Bekledim Evinde, Kaçak Bir Kedi Gibi

38 7 13
                                    

Minho o akşam gelen olmadığı için kapıyı kapattı. Tozlu koltuğu izledi hüzünle. Sonra yürüdü oraya ruhu çekilmiş gibi. Mektuplar dağınıktı yerde, kutu çoktan yere düşmüş kırılmıştı.

Hyunjin onu yanlış anlamış olmalıydı. Mektuplardan kaçtığını düşünmüş ve yıkılmış bile olabilirdi. Minho o an anladı yaptığı hatayı.

Onu kendi elleri ile mahvetmişti. Kendisi zaten kötüydü de Hyunjin neşeyle gülerdi eskiden. Muhtemelen gülüşü yüzünden uzun süre önce ihanetle silinmişti.

Onun ürkek kalbi sadece mektup bırakabilirken Minho kendi seçmişti onun hayatına girmeyi. Hızlı girmişti, kapılar açık kalmıştı. Şimdi kalbi cereyan alıyordu işte. İkisinin de.

Minho koltuğa cenin misali yattı. Karnına değen dizlerine sarıldı. Gözlerini dağınık mektuplu gerçekliğe kapattı.

Ağlayacak kadar enerjisi bile yoktu. Son enerjisi ile Hyunjin'in onu bulup depresyondan çekmesini istemişti.

İşte şimdi kimsesizdi.

Gece soğuktu, Minho cereyandan üşüdü. Sabah olunca kalktı, dışarı çıktı. Kapıyı nazikçe kapattı, güvercini ürkütmek istememişti.

Yolu ağır ağır adımladı. Sonra bir anda başını kaldırdı, aklına gelen şeyle fırına koştu.

Yongbok taze ekmekleri fırından çekerken elinin tersi ile alnını silerken kapı açıldı. Yongbok dönüp baktı müşterisini görmek üzere.

Minho ile göz göze geldiler.

Yongbok onu anında tanıdı, gözleri büyüdü. Hyunjin ile ilgili her detayı hatırlayan kalbi tekrar hızlandı.

Yoksa Hyunjin mi gelmişti? Ona dostum mu diyecekti? Sarılmasına izin verir miydi?

Minho'nun hüzünlü yüzünden anında bu fikrinden vazgeçti Yongbok. Ekmekleri kenara koyup Minho'nun yanına yürüdü.

"Yongbok" dedi Minho.

"Adını bilmiyorum" dedi Yongbok, "Hyunjin için mi geldin?"

Minho çekinerek onayladı, sordu.

"O nerede?"

"Taşındı gitti" dedi Yongbok, "Ben de seni bekledim."

"Nasıl yani?" dedi Minho şaşkına dönerken.

"Bak amacım sana acı çektirmek değil" diye açıkladı kendini Yongbok, "Senin geleceğini bildiğim için bekledim. Dün gelmediğin için biraz huzursuzdum. Doğum günün kutlu olsun, yabancı. Eminim Hyunjin dün kutladı doğum gününü, gözlerinde yaşlarla."

Minho onun buz gibi olması gereken sesinde kırgınlık, huzursuzluk, hüzün ve umut buldu. Bir şey diyemedi. İyice küçüldü yerinde.

Yongbok devam etti.

"Gelirsen sana söylemek istediğim çok şey biriktirmiştim. Sana bir kez, tanrı biliyor ya ilk kez birine vuracaktım ama, sana bir kez tokat atmak da istemiştim."

"Yongbok" dedi Minho hüzünle. Yongbok monologa devam etti onu dinlemeyip akan akarsu gibi, deli dolu. Gözleri de bu akarsu yüzünden mi doluydu?

"Özür dilerim" dedi Yongbok.

"Ne-neden?" diye şok oldu Minho. Karşısındaki melek miydi, bunu hak etmediğini biliyordu oysa.

Yongbok "Evini bilmiyorum, bilerek sormadım sana söyleyememek için. Dilim yalan tutmaz çünkü" dedi gözlerini kaçırıp.

Minho gülümsedi hüzünle.

"Hyunjin iyi mi?" dedi bir şekilde, sesi tiz çıkmıştı.

"Eh" dedi Yongbok, "Yaşıyor işte."

"Yongbok, yalvarırım yüzüme bak" dedi Minho sessizlik olunca. Yongbok bakınca devam etti. "Evine gittim. Dağıtmışım ortalığı, koşarken. Yıkılmış ev onun başına, ben böyle olsun istemedim Yongbok. Yemin ederim sadece çok ağlıyordum-"

"Bana açıklama" dedi Yongbok huzursuzca. Minho susunca iç geçiren Yongbok tamamladı, "Git Hyunjin'ine açıkla."

Minho soru sorar gibi bakınca Yongbok derin bir nefes çekip bıraktı. Ölü gözlerini Minho'nun ifadesi karışık yüzüne dikti.

"Bekle. Onu bir şekilde o eve sokacağım. Derdiniz neyse kabul edin ya da onu tamamen rahat bırak artık. Kalbini mengene ile sıkan seni de üzgün gördüm, bu beni mahvetti. Seni hayatına devam ederken gülersin sanmıştım. Sana kin beslemeye çalışmıştım. Minho gerçekten, senden nefret ettiğimi sanıp kendimi kandırabiliyordum. Şimdi git, yalvarırım. Deli dolu gözlerin boğar beni. Zaten zor yaşıyorum."

Minho başını önüne eğdi, birer damla yaş düşünce Yongbok tamamladı.

"Git ne olursun, bekle biraz. Eğer zamanın varsa bekle biraz. Söz veriyorum, gelecek. Bir gün kapıyı açacak, o günü bekle. Bekleyeceksin değil mi, bu sefer bekleyeceksin?"

Minho başıyla onayladı başını kaldıramadan. Koşaradım fırladı fırından. Eve gitti. Tek lamba patlaktı. Ev örümcek ağı ile doluydu.

Minho o an hayata bağlanmaya karar verdi ve oturduğu yerden ayağa kalktı.

My Love From 2018 // HyunHo ✔️Where stories live. Discover now