14.Doğru Yanlışlar

34.4K 2.2K 2.1K
                                    




#kodex

Yıldızlar parlasın, dedikodular yapılsın

Ve çok sevsin yazar chatini, hep yeni bölüm gelsin.

AnnenMayKantereit&K.I.Z, Hurra die Welt geht Unter

Kar/ Karsu /Karaca Yıldırım

Sesler önündeki sis perdesini yırtıp artarak kulaklarıma çarptı.

Az önce kafamın içindeki uğultudan başka bir şeyim yoktu. Şimdiyse istemediğim kadar çok ses duyuyordum. Sanki tüm evren sessizliğini bozup aynı anda çığlıklarla duyurmaya çalışıyordu kendini. Çığlıkların söyledikleri de sahipleri de farklıydı belki.

Sadece... Ne dediklerinin önemi yoktu. Evren içine doğru bükülüyordu. Görüntü az önce balıkgözü gibi yayılmış, şimdiyse etrafı vinyet gibi karararak küçülmeye başlamıştı. Kokuları, paslı bir demirin yüzeyini amansızca yalamışım gibi damağımın arkasında hissediyordum. Bir süre sonra demirin kokusu tadıyla karıştı. Az önce kararan görüntüye küçük damla kanlar bulandı.

Küçük damlalar. Küçük.

Rima.

Bir şey kafamın arkasında, ensemin dibindeki bir yeri yakıyormuş gibi hissettirdiğinde öne doğru savruldum. Göz kapaklarım acıyla ardına kadar açıldığında gölgelerin Rima'yı götürdüğünü gördüm.

Gölgeler... Onu tutmuştu. Belinden kaldırıp ağır aksak hareketlerde benden uzaklaştırıyorlardı. Öne doğru uzanıp ellerimle yakalamaya çalıştığımda ensemdeki yangının tekrar başladığını hissettim. Birileri başımı mı yakıyordu? Hayır, birileri başıma vuruyordu.

Yanağım yere yapışınca başıma art arda inen şeyi gördüm. Kocaman bir postaldı. Siyahtı, pis kokuyordu etrafa is yayıyor gibiydi. Altı cayır cayır yanıyordu. İşte şimdi tekrar...

Yeniden yanağıma indi. Parmaklarımı zor bela yüzüme çıkarıp yanağıma uzattığımda ayakkabı bu kez parmağımın eklemlerini indi. Bir canavar beni tekmeyle öldürmeye çalışıyor, böcek gibi eziyordu.

Soluğum dudaklarımda patlarken canavar ayağını çekti, böylece cenin pozisyonuna gelebildim. Şimdi de dirseklerime, kollarıma vuruyordu. Darbe her indiğinde zaten azalan görüntü hepten yok oluyordu. Rima yoktu, onu götüren gölgeler de yoktu ve art arda inen dayaklardan sonra artık bana zarar veren o adam da yoktu.

Kimse yoktu. Kan vardı. Acı vardı, ben vardım.

Karanlığın kucaklayıcı boşluğuna doğru kendimi bıraktığımda zihnimde artık kendimi de bırakmıştım. Rima'yı düşündüm. Küçük Rima. Onun yanına gidiyordum şimdi.

"O silahı al. Adamın altındakini."

"Boş bu."

"Hay... Yine de al. Onlar bilmiyor. Korkuturuz."

Sesleri duyuyorum. Sahipleri olan erkekler tanıdık geliyordu ama yine de çıkaramıyordum. Onlar neden konuşuyordu? Görmüyorlar mıydı, dinlenmem gerekiyordu. Ben ölüme gidiyordum.

"Ben Karsu'yu kaldırırım. Timur bizi koru."

Biri upuzun soğuk parmaklarını sert zeminle örselenmiş yanağımın arasına soktu. Tenimi eliyle sarıp başımı hafifçe yukarı kaldırdığında gözlerimi açamadan kusmaya başladım.

Beni yerden kaldıran kişinin ellerine kusarken aynı adam diğer eliyle enseme dokundu. Acı, parmak uçlarından beynime saplanan miller gibi içimi delip geçerken yeniden midemin bulandığını hissettim.

KODEXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin