Otuz üç

2.3K 168 249
                                    

Medya: Afra Bayraktar

🍒

Arabadan inerken, başım dönüyor gibiydi, ayakta zor duruyordum sanki. Sanki dünyanın öbür ucundan otele gelmiş gibiydik.

"İyi misin Afra? Yardım edelim mi çıkmana?" dedi Aral ama sanki onu zor duyuyor gibiydim.

"Ben giderim." dedim ve doğruca asansöre binip 3. kata çıktım. Tek isteğim yatağıma yatıp uyumaktı.

Pantolonumun cebinden kartı çıkarttım ve kapıya doğru tutup odama girdim sendeleye sendeleye. Odada hiç kimsenin olmaması beni rahatlatmıştı. Sanırım Kıvanç abim Alp abimin yanındaydı.

Hızlıca banyoda üzerime pijamamı geçirdim, diğer kıyafetlerimi de katlayıp dolabıma yerleştirdim.

Tüm ışıklar açık bir şekilde yatağıma uzandım. Işık olmadan ve tabi ki odada başka biri olmadan tek başıma uyuyamıyordum.

Ki şuan daha da hassaslaşacaktım bu konuda, son yaşadığımız olaydan sonra. Ne yaptılar ettiler, beni de kendilerine benzettiler. Pes. Gerçekten pes.

Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.

FLASHBACK, 2 SAAT ÖNCE

Yazarın anlatımıyla

Ebru hanım, eşi, oğulları Kürşat eski yardımcıları İnci'yi görmek üzere ceza evine gelmişlerdi. Bekleme odasında beklerken, Ebru hanım ne yapacağını hiç bilmiyordu.

Kaç yıllık çalışanı, hatta arkadaşı, onun ailesine nasıl böyle bir şey yapardı? Ebru hanım bunu hâlâ anlamakta zorluk çekiyordu.

Kelepçeli ellerini önünde tutan, ve koluna girmiş kadın bir polisle içeriye giren İnci'yi gördüğünde başını dikleştirdi ve ona baktı. Polis, onu sandalyeye oturttu ve kendisi de kenara çekildi.

İnci gözlerini kısmış ve gülümseyerek Ebru'ya bakıyordu. "Görüşme süreniz başladı." dedi polis.

"Neden yaptın bunu?" dedi Ebru güçlü durmaya çalışarak, İnci'ye baktı. Kürşat ellerini göğsünde birleştirmiş, duvara yaslanmış onları izliyordu.

Birden küçük odayı, İnci'nin kahkahaları doldurdu. Alaycı bir tavırla gülmeye başladı, gözleri Ebru'nun gözleriyle birleştiğinde kahkahaları arttı.

Kürşat neler olduğunu sakince anlamaya çalışıyordu. Kadının gülüşü ise Ebru'nun sinirlerini bozmuştu.

"Gerçekten anlamıyor musun? Bu kadar saf mısın sen?" dedi İnci kendini durdurarak, gülmeyi kesmiş, gözünü bile kırpmadan Ebru'ya bakıyordu.

"Lafı dolandırma, konuş. Battın zaten, en ağır cezayı alman için elimden geleni ardıma koymayacağım. Kızım orada ölseydi eğer..."

İnci Ebru'nun sözünü kesti.

"İşte tam da bu yüzden..." dedi İnci ve durakladı. Melih bey, Ebru hanım varken lafa karışmıyordu, fakat İnci'nin cümlesinden sonra dikleşerek ona baktı, Kürşat da hemen kaşlarını çatarak konuşmayı ciddiyetle dinlemeye devam etti.

"Ne yüzden?" dedi Ebru onu konuşmaya teşvik etmek için.

İnci'nin gözleri bir an dolunca herkes şaşkınlıkla ona bakmaya başladı.

"Senin ve o kızın yüzünden tamam mı?! Hepsi sizin yüzünüzden!" dedi İnci bağırarak. Ağlamaya başlayınca Ebru'nun şaşkınlığı ikiye katlandı.

"Ebru sana hiç bir şey yapmadı. Ne demek onun ve Afra'nın yüzünden?" dedi Melih bey. Sinirlenmek istemiyordu ama kendine hakim olamıyordu.

İnci ona bakmadan Ebru'ya bakmayı sürdürdü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Abi TerörüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin