Ne demişler, doğduğunuz aileyi seçemezsiniz ama evlat edindiğiniz çocuğu ve kayınananızı seçebilirsiniz! Evlilikten ölesiye korkan cesur ve inatçı kızımız Yasemin Akça, zor zamanlar geçirdikten sonra önce narin bir çiçek gibi taç yapraklarını döküp...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Halamı dövmek ne demek Yasemin?" diyerek başımın etini yemeye devam eden Polat'a çaktırmadan göz devirdim. "Ya sen çocuk musun, bir de kadının saçlarını yoluyorsun ya?!"
Çocuk değildim ama çocuksu olduğum bir gerçekti. Hem ne var, senin fingirdek eski karınla beni bir tutamaz kimse tamam mı!
Tabi ki bunu ona demedim. Sinirliydi zaten.
"Bayram, bayram başımıza gelene bak. Yok bir de Tuğbayla bir tutmuşmuş! Ulan benim aklımda fikrimde senden başka kimse var mı? Bir sor bakayım bana. Bana ne Tuğba'dan!"
Ya öyle mi Polat...?! Kedi gibi yerlere yatacaktım birazdan! Biraz daha öv beni aşkısı! Ne demek gözüm senden başka kimseyi görmüyor Polat! Kalbime indirmek istiyorsan devam edebilirsin.
"Yasemin!" diyerek gülümseyen yüzüme bağırmasıyla kendime çeki düzen verdim hemen. Ali'yi Nazlı annem ile gönderdiğimizden bu kadar rahat davranıyordu kızmak konusunda. "Efendim ballı lokmam?" dedim ama sırıtmasaydım iyiydi.
Tuğba eski karısıydı. Polat'ın evli olduğunu biliyordum zaten. Sahilde yürürken söylemişti ama sinirlendiğim kısım beni onunla kıyaslamalarıydı. Zaten daha kıskanç mıyım değil miyim emin olamazken nerden çıkmıştı bu eski karı muhabbeti! Asıl delirecek olan bendim!
"Polat kusura bakma da, seni de benim eski kocamla bir tutsalar sende delirirdin!" dedim göz devirerek. Gözlerinden alev çıkartarak bana baktı. Ben daha olmayan adamdan bahsederken böyleyse gerçek olsa ne yapardı kim bilir. "Sus Yasemin sus! İyice çileden çıkarttın beni!"
Sinirden dişlerini sıktığını görebiliyordum. Bağırmasını beklerken üzerime yürümesiyle kaşlarımı çattım. Bana vurursa karşılığında kafasını patlatırdım. Bunu kesinlikle göze alamazdı!
"Gel buraya kadın!" diyerek beni kendine çekmesiyle sarsak adımlarla göğsüne yapıştım. Bunu beklemiyordum.
"Hâlâ sana kıyamadığımı anlamadın ya...Ne kıyabiliyorum ne uzun süre kızabiliyorum. Umarım ilerde daha fazla başımı belaya sokmazsın sana kıyamıyorum diye." demesiyle şok geçirdim. Resmen ilanı aşkı da geçmiştik artık! Ne Ronaldo'su ne Messi'si ben varım diyordu ben! Göğsüne keyifle başımı yasladım.
Nazar etmen ne olur, çalışın sizin de olur!
Kıkırdayarak elimin birini beline attım. Diğer elim avucuna hapisti. Bu romantik ortamı bozacak bir güç yoktu. Ya da ben öyle sanıyordum...
"Kapı çalıyor..." demesiyle sinirle soluk verdim. Şom ağzını açmasan olmazdı zaten Yasemin! "Çalar çalar gider boş ver!" dedim ve daha sıkı sarıldım beline. Bu anı bozmaya cüret eden insan kimdi acaba?! Gebertecektim! "Çok ısrarlı çalıyor Yasemin..." Polat'ın sesinden halimden keyif aldığını anlıyordum. Sesinden resmen dört köşe olduğu belli oluyordu.
