2.Gündüz Düşü

215K 5.6K 14.7K
                                    

#kodex

Molchat Doma, Toska

Geçmişten Bir anı...

Bileğimde sımsıkı bağlanan plastik bantlar gevşiyor.

Panikle gözlerimi karanlığa açıyorum. Oda öyle karanlık ki bir an için gözlerimi açıp açmadığımdan emin olamıyorum. Sonra onca karanlığın içinde silik bir silüet beliriyor önümde. Simsiyah saçlarına pencereden içeri zar zor giren ay ışığı düşüyor. Adam hareket ettikçe dümdüz saçlarına değen ışıklar artıyor gibi geliyor. Adam bileğimdeki bağları çözüyor. Ben ise onun gölgeler içinde kalan yüzünü görmeye çalışıyorum. Sormak istiyorum neden, diye. Ama soramıyorum. Dudaklarımı araladığımda ağzıma bir kumaşın salyadan ıslanan kısmı giriveriyor.

Öğürmek istiyorum. Öğürecek kadar ağzımı açamadığımı fark ederken bir anda iki elim de serbest kalıyor. Yatakta doğrulup aşağı inmeye çalışınca ayaklarımın hala bağlı olduğunu fark ediyorum. Silüet onları da açmaya çalışırken bir anda durup yüzüme bakıyor.

"Lütfen," diyorum sesim berbat halde sanki saatlerce bağırmışım gibi çatlak çatlak çıkıyor. "Beni buradan çıkar. Ne istersen yaparım." Adamın ayak bileğimdeki eli yükseliyor. Yüzünün hizasına çıkıyor aheste aheste. Sonra da dudaklarının hemen önünde duruyor. Şşh, diyor kibarca.

"Şşh!"

***

Günümüz...

Alarmın sesini duydum.

Ne zaman bu aptal melodiyi ayarlamıştım bir süre anlayamadım. Bir süre nerede olduğumu da anlayamadım. Alarm, yastığımın altında deli gibi ötmeye devam ederken gözlerimi araladım. Açık krem rengi yatak örtümün katlı yüzeyi gözlerime çarpınca kirpiklerimi birkaç kez kırptım.

Dün gece... Dün gece bir şey olmuştu. Dün gece ben okuldan eve gelmemiştim. Ben başka bir yerdeydim.

"Alarmı kapat artık."

Kapı ardına kadar açılınca teyzem ve elindeki mutfak havlusu aynı anda görüş açıma girdi. Teyzem elindeki mavi havluyla yastığımı işaret edince elimle telefonumu bulup ekranına bastım. "Biraz daha o saçma şeyi dinleseydim çıldıracaktım." Yanıt vermek için dudaklarımı aralayınca ne demek üzere olduğumu unuttum. Ne diyecektim? Biri müzik zevkime laf ettiğinde ne derdim? Hatırlayamadım.

Kafamın içi kazan gibiydi. Sanki fazlaca hevesli birkaç kişi elindeki çomaklarla beynimi dürtüyorlardı. Bir şey vardı. Unuttuğum bir şey. Önemli gibiydi. Sanki ben önemli bir şeyi unutmuştum.

"Tost yaptım ve seninkine iki katlı sucuk koydum." Elini beline yerleştirirken kendiyle gurur duyar gibi bir hali vardı. "Üstelik iki yanı da pişti," diye ekledi hemen. "Ama biraz daha yatarsan soğuk yiyeceksin." Elinin tersiyle gözlüğünü burun kemerine ittirdi. "Neden yüzüme öyle bakıyorsun?"

Yatakta doğrulurken bir yandan lastik tokamı arıyordum. "Nasıl bakıyorum?" Tokayı bulup saçlarımı ensemde topuz yaptım. "Dalgın. Sanırım." Sonrasında teyzem arkasını dönüp mutfağa gitti. "Gerçekten hemen gelmen gerekiyor," dedi sesi içeriden. Ayaklanırken bir an için dengemi kaybeder gibi oldum. Sonrasındaysa görüntüler gözümün önüne doluştu.

Saniyeler içinde odamın soluk beyaz renkleri yerini siyah bir Passat ve içinde gülen çocuklara bıraktı. Müzik çalıyordu, kızlar gülüşüyordu. Araç son sürat hızla gecenin karanlığına doğru yol alıyordu. Sonra... Sonra araç birden durdu. Hayır, araç durmak zorunda kaldı. Çünkü...

KODEXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin