31

978 66 3
                                    



Hepinize selaaaam. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.

Çoook ufak bir yakarışta bulunacağım. Sizlerde tahmin etmişsinizdir az çok aslında. Yorum ve oy sayısı. Verilen emek karşılığında yıldıza basmanızı ve fikirlerinizi belirtmenizi istiyorum sadece.

Ve sizleri daha fazla bekletmeden bölüme geçiyorum.

Medya: Arhan Şekercizade

🍀

Derin bir nefes alarak elimdeki laleleri yavaşça toprağın üzerine ektim.

Çok uzun zaman olmuştu buraya gelmeyeli.

Özlemiştim. Hem de çok özlemiştim.

Onunla dertleşmek, ona çiçek getirmek, o mezar taşına sarılmak. Hepsi beni çok iyi hissettirdiği halde buraya gelmeyi ihmal etmiştim.

Eğer yaşıyor olsaydı ve yanına bu kadar uzun süre gitmemiş olsaydım eminim ki bana trip atıp dururdu. Suratını asardı, onu sevmediğimi söyleyip dururdu.

Ama şimdi... Baktığım sadece bir mezar taşı bir de toprağına ektiğim çiçekler vardı. Onlarda konuşamazdı ya benimle. Ben anlatırdım, dışarıdan gören ya acılı derdi ya da deli.

Ki deliydim de zaten. Adımın üzerine çıkarılmış bir rapor yok muydu?

Deli raporu.

"Sana anlatmış mıydım dede?" Dedim sinirden gülümseyerek. Aklıma geldikçe hem üzülüyor hem de sinirleniyordum.

"Babam beni deli yapmış." Dedim gülmeye devam ederken. "Bildiğin deli. Raporlu hem de ha!"

"Bak gör dede. Torunun ne halde, bak gör. Bazen çok kızıyorum sana. Niye diyorum. Niye sakladın benden hastalığını? Belkide bu kadar beklemeseydin sen o evreye gelmeden seni kurtarabilirdik." Dedim derin bir nefes alarak.

Yine gözlerim doluyordu.

"Ama sana kızdığım kadar kendime de kızıyorum. Ege diyorum, adama senin peşinden Amerika'lara, İspanya'lara gelmedi diye trip atıyordun. O da sana kıyamayıp geliyordu. Belkide bu kadar ısrar etmeseydim, seni peşimden her yere sürükleyip yormasaydım şu an aramızdaydın dede."

Yanağımdan akan yaşa aldanmadan konuşmaya devam ettim. "Bir suçlu değil bir sürü suçlu var bizim hikayemizde. Ama artık bunların hiç önemi yok. Çünkü hiçbiri seni bana geri getirmiyor!" Dedim çocuk gibi omuz silkerek.

İki elimi de toprağın üzerine koyarak yavaşça okşadım. "Burada yatmak sana hiç yakışmıyor." Dedim gülerek hemen ardından konuşmaya devam ettim. "Sen yatağına çok önem verirdin. Bak, şimdi toprağın bir-iki metre altında öylece yatıyorsun."

"Elbet bir gün bende senin yanına geleceğim Mehmet Derin. Belki çok yakın, belki çok uzak. Ama bir gün gelecek ve yanında benim de mezarım olacak. O zaman kim ekecek senin toprağına çiçeği? Dadım? Belki Resul amca?"

Gülerek dilimi damağıma çarptım kendi dediğimi reddederek. "Hiçbirinden hayır gelmez. Söylesene dede. Hangisi geldi bugüne kadar yanına? Senin benden başka kimsen yoktu ve sen ilk benden vazgeçtin." Dedim sonlara doğru sinirlenerek.

Gözyaşlarım tekrar yanaklarıma doğru akmaya başladığında ellerimi toprağın üzerinden çekerek sertçe sildim yanaklarımı.

"Özür dilerim. Tutamıyorum kendimi. Hep seni suçluyorum, biliyorum. Ama suçlayacak başka kimsem yok ki." Dedim. Hemen ardından konuyu değiştirmeye karar verdim. Huzursuz olmaya gerek yoktu.

Ege'den TarafWhere stories live. Discover now