10. Bölüm

9.2K 593 132
                                    

İçimde derin bir yara var arkadaşlar... Tamam şaka şaka. O kadar yara değil ama kırılıyorum yani. Kimse yorum yapmıyor :")

Ne kadar bundan nefret etsem de sınır koymak istiyorum. Çünkü başka türlü yorum yapmayacaksınız. Ki aranızda hayalet okuyucular da var. Sadece düşüncelerinizi paylaşsanız ya da ne bileyim istediğiniz bir şeyi yazsanız, karakterleri eleştirseniz... Fazla bir şey istediğimi gerçekten düşünmüyorum.

Bölümleri uzun tutmaya çalışıyorum. En az iki bin kelime yazmakla beraber, üç bin beş yüze kadar çıkıyor bu sayı... Ben bu kadar emek verirken, siz de emeğimin karşılığını verseniz olmaz mı?

Abartıyor gibi görünebilirim. Fakat yorumları okumak, oyları almaktan daha çok hoşuma gidiyor. Gerçekten.

Ve bu asla oy vermeyin demek değil dıemcoemxodmepdöd

Neyse, fazla konuştum yine. Zaten çoğunuz bu kısmı atladınız. Uzatmaya gerek yok yani xıemcpeöspemeo

***Emir Can İğrek --- Beyoğlu

İyi okumalar!

🎡

ALEDA İZEM TUNALI

Bir kere kapıyı açık bırakırsam cereyan da kalırdım. Olayları sallama seviyem ektedir. Hiçbir şekilde ciddiye almamakla beraber boş konuştuğunu düşünüyordum. Ya sanki onlar bana İngiltere kraliçesiymişim gibi davrandılar da, ben onlara keyifle köpek çekiyormuşum gibi davranıyordu.

Alooo, Safa, kardeşin beni evden kovdu kanka? Hangi kapıyı açayım size ben?

"Bal," dedi kapıyı açıp hafif üzerime eğilmiş olan Eriz. "Bir şey mi oldu?"

"Yok bal," dedim ona gülümseyerek. "Şov yaptı biraz."

"Canını sıkmadı değil mi?" Dedi kaşlarını çatarak.

"Sıktı, koş döv onu hemen." Dedim gülerek. "Gerilmeyin ya. Bakın ben size dedim, ben bu evde çok eğleneceğim."

"Fikrin değişmedi yani?"

"Yüzsüzüm ben." Dedim otuz iki dişimi de göstererek.

"O ne demek?" Dedi kaşları iyice çatılırken.

"Şurası aile evim ve sen arabada üzerime eğilmişsin, demek yavrum." Dedim sırıtarak. "Hadi öpsen neyse diyeceğim de... Öpmüyorsun da."

"Çok konuşma," dedi geri çekilerek. "İn hadi." Ona göz devirerek arabadan indiğimde diğerlerinin eve girmediğini ve bizi izlediğini gördüm. Eray, Eriz'e öldürecekmiş gibi bakıyordu.

"Abilik işini fazla ciddiye alırlarsa hepsinden dayak yemen yakındır," dedim alayla.

"Sen işin dalgasındasın, ben seni onları kabul ettiğinde göreceğim."

"Kabul mü etmek?"

"Geç dalganı geç." Dedi ve sırtını dönerek eve doğru ilerledi. Ardından ben de ilerlediğimde diğerleriyle göz teması kurmadan eve girdim. Bigem hanım bizi karşıladığında ben daha ne olduğunu anlamadan sıkıca sarıldı.

"Nasıl geçti gününüz?"

"Valla yorum yapamam, gün daha bitmedi." Dedim gülerek. Benden ayrıldığında Eriz'e ve diğerlerine de sarıldı. Eriz noluyo lan der gibi bana baktığında omuz silktim ve salona geçtim. Hemencecik kimse yerimi kapmadan dede beyin yanına oturduğumda, dede beyin, Ilgar beye sırıtarak baktığını gördüm göz ucuyla. Kolunu omzuma atıp beni kendine çektiğinde bir şey demedim ve ona yaslandım. Diğerleri de salona girdiğinde Bigem hanım ve Safa kapının önünde bir şey konuşuyorlardı.

ALEDA İZEMWhere stories live. Discover now