6

3.1K 152 5
                                    








Medya: Ege Şekercizade





...
Yatağımda sağ sola dönerken bir türlü uyuyamamıştım. Bir şeyler almak zorundaydım uyumak için ama bir tane bile kalmamıştı.

Nasıl oldu bilmiyorum ama sakladığım her yeri bulmuşlar. Hafif hafif titreyen vücudum beni rahatsız ederken üşümeye başlamıştım sanki. Bunu ilk defa yaşıyordum.

Hızla yataktan kalkarken ellerimi koluma sürttüm. O sırada tekrar banyoya girerek çıkardığım kirli kıyafetleri kontrol ettim yine.

Yoktu. Bir tane bile bırakmamışlardı.

Gözlerim dolarken ellerimi hızlıca gözlerime bastırdım. Ağlamak yoktu. Gidip benden çaldıklarını geri alacaktım şimdi.

Odadan çıkarken hızla kattaki odaların kapılarını açıp Arhan'ın odasını aramaya başladım. Sonunda açtığım kapıyla içeride uyuyan Arhan'a denk gelirken bir nefes verdim.

Buldum seni Arhan. Şimdi benden aldıklarını geri verme zamanı.

Sessizce içeri girerken yavaşça kapıyı kapattım. Çekmeceleri açıp içini tek tek inceledim. Bir şey göremeyince banyoya ilerledim. Vücudumun titremesi artıyordu. Kendimi kontrol edemiyordum. Işığı açarken sessizliğimi kaybettim ve gürültülü bir şekilde etrafı karıştırmaya başladım.

İstemsizce oluyordu hepsi. İhtiyaçtan ne yaptığımı bilmiyordum. "Nerede bunlar ya?" Diye söylendim. Sanırım sesim biraz fazla çıkmıştı. Çünkü sesler gelmeye başlamıştı. Galiba Arhan'ı uyandırmıştım. Umrumda değildi şuan.

Banyoya giren bedenle kafamı o tarafa çevirmedim bile. Hızla etrafı karıştırırken bulamamın verdiği hisle daha da sinirleniyordum. Bedenimi kolları arasına alan kişiye baktığımda Arhan olduğunu gördüm. Evet, Arhan'ı uyandırmıştım.

Üzerime binen deli gücüyle ittim onu. Sırtı duvara çarparken inledi. Hızla içeri geri girdim. Kıyafet dolabının kapağını açarken her şeyi tek tek yere indirmeye başladım. "Nerede bunlar? Nerede?" Diye söyleniyordum aynı zamanda. Sesim yükselmişti artık. Ellerimin titremesi de artmıştı. Bu işimi zorlaştırırken bağırdım.

"Ege, dur lütfen. Sakinleş." Hızla ona döndüm. Telaşlanmıştı, gözlerinden anlıyordum bunu ama umrumda değildi. "Bak sana bir şey olacak. Gel oturalım şöyle." Diye üzerime gelirken bağırdım. "Kes sesini! Söyle hemen. Nereye sakladın onları. Duydum sizi! Sen aldın. Neredeler? Çabuk söyle! Çabuk." Kendimi yırtarcasına bağırırken diğerlerinin de sesini duydum.

Harika herkesi uyandırdık! Gerçekten ne kadar reziliz, sessizce çalışamıyoruz bile!

Ellerimle kafama vurdum sertçe. "Sende bir kes sesini artık!" Diye bağırdım. "Kızım, yapma." Diyen Osman Bey'in sesini duydum. "Söyleyin, nereye koydunuz?" Kapının köşesinde ki Alp gözüme çarparken üzerine yürüdüm.

"Sen." Dedim titreyen elimin işaret parmağımı ona uzatarak. "Sen almışsın! Nerede söyle. Nereye koydun onları?" Diye bağırdım yine. Biraz daha yaklaşıp yakasına yapıştım ve sertçe sarstım onu. Gözleri dolarken "Özür dilerim." Dedi. Ellerini elimin üzerine koydu. "Söyle! Nerede diyorum, nerede?"

Sarıldı bana. Hızla ittim onu. Yere düşerken umursamadım. Yanındaki Batı onu kaldırırken göz yaşları yanaklarına doğru inmişti. "Eğer yerini söyleseydin, ağlamayacaktın! Sen bunu hakettin!" Geri Arhan'a döndüm. "Sen de biliyorum! Ver bana onları. Çabuk, ver! Hadi. Ver!" kollarımı tuttu.

Ege'den TarafWhere stories live. Discover now