Yedi

21.4K 921 90
                                    

Medya: Kıvanç Bayraktar

🍒

"Hadi güzel kızım, uyan."

Saçlarımı bir el okşuyordu ve bana uyanmamı söylüyordu. Şuan hayatımda görebileceğim en güzel rüyayı görüyordum ve uyanmak istemiyordum.

Kim okşuyordu ki saçlarımı? Annemdi,evet. Uzun zamandır hiç rüya görmemiştim ve bu rüyayı görmek beni uykuda olmama rağmen çok mutlu etmişti.

"Afra, hadi bebeğim. Bak sabah oldu, artık uyanmalısın." Ya, çok güzel konuşuyor ya. Keşke gerçek olsa..

"Ya bırak anne, bunun uyanacağı yok."

Duyduğum mide bulandırıcı sesle gözlerimi açtım. Ha? Bu cellatın burada ne işi var be? Rüyanın içine etti. Mal ya. Bu yetmemiş gibi bir de Alp geldi şimdi.

"Günaydın kızım." dedi sempatik bir yüz ifadesiyle Ebru hanım. Gülümsemeye çalıştım ama bunu becerip beceremediğim konusu tartışılırdı.

"Günaydın Ebru hanım." dedim. Kapının önünde ellerini ceplerine sokmuş, bana öldürücü bakışlar atan bir adet Kürşat'a bakmamaya çalışıyordum

"Alp abin seninle konuşmak istiyormuş. Fakat öğlene kadar uyuduğun için seni uyandırmak zorunda kaldım." deyince dehşetle ona bakıp gözlerimi büyüttüm.

"Öğlene kadar mı!?" diye sordum. Ebru hanım gülerek başını salladı. Elleriyle hala saçımı okşaması beni geriyordu.

"Önemi yok tatlım. Biz çıkalım siz konuşun. Sonra da kahvaltı yapalım. Aşağıda görüşürüz." diyerek yatağımdan kalktı.

Kapının yanında duran cellat tipli Kürşat Alp'in kulağına bir şeyler fısıldadıktan sonra Ebru hanım ile birlikte odadan çıktı. Çok güzel, Alp ile birlikte odada yalnız kaldık.

Yatakta dik durup ne diyeceğini beklemeye başladım. Ama elleri ceplerinde beni izliyordu. Ne bakıyorsun be adam? Daha önce hiç mi insan görmedin?

"Ne oldu?" diyerek konuya giriş yapması için bulunduğumuz ortamı ona hatırlatmaya çalıştım. Dik durup gözlerini benden ayırmadan konuşmaya başladı.

"Özür dilerim."

Tükürüğümün birden genzime kaçmasıyla öksürmeye başladım. Bunu hiç beklemiyordum!

Alp hızla yanıma gelip oturdu ve sırtıma nazikçe vurdu. "İyi misin?" diye sordu endişeyle. Başımı sallayarak öksürüğümün geçmesi için derin derin nefesler almaya çalıştım.

Alp bana masanın üzerindeki bardağa su doldurup verdi. Suyu döke döke içtim. Sonra bardağı elimden alıp, masaya koydu. Az önce ne demişti o? Özür mü dilerim demişti?

"Sakin ol, derin derin nefes al. İyi misin şimdi?' Diye sordu. Başımı salladım ve sırtımı yatağın başlığına yasladım.

"İyiyim...Sen ne diyordun?" diye sordum. Niye özür diliyordu, birazdan açıklamazsa meraktan ölecektim.

"Özür dilerim." Diye tekrarladı. Onu anladık zaten, nedenini söylesene be!

"Neden?"

Kaşlarını çattı. Nedenini biliyormuşum da inadıma soruyormuşum gibi bir ifade takındı. Bu evde bir şeyler dönüyor ama anlamadım.

"Benim yüzümden Melisa'nin aptallığına maruz kaldığın için." demesiyle hemen aklım yerine geldi. Hah, şu mesele! Bu olayı daha önce Arda'ya sormuştum ama bir de şu Alp'in ağzından dinleyelim.

Abi TerörüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin