3. Bölüm: Ağaç minesi

1.6K 103 121
                                    

Hızla dış fırçalarımıza macun sürdüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hızla dış fırçalarımıza macun sürdüm. "O kadar çikolatadan sonra dişlerimizi fırçalamazsak ne olurdu Aliş?" diye sordum hafızasını kontrol etmek için. "Bakkal Hüseyin amcanın dişlerine döner dişlerimiz!" dedi neşeyle. Birbirimize bakarak kahkaha attık neşeyle.

"Ay adamcağıza da kimse diş fırçası almamış mı acaba? İşten sonra ona bir paket hazırlamaya ne dersin?!" dedim coşkuyla. Bu konu da çok ciddiydim. Adamın ağzın da bir tane beyaz diş yoktu. Ve görüntüsünü geçtim, pisliği yüzünden iğrendiğim için alışveriş yapamıyordum adamdan.

"Olur. Nasıl bir paket?" diye sordu çocuk saflığı ile.

"İçinde her tür ağız bakım malzemesi olan bir paket! Aslında bir de doktor randevusu almak lazım ama o kadarını da artık bir zahmet kendisi halletsin. Ama biz yine de fikrimizi açıkça belirtelim!"

Kırılmasından korkmuyordum. Burada kırılan tek şey bizim burnumuzun direğiydi. Ali sözlerime kıkırdarken bende hızla diş fırçasını ağzıma götürmüştüm.

"Hadi, fış fış!" dedim dolu ağzıma rağmen Ali ile konuşarak. Benim imamı anlaması ile elinde ki diş fırçasını ağzına götürüp, dişlerini fırçalamaya başladı.

"Kahvaltı yapmaya zamanım yok Aliş, ama senin için hazırladım. Oturup ye ve ardından senin için ayırdığım kitapları okumaya başla. Akşam geldiğimde kontrol edeceğim!" Kafasıyla onaylayıp hoplaya zıplaya mutfağa gidip sandalyeye kuruldu. "Öpeyim." dedim ve alnından öperek kapıya yöneldim.

Bir haftadır birlikte yaşıyorduk ve hiç de zorlanmıyorduk. Zaten Ali ben demeden çoğu şeyi kendisi halletmiş oluyordu. "Kimseye kapıyı açmak yok Aliş!" diye bağırdım "Birisi gelirse-"

Devamını söylememe izin vermeden kendisi atladı "Evde yokmuşuz gibi yapacağım, tamam Yaso! Anladım! Her gün aynısını söylemekten dilinde tüy bitecek! Sonra Murat abi gibi sakallı bir erkek olacaksın! Iyy!" Onun sözlerine kahkaha attım.

Dilinde tüy bitmek değimini gerçek sanıyor olmalı. "Tatlım o öyle bir şey değil. Ama şu an açıklamaya fırsatım yok. Akşam hatırlat anlatayım!" dedim ve uzaktan öpücük atarak koşarak evden çıktım.

Bir çocuğu evde tek bırakmamam gerektiğini biliyordum ama onu kime emanet edeceğimi bilmiyordum. Hele de resmi olarak benim bir şeyim değilken bunu yapmam mümkün değildi.

Onun okula gitmesini en çok isteyen kişi bendim ama şu aralar mümkün gözükmüyordu bu. Önce Ali'yi velisi olarak kendi nüfusuma almam lazımdı. Ve tabi bunun için de önce Ali'nin bir yetimhaneye gönderilip ardından benim tarafımdan evlat edinilmesi gerekiyordu.

Ve bilin bakalım tek eşli olacağım diye direterek evlat edinmeye uygun görünmeyen o aday kim?

Onu evlat edinmek için evlenemezdim. Birincisi elimde olan tüm adayları kaçırmıştım ikinci olarak, zaten benim elimde hiç aday yoktu! Annemin buldukları da benim kafama uymuyordu...

Taç DökümüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin