10. Bölüm: Jasminium Polatum

844 70 15
                                    

Yok be ne gideceğim ona kanka dedikten sonra sıfat-ül eşgalimiz ahbxjaxjahxa

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yok be ne gideceğim ona kanka dedikten sonra sıfat-ül eşgalimiz ahbxjaxjahxa

Deniz'in sağlığı iyi olmadığı için ve yani baya dayak yediği için, ona bir hafta izin vermiştim. O bir haftayı da Ayşe ve Ali ile geçirmiştik. Erdem amca normalde kimsede kalmasına izin vermiyordu genç kız olduğu için ama bizde kalmasına izin vermişti.

Artık onlar bana bende onlara ısınmış, aileden sayıyorduk birbirimizi. Buket teyze köyden bu haftanın sonunda geri dönmüştü.

Ayşe bizde kaldığı için bu hafta mesailere kalmıştım gönül rahatlığı ile. İşe dört kolla sarılmıştık hepimiz. Çoğumuz ücretsiz mesaiye kalmıştık. Derdimiz para değildi, hepimiz yeterince kazanıyorduk. İşimiz olmazsa hiç para kazanamayacağımızı da biliyorduk. Herkes bunun farkında olunca mesaiye kalan da çok kişi olmuştu.

Bir haftada büyük miktarda değişime yol açmıştık. Kimse bu bir haftada böyle bir gelişme sağlayabileceğimize inanmamıştı.

İşte her şey bir ayın sonunda düzelmiş olacaktı. Ali ve Deniz güzel anlaşıyordu ve annemler hal hatır sormak için bile aramıyorlardı artık. Ali'yi sahiplendiğimden beri beni reddetmişlerdi sanırım.

"İşte böyle doktor. Korkuyorum." dedim karşımda ki adama açıkça. Psikiyatri de almıştım soluğu. Ali'ye yansıtmayayım dedikçe hayat yeni sürprizler çıkartıyordu ve yorulmuştum.

"Bir ilişkiye başlamaya korkuyorsun?" diye tekrar etti söylediklerimi. Kafamla onayladım. "Peki verdiğin hangi karardan sonra üzülürsün?" diye sordu. "Nasıl yani?" diye sordum.

"Yani şöyle...İlişki istemediğini söylersen mi daha çok üzülürsün yoksa ilişkiye başlarsan mı?" diye açıkladı ellerini önünde birleştirerek. "Düşünmedim." diye itiraf ettim.

"Peki düşün o zaman. Bunun için buradasın ya Yasemin!"

Doğru. Bunun için buradaydım.

Bir süre düşündüm. Bir karara varmam zordu. Kararsızdım bir kere. Fikirlerim sabit değildi ve korkuyordum. "Yanlış bir şey söylemekten korkuyorum. Şimdi desem ki istiyorum...gider adamın kapısına dayanırım. Kendimi biliyorum. Desem ki yok uzak olsun benden...o zaman da arar derim bir daha görüşmeyelim. Bir aram yok ki! Aslında görüşmek istiyorum ama sonu kötü biterse baya üzülürüm." dedim ve soluklandım. "Ayrıca karar verebilsem burada ne işim var arkadaşım?!"

Demeyin ki Yasemin sende ne görgüsüzleştin, adama ne bicim hitap ediyorsun. Adam benim üniversiteden arkadaşım!

"Yasemin. Bak biliyorum kolay değil ama bir ilişkinin önünü arkasını düşünemezsin. Anı yaşa. Bırak olacağı varsa olur. Düşmekten korkma. Sen kalkmasını en iyi bilenlerdensin." dedi elimi tutarak.

Elini elimin üstüne koymasıyla bende diğer elimi eline koydum. Arkadaşçaydı.

"Öyle mi diyorsun Serdar? Yardırayım mı?" Üniversitede çok kişiyle değil kimseyle anlaşamazdım. Daha doğrusu bir hayatım yoktu. Ama üniversitenin kampüsünde ya da ders çalışmak için kütüphanede karşılaşınca konuştuğum bir kaç kişi vardı onlardan biri de Serdar'dı.

Taç DökümüWhere stories live. Discover now