Bekledim Başını, O Gece

41 7 19
                                    

Minho onu kucaklayıp bir prenses gibi taşırken Hyunjin daha da kötü olmamıştı, yarı açık bilinciyle Minho'nun boynuna sarıldı.

Minho bunu olağan bir durum olarak görmek istedi ama gerçekten ilginç bir durumdu bu, yani Minho kalbinin hızlanmasına anlam veremez hale gelmişti.

Onu yavaşça koltuğa bıraktı. Hyunjin başını kaldırmadan konuştu yarı baygın bir şekilde.

"Odam."

"Yok ben odana çıkıp da bütün gece orada kalamam" dedi Minho yolda üstünden düşen battaniyesini almaya dönerken. Hyunjin kırlente adeta yapıştı, gerçekten bütün gün inat etmişti ve bunu şu an fark edebiliyordu.

Minho döndüğünde üzerinde ağırlık hissetti Hyunjin. Kendini tamamen güvende hissetti, kasılmış bedenini koltuğa bıraktı. Beş dakika böyle kalsa ona yeterdi. Minho ile geçirmesi gereken bir gece vardı, Hyunjin içinden bir yandan mutlu bir yandan kızgındı.

Minho onun kırlente gömülmesi ile yandaki koltuğa oturdu. Sonra kalkıp etrafa baktı. Işıkların sönmesini sağladıktan sonra loş ortamda koltuğa tekrar, gururla oturdu.

Hyunjin'in nesi vardı bilemiyordu, doktorluk veya tıpla alakası yoktu. Yine de Hyunjin uyuyordu ya Minho kendini rahat hissetti. Kalktı, Hyunjin için mutfağa geçti. Bir kova buldu, içini ılık suyla doldurdu. Çekmeceleri açıp tertemiz bir bez buldu. Bez ve kova ile Hyunjin'in yanına diz çöktü.

Hyunjin ona yardım ettiyse Minho da kaba bir insan değildi. Sırf bu yüzden bile bu geceyi Hyunjin'e destek olarak geçirebilirdi.

Tek nedeni bu olsa iyi miydi bilemedi Minho. Sadece izledi bir an Hyunjin'i. Gülümsedi zayıfça. Öksürmek üzere gibi olup öksürüğü bir şekilde bastırdı. Gözleri yaşarmıştı bu yüzden ama başarmıştı.

Bununla gurur duyduktan sonra bezi alıp sıktı, Hyunjin'in alnını nazikçe sildi. Bezi tekrar ıslatıp onun alnına koyduktan sonra koltuğuna tekrar geçti. Yandan bulduğu bir şeyi bacaklarına örttü yorgunluk bastırmışken.

Tüm gün deli gibi kazı yapmıştı, hastaydı ve hastabakıcılık yapıyordu. Bu nedenle zayıf bünyesi gerçekten onu uykuya davet etti. Minho tekli koltuğa kıvrıldı. Bükülmüş bedeni uyandığında daha kötü olabilirdi ama Minho riski almak zorunda hissetti kendini.

Hyunjin on dakika uyuyup uyanacağını düşünürken sabah altı buçukta aniden, korkuyla uyandı. Alnındaki yarı nemli bez düştü. Hyunjin odayı gözleriyle taradığında Minho'nun küçülmüş bedenine rastladı. Üstüne Hyunjin'in ceketini örtmüştü.

Hyunjin sevgiyle, biraz da bu halde görünce hüzünle, gülümsedi. Usulca yaklaştı aşık olduğu ruha. Yavaşça eğilip onun yüzüne yaklaştı iyiden iyiye.

Minho narin bir lavanta kokusu yayıyordu hafif çamur koksa da. Hyunjin onu hep tuzlu deniz kokar sandığı için şaşırdı. Gözlerini onun yüzünde gezdirdi usul usul. Minho kibar biriydi, Hyunjin onun hiç değişmediğini fark etti. Bu yüzden tekrar gülümsedi.

Yavaşça döndü kalçasının üzerinde, ellerini yere basıp kalktı. Mutfağa geçti ve kapıyı kapattı. Her şeyi çok sessiz yapıyordu.

Minho uyandığında ortamda yumurta kokusu vardı. Kalktı, kapıyı direkt açmak yerine tıkladı. Hyunjin güldü sevgiyle başını eğip, sonra seslendi girebileceğine dair.

Minho içeri girdi, kapıyı aynı bulduğu şekle getirdi ve Hyunjin'in sırtını izlemeye başladı. Hyunjin konuşmayınca sonunda sordu.

"Iyi oldun mu biraz daha?"

"Uyku iyi geldi" dedi Hyunjin keyifli bir tınıda. Minho bu tonun bütün müzisyenlerin keşfetmek istediği ton olduğunu yürekten hissetti. Gülümsedi kendine. Sonra Hyunjin dönerken öksürdü birkaç kez. Elini ağzına narin bir yaprak gibi kapatmış, lavanta kokusunu yavaşça kendine saklamıştı.

Hyunjin arkasını döndüğünde hüzünle baktı kalbinin sahibine. Mektubu okuduğu için mi hasta oldu o yağmur altında kalıp da, merak etti.

Kendi suçuymuş gibi hissedince kendi kendine kalbi kırıldı, Hyunjin yine de gülümsedi.

"Sana ıhlamur yaptım" dedi tatlı bir dille, "Bal da var."

Minho öksürürken gülüyordu, masaya karşılıksız oturdu. Uyum sağlamaya alışık bedeni, uyumsuz düşünen zihni vardı.

Şimdi neden Minho bebeklenmek isteyen taraftı?

My Love From 2018 // HyunHo ✔️Where stories live. Discover now