Senden Kalırdı, Huzursuz Bir Keyif

32 6 13
                                    

Minho gerçekten ne hissedeceğini şaşırmıştı. Kahreden bir hüzün, kesen bir soğuk vardı cildini parçalayan.

Çınarın altında zaten bulmuştu mektubu. Peki 2021 mektubu neredeydi?

Minho mektuba istemsizce sarıldı, yazanı huzurlu hissettirmek ve özür dilemek istercesine. Ruhsuz ayaklarının üzerine kalktı, yürüdü tepeden aşağı, sokakları.

Kucakladığı mektubu elinden bırakmamıştı eve kadar. Kapıyı açmak için saksıyı kaldırdı. Saatin kaç olduğu hakkında yine bir fikri yoktu.

Baktığında anahtarı bulamadı. Mektubu hâlâ sararken Hyunjin tıkırtıyı duyup kapıyı açmıştı bile.

Minho irkilip mektubu cebine sıkıştırdı Hyunjin'in mektubu izlediğini fark edince. Hyunjin durgunlaştı bir an. Minho an an fark etti onun duygu değişimini.

Baştan beri Hyunjin'in kendine gerekenden daha yakın ve hüzünlü olduğunu düşünüyordu. İlk gün de mektubu ve kutuyu merak ettiğini fark etmişti, şimdi de yüzüne değil mektuba bakıyordu. Minho genelde böyle şeyleri pek kaçıran biri değildi.

Sustu, içeri girdi. Kapıyı kapatıp Hyunjin'in bir şey demesini bekledi koltuğa yürürken. Yana koyduğu kıyafetleri kaldırdı umutla, Hyunjin bakana kadar öyle durdu.

Hyunjin döndü sessizliğe. Minho leylak kokan kıyafetleri iletti ona. Hyunjin şaşkınca alınca konuştu gerilen.

"Yıkadım, leylak kokusuna buladım. Çünkü sen leylak gibi kokuyorsun."

Hyunjin kalbini artık yönetemiyordu. Öylece baktı Minho'nun yüzüne.

"Bana sarıldığın ilk gece almıştım kokunu, hani bayılır gibi uyuyakalmıştın ya?"

"Minho" dedi Hyunjin yalnızca. Minho sonunda güldü, baktı öylece.

"Minho ben özür dilerim" dedi Hyunjin bir anda. Minho şaşırdı. "Gerçekten böyle olsun istememiştim."

"Ne oldu?" diye sordu Minho endişeyle, "Bir şey yapıldıysa o benim suçumdur Hyunjin. Sen her zaman çok tatlı oldun bana?"

"Gitmeliyim" dedi Hyunjin, "Beni lütfen merak etme."

Minho dehşete düştü. Cebindeki mektup ağırlaşmaya başladı usul usul. Hyunjin ağlayarak çıktığında Minho çıldırmak üzere gibi hissetti.

Kapıyı örtüp onu takip etmeye başladı. O arkasına bakmıyordu ama Minho risk almadan saklana saklana, korkuyla takip ediyordu.

Hyunjin bir çiçekçiye girdiğinde Minho gerçekten neyi yanlış yaptığını anlamıyordu bile. Dehşet ilmek ilmek işlemişti yüreğine.

Hyunjin gözleri net göremezken ıssız yola girdi, çınar yolun sonunda ulu bir şekilde dimdikti.

Minho onu takip ederken yolda sürekli geriliyordu. Hyunjin direkt uçuruma yürüyünce de aklı yerinden oynamıştı ama Hyunjin çiçeği koklamak üzere durmuş, bir şeyler söylüyordu boşluğa.

"Özür dilerim" dedi Hyunjin ağlayarak, "Sana kızgın kalmış olan beni affetme!"

"Sakın beni affetmeye kalkma Miyeon, ben seni ihanetle suçlarken sen yoktun bile. Abini üzen sen değildin, bendim Miyeon! Özür dilerim!"

"Miyeon, güzel gözlerin vardı. Gülen yüzünde çocuksu bir utanç saklanırdı. O zamanlar kalbinin bana ait olduğunu akıl edemediğim için özür dilerim. Sana değil en yakınına kapıldığım için de!"

"Miyeon, seni sevmeme fırsat bırakmadığın için minnettarım Miyeon! Sen yokken zor günler geçiriyorum gibi gelmişti, neden bana gelmediğini merak ediyordum. Meğer dönülmez yollardaymışsın Miyeon. Özür dilerim!"

"Miyeon, yaşayanın ben olmam seni sinirlendirmiyor mu? Sakın affetme beni!"

Minho son cümleyi duydu, Hyunjin haykıra haykıra ağlıyordu ama dimdikti, çiçekleri sarmıştı. Onları korumak istiyor gibiydi. Belki de kendinden korumaya bile çalışıyordu, kim bilir?

Minho onu belinden sarıp kucakladı. Hyunjin bir an hıçkırdı, Minho onun sırtına bastı başını. Hırıltılı nefes kesik kesikti.

"Hyunjin" dedi uzun süren ama kısa bir andan sonra. Hyunjin çiçeklerini sarmış, dehşetle bekliyordu.

"Seni affettik Hyunjin."

Hyunjin nefesini tuttu hüzünle. Gerçekten mi? Böyle mi olacaktı onların sonu?

"Hyunjin Miyeon çocuktu, senin gibi. Taşınmadığını tahmin ediyordum. Bu nedenle anlattım sırrımı. Ağladığın için çıldırdım."

Hyunjin korktu.

"Seni üzmemek için elimden geleni yapacak olan ben denemiştim seni. Bu beni çok kötü biri yaptı, Hyunjin. Bu nedenle bütün gece ağladım. Miyeon şimdi gökten seni izlerken gerçekten onun affetmediğini nasıl düşünürsün?"

Hyunjin başını önüne eğdi. Minho onu tutup kendine çevirdi. Ağlıyorlardı.

Tekrar sarıldı Minho. Çiçekleri ile sarıp sarmaladı Hyunjin'in bedenini.

"Beni affet" dedi, "Kötülük yaptım sana."

Hyunjin hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı tekrardan, başını Minho'nun omzuna onay olarak, hüzünle koydu.

Ikisi de sakinleştiğinde Minho ayrıldı, Hyunjin'i tekrar uçuruma çevirdi.

Hyunjin Miyeon'a aldığı ilk çiçekleri uçuruma bırakarak teslim etti. Çiçekler uçuşarak dağılırken Hyunjin kalbinin o keskin hissinin de yayılarak azaldığını hissetti.

Minho elini uzattı, Hyunjin merakla bakınca salladı eli. Hyunjin gülüp tuttu.

Minho gülümsedi. Uçurum başındaki mektuba ulaşması bir an idi ama umursamadı, Hyunjin ile el ele.

Orayı terk etti.

My Love From 2018 // HyunHo ✔️Where stories live. Discover now