8. Bölüm: Ali Akça

997 89 12
                                    

"Gerekli prosedürlere uyacağınızdan şüphemiz yok Yasemin hanım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Gerekli prosedürlere uyacağınızdan şüphemiz yok Yasemin hanım. Yarın Ali'yi alabilirsiniz. İyi günler dilerim." diyen kadına tebessüm ettim. "Teşekkür ederim Dilek hanım. Emin olun onun için her şeyi yaparım."

Ve bu konuda ciddiydim. Ölümü bile göze almıştım Ali için, daha ne yapabilirdim ki? Bir sınırım yoktu.

"Ona şüphem yok zaten." dedi gülümseyerek. İyi bir kadındı ve müdire hanımın aksine sıcakkanlıydı. "İyi günler." dedim giden kadının arkasından.

Müdire ile baş başa kalmıştık şimdi. Gerekli imzaları ve belgeleri sunduğum için yarın Ali'yi kendi evime götürebilecektim. Ve bir yıllık deneme süremiz başlamış olacaktı bu şekilde. Her şeyi halletmeyi başarmıştım.

Bu süreçte psikiyatriden psikolojimin iyi olduğuna dair kanıt sunmak en zor olanıydı.

Çünkü tam üç kez beni teste sokup raporlarımı öyle hazırlamışlardı. Tek bir soruya bile yanlış cevap verecek olsaydım şu an Ali'ye veda ediyor olurdum.

Normalde bu kadar uzun sürmüyordu psikolojik kısmının kanıtlanması, ama benim daha önceden intihar girişiminde bulunmuş olmam onlar için sorun teşkil ediyordu.

Neyse ki beni uğraştırmış olsalar da halledebilmiştim.

"Kahve?" diye soran Müdire hanımla omzumu silktim. "Olur. Sade olsun lütfen." dedim gülümseyerek. Çok birbirimize ısınmış değildik ama kahve içebilirdim. Keyifliydim. Ali artık benim velayetim altında olacaktı ve okula gidebilecekti. Her şey onun için daha güzel olacaktı ve de benim için de. "İki sade Türk kahvesi." Masasının üstünde ki telefona istediklerini belirtti. "Çok mutlu duruyorsunuz."

Onun benimle konuşma cabasına hayretle baktım. Pek konuşmamıştık bu zamana kadar. Sadece belgeleri sunmuştum. İki haftadır bir kez bile benimle iletişime geçmeye çalışmamıştı ve bende onunla.

"Mutluyum." diye yanıtladım. "Neden? Yani neden kendiniz anne olabiliyorken evlat ediniyorsunuz?" Herkesin aklında ki tek soru buydu.

"Çünkü onların da anneye ve babaya ihtiyaçları var. Onlar da çocuk. Ha ben doğurdum ha onlara baktım. Hepsi aynı benim için. Neden doğurup onlara haksızlık edeyim ki? Ve Ali başka benim için. Onunla bir bağım var."

Aliye ne zaman bağlandım bilmesem de bağlanmıştım.

"Kendi kanınızdan değil. Çok farkı var." dedi bilmiş bir ifadeyle. "Kendi kanımdan ne demek? İlla karnımda büyütmeme gerek var mı birini sevmem için. Siz hayvanları karnınızda mı büyütüyorsunuz, ya da kocanızı? Onları sevmiyor musunuz? Ne farkı var ki. Benim için karnımda değil kalbimde büyümesi önemli."

Ben Ali'yi kalbimde büyütürdüm. Benim en gizli sığınağım kalbimdi. Öyle herkesi içeri almazdım.

Ali kalbime ne ara sızdı bilmiyorum ama girmişken onu dışarı atmazdım. Babası gibi bencil değildim ben.

Taç DökümüWhere stories live. Discover now