Otuz iki

4K 228 157
                                    

Bu bölüm, zemheri_asi isimli okuyucuma ithafen yazılmıştır. Tebrik ederim canım ❤️

Medya: Afra Bayraktar

🍒


Saat 8 di, Gaziantep'te akşam olmuştu.

Hani derler ya, her gece bir aydınlığa kavuşur diye. Bu geceyi aydınlatan alevler vardı zaten. Evden yükseliyorlardı.

Peki Afra neredeydi? O şuan yaşıyor muydu? Yanıyor muydu, ona ne oluyordu?

Kıvanç, üzerindeki ceketi duman solumamak için ağzına doğru bastırmış, evin üst katına çıkmaya çalışıyordu. Yanan alevler onu kardeşini kurtarmasını engelleyemezdi.

Koridordan ilerleyerek, alevleri ceketiyle söndürmeye çalıştı. Neyse ki Afra'nın odası koridorun sonunda değildi.

Kıvanç zar zor adım atıyordu. Dumanlar ona çok zarar vermişti, nefes alamadığını hissediyordu. Zar zor adımlarla Afra'nın odasının önüne geldiğinde, açık kapının önünde, dizlerini kendine çekmiş ve oturan Afra'yı gördü. Başını dizlerine gömdüğü için, ne halde olduğunu göremiyordu.

Afra iyi miydi?

AFRA'NIN ANLATIMIYLA:

Neredeydim bilmiyorum. Sanırım solduğum dumanlar yüzünden bilincimi yavaş yavaş kaybediyorum. Neler olduğunu anlamıyorum. Sadece etrafın çok sıcak olmasına rağmen hâlâ üşüdüğümü hissediyorum.

Birden birinin kollarımdan tutup başımı havaya kaldırmasıyla gözlerimi zar zor açtım. Kıvançtı bu!

Hayal mi görüyordum? Beni kurtarmaya mı gelmişti? Hayatını benim için tehlikeye atmıştı. Gözlerindeki korkuyu, rüyamda görsem unutmazdım. O beni kurtarmaya gelmişti, benim için endişeliydi. Korkuyordu.

"Afra! İyi misin! Beni duyuyor musun!" gözlerim açıktı ama hiçbir tepki veremiyordum. Sanırım artık nefes aldığımı bile hissetmiyordum.

"Afra lütfen bilincini kaybetme... Benimle kal... Sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim. Tamam mı? Seni buradan çıkaracağım güzelim, söz veriyorum." dedi. Başımı kolunun üzerine yerleştirdi.

Dudaklarımı zar zor kıpırdattım. "Biliyorum abi..." dedim zorlukla. "Beni buradan çıkaracaksın. İnanıyorum, sana güveniyorum."

Çok uzun bir cümle kurmuştum, derin bir nefes verdim. Kıvanç'ın ceketini yüzüme örttüğünü hayal mayal gördüm. Duman komusunu artık az da olsa alamıyordum.

"Sana söz veriyorum, seni çıkaracağım. Abine güven..." Sana sonsuz güveniyorum, sana güveniyorum abi.

Beni havaya kaldırmasıyla merdivenlere doğru gittiğimizi anladım. Ama abim de sendeliyordu. Duman ona da zarar veriyordu. "Al şu ceketi, kendini koru." demek istiyordum ama dudaklarımı kıpırdatamıyordum.

Tek isteğim şu lanet olasıca yerden defolup gitmekti.

Şuan bulunduğum durum çok kötüydü, öksürüyordum ve nefes alamıyordum. Ama yine de mutluydum. Kıvanç abim beni kurtarmaya gelmişti. O beni kurtarmaya gelmişti.

Benim şimdi iki tane abim vardı.

Bulanık gören gözlerimle eve baktım. Herşey 10 dakikada mahvolmuştu. Alevler her yeri sarmıştı. O İnci denen kadın bunun hesabını verecekti.

Bir anda Kıvanç abimin ayağını takılmasıyla az kalsın yere düşüyorduk. "Dikkat et..." dedim kısık çıkan sesimle. Elimi belinden geçirip tişörtüne sıkıca tutundum.

Abi TerörüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin