19. Bölüm

5.5K 344 228
                                    

Merhabalar, hoş geldiniiizz!

Nasılsınız?

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın olur mu? 🥺🥺

Bir de duyuru paylaşırken çıkmayan çiçeğimi şuraya bırakayım hemenn🌸🌸🌸

Ajda Pekkan-- Yakar geçerim

Keyifli okumalar!

🌝


"Abi," diye fısıldadım korkuyla. "İşim çıktı falan deyip, gitsek mi?"

Şu an Rüya ve erkek arkadaşının evinde, salonunda bulunan krem rengi koltukta oturuyordum. Şu ana kadar mantıklı gelen her şey çok saçma gelmeye başlamıştı bir anda. Benim burada ne işim vardı Allah aşkına?

"Saçmalama." dedi abim kaşlarını çatarak.

"Ya ne diyeceğim?" dedim bende sıkıntıyla. "Gelmem hataydı!"

"Sus, kız duyacak şimdi." dediğinde burun kıvırdım. "Herkesin kulağı seninkisi kadar iyi duymuyor canım."

"Sen otur güzelim," dedi Taha, Rüya ile birlikte salona girdiğinde. Elinde kahve fincanlarını taşıdığı bir tepsi vardı. Rüya'nın erkek arkadaşıydı ve tahminimce yirmi bir yaşındaydı. Rüya'ya destek olmasının yanında ona içi gidiyormuş gibi bakması bana sevdiceğimi hatırlatıyordu.

Ve hayır, Eriz Dalkıran o gün bana sevgilim demesine rağmen sevgilimmiş gibi davranmıyordu. Nedenini anlamadığım bir şekilde uzaklaşmıştık şu son günlerde.

Şeytan diyor, git kapısına dayan şimdi, yapış dudağına, karşılık vereceği sırada da yapıştır yumruğunu yüzüne.

Neyse, sonranın konusuydu bu.

Kahvelerimizi ikram ettiklerinde ikisi karşımızdaki koltuklara oturmuşlardı. Taha hemen Rüya'yı kendisine çekti. Rüya'nın saçlarıyla oynamaya başladı. Abim onlara uzaylı görmüş gibi bakıyordu. Yüzünü buruşturmamak için zor duruyor gibiydi.

"Sizi bir yerde görmüştüm." dedi Rüya, abime bakarak. Kaşlarım merakla havalandığında, "Aa evet." Dedi birden. "Senin odanda bir fotoğraf vardı, o adamsın sen." dedi bana bakarak. "Eşyalarını almaya gelmediğin için odanda eşyalarını incelemek mecburiyetinde kalmıştım. Fotoğraflar ilgi alanlarım arasındadır."

"Harbi, eşyalarını neden almaya gelmedin?" dedi Taha. Sanırım oda tüm konuya hâkimdi.

"Gerek duymadım." dedim omuz silkerek.

"Attı ama o adam," dedi Rüya sıkıntıyla. "O akşam sen gelmeyince tüm eşyalarını attı kapının önüne. Engellemeye çalıştık ama fazla sinirliydi, bize de patladı."

Abim ile göz göze geldiğimizde, "bizde eşyaların." Demekle yetindi. Büyük ihtimalle unutmuşlardı söylemeyi. Ona kafamı salladığımda, "ben bir su içeyim." Diyerek ayağa kalktı. Taha da ayağa kalktığında bizi yalnız bırakarak mutfağa gittiler.

"Ee?" dedi Rüya neden geldin der gibi.

"Paranı getirdim," dedim alayla, hastanedeki konuşmamızı hatırlamasını umarak. "İddiaya girdik ve ben kaybettim ya." Güldüğünde, onunla beraber güldüm bende. "Şaka bir yana," dedim sakinleşince. "Nasılsın? Gerçekten nasılsın? Bir anda insanlar bizim kızımız olmayabilirsin dediler ve gerçekten de onların kızı olmadığımızı öğrendik. Bir anda, bir süre tanınmadan da hayatımız değişti. Ben seni gerçekten merak ediyorum."

ALEDA İZEMWhere stories live. Discover now