14

1.9K 97 4
                                    






Medya: Ege Şekercizade




...

Yaptığımız basketbol maçından sonra hepimiz odalara dağılmıştık.
Hızlı bir duş alıp tekrardan aşağı inerken salonda tek başına oturan Osman Bey'e rastladım. Neden tek oturuyordu ki?

Boydan boya olan camın önündeki koltuğa oturmuş eli çenesinde havuzu izliyordu. Yanına gidip gitmemekte kararsız kalırken vazgeçip salondan çıktım.

Birkaç adım attıktan sonra durdum. Oflayıp geri salona döndüm.

Ben ve iyi niyetim gerçekten çok harcanacağız.

Sesli bir şekilde salona girmeme rağmen beni farketmemişti. Bu kadar canını sıkacak ne olmuştu acaba? Elimi omzuna koydum. Olduğu yerde hızla dönerken beni görmesiyle derin bir nefes verdi. "Korkuttuysam özür dilerim." Gülümsedi. "Korkmadım ki."

Eliyle karşısındaki tekli koltuğu gösterdi. "Ayakta kalma, otur şöyle." Gösterdiği yere otururken merakıma yenildim. "Çok kötü gözüküyorsun. Bir problem mi var?" Güldü. "O kadar mı dertli gözüküyorum ya dışarıdan?" Dedi şakacı sesiyle ama bu sesi sanki içindeki derdi gizlemek istermiş gibiydi.

"Anlatmak ister misin?" Gülümsedi. O kadar içten bir gülümsemeydi ki bu sıcaklığını hissetmiştim. "Bir dinleyenimin olması ne kadar da güzel." Dudaklarımı birbirine bastırdım ve başımı aşağı eğdim.

Kendini yalnız mı hissediyordu yani?

E Meltem Hanım ve çocukları. Onlar dinlemez miydi? Beni dinliyorlardı ama.

"Anlatmak istersen dinlerim tabii ki." Oturduğu yerden kalktı ve benim oturduğum koltuğun koluna oturdu. Ellerini omzuma yaslarken başımı göğsüne yasladı. "Sana sarılsam geçer."

Uzun zaman sonra aile gibi hissetmek beni farketmesem de huzurlu hissettirirken gülümsedim. Başımı daha çok yasladım göğsüne.

Hemen de sırnaş. Küstük kızım biz bu adamla!

İçimdeki sese inat kollarımı beline doladım. Gülüş sesi kulaklarıma gelirken o da ellerini saçlarıma çıkardı. "Benim kızımında mı sarılmaya ihtiyacı varmış?" Saçımın üzerinde öpücüğünü hissettim. "İstediğin her zaman gelip bana sarılabilirsin babacığım." Dedi.

Gözlerim dolarken kafamı daha çok göğsüne bastırdım. Dedemi özlemiştim. Utancımdan yanına hiç gitmediğim için bana küsmüş bile olabilirdi.

Aniden bir karar aldım. Yarın terapiden sonra dedemin mezarını ziyaret edecek ve ondan tüm benliğimle özür dileyecektim. Aynı zamanda kurtulacağımın sözünü de verecektim. Çünkü ben dedeme verdiğim tüm sözlerimi tutmuştum bugüne kadar.

Hayır hepsini tutmadın. Bir tanesini atlıyorsun. Kendine iyi bak demişti. Dön de haline bir bak. Sence bu sözünü tutmuş halin mi?

Osman Bey beni kolları arasından ayırırken yüzüme baktı. Hızla başımı aşağı eğerken elini çeneme atarak kaldırdı başımı. "Eğme başını güzelliğim. Hem neden doldu senin o gözlerin?" Kafamı iki yana salladım. "Hiç." Elleri yanaklarıma uzanırken okşadı birkaç kez. "Baban olarak her zaman yanında olacağıma söz veriyorum, Ege. Yaslanacağın en güçlü, en güvenilir dağ olacağıma söz veriyorum."

Gözyaşlarım ellerine çarpıp düşerken dudaklarımı birbirine bastırdım. "Dedem de vermişti aynı sözleri ama-" Devamını getiremedim. O da bir şey demedi. Kafamı tekrar göğsüne yaslarken saçlarımı okşamaya devam etti.

Ege'den TarafWhere stories live. Discover now