Gülümsetiyordu Beni, Tatlı Hallerin

44 8 23
                                    

Minho önüne itilen minik beyaz fincanı izledi bir an. Sonra bal da iletilince elin sahibini bulmak üzere gözlerini elden yukarı, kola, koldan boynuna, boynundan yüzüne çekti. Hyunjin onun ne yaptığını merak ediyor gibiydi, Minho biraz utandı ve balı onun elinin içinden aldı tekrar kesif bir öksürük tutarken.

"Evinin bahçesini neden kazıyorsun?" dedi Hyunjin onu karşısına alacak şekilde oturup. Minho bir anda ıhlamurunda boğulur gibi oldu, kibarca fincanı indirdi ve sorunun sahibinin gözlerinin içine baktı.

"Mevsim bir şey ekmek için uygun değil" dedi Hyunjin devam etmesi gerektiğini düşündüğünde.

"Aradığım bir şey var" dedi Minho sır gibi.

Hyunjin gülümsedi.

"Yardım edeyim mi?"

"Yok, çok naziksin" dedi Minho çayını bir daha yudumlamak için fincanı kaldırırken, yudumlayıp devam etti, "Zaten sol arka köşe kaldı sadece. Kazmak için eski kıyafetlerimi giysem?"

"Eee" dedi Hyunjin.

"Sonra bunları tekrar ödünç alsam?" dedi Minho gözlerini kaçırıp, "Her zaman dikkatli olan biri olarak toprağı göz önünde bulundurmamak hatamdı doğrusu!"

Hyunjin sevgiyle kıkırdadı, Minho ona bakınca dudaklarını birbirine basıp başını yukarı aşağı sallayarak onayladı.

"Ama" dedi bir an düşünüp. Minho merakla bakarken devam etti, "Kıyafetlerini makineye atmıştım. Ne yapalım?"

"Niye zahmet ettin" dedi Minho oldukça etkilenmiş bir tonla. Hyunjin güldü onun sevimli haline, cevapladı.

"Ne olacak, aşk olsun. Ayrıca kıyafetime çökersen diye onları rehin aldım diyelim!"

Minho güldü onun bu tavrına. Karşılıklı bakışırlarken mektubu düşündü. Gülümsemesi birinin kalbini kırma ihtimali ile kırıldı. Hyunjin onu dikkatle incelerken bir şey demedi ama Minho tamamladı konuşmayı.

"O zaman çamur olması sorun olmayan bir takım verir misin bana? Hayır öyle bakma, bunlar çok yeni görünüyor. Harcayamam. En az üç yıl giyebilirsin gibi-"

"Üç yıl" dedi Hyunjin, Minho sustu. Hyunjin bir an duraksadı, gülüşü düştü ve devam etti, "Üç yıl dayanır mı bilmem. Genelde düşerim, sakarımdır."

Minho gözlerini şakasına devirdi.

"Çevir kazı yanmasın."

"Yok ya gerçekten, kanıtlamak isterim ama ağzımın üstüne senin yanında düşersem utançtan ölürüm!"

Minho güldü eğlenirken. Elini çenesinin altına koyup baktı Hyunjin'in yüzüne. Hyunjin kalbinin oynadığı bu yaramaz oyundan sağ çıkamayacağını hissetti ama dimdik durdu ıhlamurundan bir yudum alırken. Minho onu izliyordu, bunu görebilir durumdaydı ama ortamı bozamazdı.

Minho'nun elleri oyulmuş bir sanat eseri gibiydi. Heykele benzeyen yüzünde burnunu biçimlendiren oldukça özen göstermişti ona.

Hyunjin kendini yan yan ona bakarken buldu. Tekrardan göz göze geldiklerinde Minho yumurtasını izlemeye karar verdi bu sefer de. İnsan yumurtaya neden güler, Hyunjin anlamadı. O da yumurtasına baktı.

O an tekrar fark etti.

Yumurta, domates ve zeytin ile gülen yüz çizmişti!

Olsa olsa buna gülüyor olmalıydı, ama Hyunjin açıklama yapmadı. Yeterince yerin dibinde, çokça da göklerin en enginindeydi!

Minho bir şeyler daha konuşmak istedi, ortamı sessizlik kaplamıştı ve Minho bu evden çıktığında geri dönme ihtimali olsun istiyordu. Bu nedenle konu bulmalıydı. Yine de beyni durmuştu, konu falan bulamadı.

Hyunjin zeytin burnu yedi önce. Minho onu izliyordu, bu nedenle domatesleri de hiç bakmadan yedi. Minho sonunda merak etmiş gibi domatesini yemeye karar verdiğinde Hyunjin baktı bu sefer.

Ne olduğunu anlamıyordu. Onca zaman uzaktan izlediği yürek şimdi karşısında cherry domatesi bıçakla minik minik bölüyor, kibarca ağzına atıp yiyordu.

Hyunjin sevgi patlaması yaşayacaksa bunu şu an yapmaması gerektiğini fark etti. O sırada Minho da düşünüyordu. Aklına tek kurtuluş yolları geldi. Kafasını kaldırdı, Hyunjin bakıyordu irkildi. Minho ise gülümsedi ona.

"Hyunjin" dedi bal kokan nefesi ile.

"Efendim?" dedi Hyunjin hafif endişeyle. Minho gitmesin istiyordu ama gidecekti elbet. Her rüyanın bir sonu vardı.

"Bir şeyler arıyorum dedim ya" dedi Minho.

"Evet" dedi Hyunjin soru sorar gibi.

Minho gerildi çok ileri gittiğini düşünüp, yine de sordu bir cesaretle.

"Aradığım şeyin sonu ne zaman gelecek biliyor değilim Hyunjin. Bir süre, eğer son otobüsü kaçırırsam yani-"

"Kalabilirsin" dedi Hyunjin onu bölüp, onun acelesi ikisini de şaşırtınca güldü bunu söyleyen, "Kalabilirsin de karşılığı ne olacak?"

Minho bir an düşündü kiraz dudaklarını bükerken. Hyunjin aşktan öleceğini düşündü o an. Ne olursa kabul edecekti, sırf çok istekli olmamak için bir şey istemişti.

"Yemekleri ben yaparım" dedi Minho düşünce aleminden çıkıp gülerek.

Hyunjin gözlerini devirdi.

Minho onun kabul ettiğini anladığı için kalbi hafiflerken gülmeye devam etti. Taa ki Hyunjin de gülene kadar!

My Love From 2018 // HyunHo ✔️Where stories live. Discover now