On iki

20.2K 893 197
                                    

Medya: Kürşat Bayraktar

🍒

"Anne bu kıza oda veren olmadı mı?"

"Sus oğlum, bırak uyusun kız."

Yine ne oluyor? Odamın kapısını kilitlemek şart oldu artık. Odam dingonun ahırına döndü, gelen giren belli değil.

Zaten dün gece çok yoruldum. Dedemler gece 3 te falan gitti.

"Anne ablam neden burada uyuyor?" odamda da uyumam suç oldu. Umarım yakında uyumama da yasak getirmezler.

"Sessiz ol oğlum, uyandıracaksın ablanı." dedi Ebru hanım. Yine hangi rüya aleminde geziyorum acaba?

"Oturma odası yatak odasına döndü."

Yeter ama, konuşayım artık ben ayol!

Gözlerimi açmadan, yattığım yerden sitem ettim.

"Defolun gidin lan odamdan! Sabah da mı uyuyamayacağız?"

Tekrar uyumaya devam ederken yattığım yerin çok dar olduğunu fark ettim. Benim yatağım genişti aslında.

Yastığım da biraz sert gibi. Benimki çok yumuşaktı. Benden izin almadan odamın dekorasyonunu mu değiştirdiler ki?

Bir saniye... Burası benim odam değil ki! Bu yatak gerçekten dar!

Önce burası benim odam mı diye test etmek için gözlerimi araladım. Görüş alanıma ilk olarak bilgisayarıyla uğraşan bir adet Kürşat ve onun yanında oturup dergi okuyan Ebru hanım girdi.

Az ötede Arda kitap okuyordu. Bir yandan da Kıvanç ile konuşuyorlardı.

Uzun lafın kısası, BURASI BENİM ODAM DEĞİL!

Hemen yattığım yerden doğrulup kısık gözlerle onlara baktım. Pijamalarımı bile giymemişim! Üzerimde dün gece giydiğim elbisem vardı!

Kürşat ve Ebru hanımın gözleri bana döndü. Rezil oldum, rezil. Ben burada nasıl uyudum ya, nasıl?

"Günaydın kızım." dedi Ebru hanım. Utançla gülümsemeye çalıştım.

"Günaydın uykucu." Alp oturduğu yerden hem gazete okuyor, hem de gülerek bana bakıyordu.

Bir an önce buradan tüymeliydim. Herkes komedi filmi izliyormuş gibi bana bakıyordu. Ebru hanıma döndüm.

"Ben burada mı uyumuşum?" diye sordum hüzünlü bir sesle.

Ebru hanım başını salladı. Yan tarafta Arda gülmekten ölüyordu. Geber!

"Sen dün gece çok yorulmuştun, dedenler gittikten beş dakika sonra burada uyumuşsun. Uyandıracaktık ama kıyamadık." dedi.

Çok güzel.. Gerçekten çok güzel..

Hemen kalktım ama kalkar kalkmaz da ağzımdan küçük bir çığlık bıraktım. Tanrım! Ayağım kopmuş olabilir miydi?!

"Ah!"

Yere çöktüm ve içimden ayağımdaki topuklu ayakkabılara küfür ettim. Başıma açtıkları 2. bela olmuştu.

"Afra!"

Alp hemen yanıma geldi diz çöktü. Kürşat elindeki bilgisayarı bırakıp koşarak benimle beraber diz çöktü ve;

"İyi misin?" diye sordu. Acıyla cevap verdim, "Çok iyiyim sen nasılsın?!" diye sordum.

"Afra! Kızım iyi misin? Doktor çağıralım mı? Ambulans arayın, bir şey yapın!" Ebru hanım neredeyse sinir krizi geçirmek üzereydi, Kıvanç hemen yanına gidip onu oturttu.

Abi TerörüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin