15. Bölüm

6.3K 428 83
                                    

Merhabalaaarrr! Arayı açmadan geldim bu sefer.

Kesinlikle kitabı unutacak olmanız korkusuyla hızlı hızlı yazmadım canım. (İç sesi yav he he dedi)

Bu bölüm Andaç beyimizi bol bol göreceğiz valla. Big boyum yazarken bile bitiyorum bu adama.

Bu arada Andaç asker :) Ne olacak hocam bizim bu asker sevdamız...

Bence bu bölüm bol bol yorum yaparsınız. Yaparsınız değil mi? 🥺🥺

Bölüm sonunda görüşürüz diyerek şimdilik sizi İzem'e bırakıyorum...

Müslüm Gürses- Tutamıyorum Zamanı

Keyifli okumalar!

🎡

"Bu kim anasını satayım akşam akşam?" diye homurdandı Erez, kaşları çatılırken. Eve geldiğimizi yeni fark etmemle beraber, bahçede Tunalı'lara ait olmayan bir araba vardı. Erez arabayı durdurduğunda beklemeden arabadan indim. Kapının önünde duran 1.90 boylarında, kalıplı bir adam vardı. Fiziği birisini hatırlatıyordu bana.

"Hanımefendi," dedi tanıdığım ses. "İzem artık burada yaşıyormuş. Onu görmem gerek. Aleda İzem. Onu tanımıyor olamazsınız."

Yüzümdeki kocaman gülümseme ile ona seslendim: "Beni mi arıyorsun Andaç abiciğim?"

Arkasını dönmesiyle üstüne doğru koşmam bir oldu. Gülerek kollarını açtığında zıpladım ve kollarımı boynuna doladım. Elleri belimi bulduğunda gülüyordu sessiz sessiz.

"Bakıyorum da özlemişiz İzem hanım?" Dedi iğneleyici tavırla. Ama hala gülümsüyordu. Ses tonundan anlıyordum.

"Özledim ki," dedim kafamı boynuna gömerken. "Seni Zeliş'e diyeceğim." diye homurdandım.

"Dersin dersin de... Kızım ben yaşlı adamım yoruluyorum hemen," demesiyle kollarımı geri çektim. Yerden yirmi santim yukarıdaydım. Yirmi santim. Bayılacağım şuraya. İlk defa bu kadar yukarı çıktım. Yükseklik korkum yok Allah'tan. Beni yavaşça yere indirdi. Elinden tutar tutmaz, "gel sana içeridekileri de tanıtacağım. Sana anlatmam gereken o kadar çok şey var ki..." dedim içeri çekiştirerek.

"Dur cimcime," dedi ama durmam için hareket yapmadı. Durup ona baktığımda, kapıyı işaret etti. "Annene bir sor bakalım, misafir kabul ediyor mu?"

Kapıda bizi karşılayan Ayten ablaya baktım. Ardından hemen arkasında duran Bigem hanım ve Yafes'e. "Şey, misafir kabul ediyor musun?" dedim Andaç abime biraz daha yaklaşarak. Bigem hanım gülümsedi ve başını sallayarak, "buyrun." dedi, içeriyi gösterirken. İkimizde içeri girdiğimizde Erez de içeri girdi ve montunu çıkardı. Gözleri Andaç abimdeydi. Montlarımızı çıkardığımızda yine elinden tutup içeri çekiştirdim. Tunalı'lar -Eray hariç- buradaydı.

"Hoş geldiniz," dedi Ilgar bey ayağa kalkarak. Andaç abimle el sıkışamamışlardı çünkü adamın eline yapışmıştım.

"Merhaba, Andaç ben." dedi Andaç abim ifadesiz bir sesle. "El sıkışmak isterdim fakat cimcime kaptı elimi." onun dediğine bozulurken elini bıraktım. Bana hafifçe gülümsediğinde Ilgar beyin elini sıktı.

"Memnun oldum evladım. Ilgar ben, Aleda'nın babası." Andaç abim başını salladığında diğerleriyle de tanışmıştı.

"Eray da var," dedim tanışmadığı tek kişinin ismini söyleme gereği duyarak. "O da doktor, nöbete kaldı sanırım."

ALEDA İZEMWhere stories live. Discover now