7. Bölüm: Kurtbağrı

1K 93 4
                                    

Ali için fedakarlık yapmam gerekiyordu

Rất tiếc! Hình ảnh này không tuân theo hướng dẫn nội dung. Để tiếp tục đăng tải, vui lòng xóa hoặc tải lên một hình ảnh khác.

Ali için fedakarlık yapmam gerekiyordu. Benden bunu istiyorlardı. Gerçek anlamda evlilik benlik değildi. Düşündükçe bana geliyorlardı. Duvarlar beni aralarına alıp yutacakmış gibi hissediyordum.

Başka bir yolu yok muydu bunun!?

"Yasemin hanım, şirketin tüm harcamalarını ve ayırdığımız bütçeleri inceledikten sonra bana yollarsanız sevinirim." diyen Erkan bey ile kafamı salladım hızlıca. "Tabi Erkan bey. Hallediyorum hemen."

Şirket krize sürükleniyordu ve benimde her şeyi bir kenara bırakıp çözüm üretmem gerekiyordu. Ama bu kadar kriz benim hayatım için iyi değildi. Hem özel hem de iş hayatımda kriz vardı şu an!

Yelkenler fora, Yasemin'in sistemini çökertiyoruz! Allah, Allah, Allah!

İç dünyamda tam olarak bu tarz şeyler oluyordu. Merkezi sinir sistemime saldırıda bulunmuşlardı. İş hayatı tam bana göreydi ama her şey bok gibi giderken üzerime gelmesini sevmiyordum.

Ne vardı yani bari işim rast gitseydi! Allahım isyan değil, sadece merak.

"Of, buna da şükür Yasemin! Sus ve işine odaklan!" diye kızdım kendi kendime. Arada kendi kendime konuştuğum için iş yerinde herkes bana deli gözüyle bakıyordu. "Gerçi zaten öyleyim."

Önce işte ki krizi sonra da evde ki krizi bir şekilde halletmenin yolunu bulacaktım. Strateji uzmanı olmasam da benimde vardı bir kaç bildiğim şey!

****

Eğer ünlü ya da zengin olsaydım, kesinlikle evlilikten bu kadar korkmazdım gibime geliyordu. Sonuçta evleri o kadar büyüktü ki birbirinizle isteseniz bile yüz yüze gelemiyordunuz sık sık. Yani herkes bizim gibi apartman dairelerine sıkışıp yaşamıyordu sonuçta.

Ya da en azından yaşayanlar benim kadar evlilikten uzak değillerdi. "Ya ben ne yapacağım Allahım?"

İşten gelmiş koltuğumda oturmuş düşünüyordum. Evlatlık alma prosedürlerini ve kurallarını bin beş yüzüncü inceleyişimdi. Sanırım fazla incelemiştim ve okuduğumu da artık anlamıyordum. Bir de üstüne yorgunluğum ekleniyordu tabi.

Okudukça bana fenalık geliyordu. Beş sene evli olduğum birisi yoktu. Şu an evlensem dahi beş sene içinde Ali'nin akıbeti belli değildi. Ne diyecektim? 'Pardon Ali'yi kenara ayırır mısınız? Ben beş sene sonra para denklenince gelip alacağım.' mı?

Çocuğa kıyafet ya da domates muamelesi yapamazdım. Ya o geçen seneler içinde çocuğu başkası evlat edinmek isterse?!

"Alo Polat!"

Telefon'umu nasıl alıp nasıl Polat'ı aradığımı anlamadan yapmıştım bunu. O kadar içinden çıkılmaz bir haldeydim ki... "Polat...Benim beynim yok olmak üzere!" diye yakındım çocukça.

"Ne oldu Yasemin?" diye sordu merakla. Çok mu geçti saat?

"Bu saatte hayır olsun? Bir şeyin yok değil mi? İyi misin?" Evet, sanırım öyleydi. "İyiyim..." diye mırıldandım.

Taç DökümüNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ