağırdım. Ne güzel ya, kendi odam var ve istediğim kişiyi alabiliyorum.
Kapı açıldı ve içeriye Arda girdi. Onu görünce şaşırmadım, nedenini bilmediğim bir halde bu çocuğa ısınmaya başlamıştım.
"Kahvaltı hazır, annem çağırıyor." dedi. Başımı salladım, "Tamam, sen in geliyorum." dedim.
Ama o beni izlemeye devam edince kaşlarımı çattım. "Gidebilirsin diyorum, şimdi geleceğim." diyerek sözlerimi tekrarladığımda, dalmış olacak ki gerçek hayata bir dönüş yaptı.
"Tamam..Gideceğim şimdi.." dedi garip bir şekilde.
"Koçum mu?" diye sordu anlam vermeye çalışarak. Başımı salladım, "evet. Sen in geliyorum. Hadi ya, bir şeyi bir defa deyince anlamıyor musun?" dedim.
Bunu dememle arkasına döndü ve odadan çıkıp gitti. Aslında kahvaltıya inmek istemiyorum, o cellat tipli Kürşat'ı ve bostan karpuzu kafalı Kıvanç'i görmek istemiyorum. Tabi ki Alp de biraz mafyaya benziyordu ama o bana diğerleri gibi ön yargılı gelmemişti.
