17

1.5K 78 2
                                    






Medya: Batı Şekercizade





...

Alp'le yaşadığım tartışmanın üzerinden üç gün geçmişti. Bu üç günde onunla ufak diyaloglar dışında konuşmadım. Konuşmak istemedim. Kırmıştı beni.

Şimdi ise Emre'yle birlikte bir kafede oturuyorduk. "Sen şimdi kabul ettin mi bu insanları?" Kafamı karşımda oturan Emre'ye çevirdim. "Birkaç gün önce sorsan evet derdim. Şimdi net bir şey söyleyemiyorum."

"Emre?" Gözlerini gözlerimden ayırmadan cevap verdi. "Efendim?" Bakışlarımı tekrardan önümdeki tatlı tabağına çevirdim. "Vazgeçmek-" Derin bir nefes aldım. "Vazgeçmek kolay bir şey mi?" Gülüşünü duydum.

"Ben nerden bileyim lan? Daha iki sene önce ayrıldığım kızı unutamadım amına koyayım! Buna göre düşün, karar ver." Dedi. Gülümsedim. Neşeli bir gülümseme değildi bu. Onu dinlemediğimi düşünmesin diye verdiğim ufak bir tepkiydi sadece.

"Ege, sen iyi misin?" Oturduğu yerden kalkarak yanıma geldi. Sağımdaki sandalyeyi geriye çekti ve beklemeden oturdu. "İyiyim." Eliyle kafamı öne ittirdi hafifçe. "Benden mi saklıyorsun? En yakınından?" Kafamı iki yana salladım. "Saklayacağım bir şey yok ki. Ne yaşıyorsam hepsinden haberdarsın."

Elimdeki çatalı alarak tabağın yanına bıraktı ve ellerimi avuçlarının içine aldı. "Var, var. Ben anlarım." Güldüm. "Bir sen anlıyorsun zaten. Sen de olmasan-" ağzımın içinde mırıldanırken ellerimi daha sıkı tuttu. "Yüksek sesle konuş, duymuyorum."

"İyi ki diyorum, iyi ki varsın sen." Güldü. "Seni üzen şeyi öğrenmek benim en doğal hakkım." Ellerimi avuçlarından kurtardım ve kollarımı hızla boynuna sardım. Elleri sırtımı bulurken yüzümü daha çok yasladım omzuna.

"İyi değilsin sen." Diye mırıldanışını duydum. Evet öyleydi, iyi değildim.

"Ben güven vermiyor muyum Emre? Neden kimse benim bir şeyleri başarabileceğime inanmıyor? Yapamaz mıyım ben? Başaramaz mıyım hiçbir şeyi?" Sırtımı okşayan elleri durdu. Benden ayrılacağı zaman daha sıkı sarıldım ona. "Kim söylüyor sana bunları bilmiyorum ama öyle değilsin. Çok başarılısın sen. Bundan da kurtulacaksın. Kimse inanmasa bile ben varım. Unuttun mu? Ben hiç bırakmam ki seni."

İyi, en azından hâlâ bize inanan birileri varmış!

"Hem ben sana demiyor muyum ne zaman kendini yalnız hissedersen beni ara diye? Niye her şeyden en geç benim haberim oluyor? Onu bunu geç de buna cevap ver sen asıl!" Güldüm. "Oluyor ya işte. Ona şükret!" Sırtıma çok sert olmayacak şekilde vurdu.

"Yerimi başkaları aldıysa hiç hoş şeyler olmaz, haberin olsun!" Sinirli yapmaya çalıştığı sesi beni daha çok güldürürken dudaklarımı birbirine bastırdım. "Senin yerini kapacak insan daha anasının karnından doğmadı Emreciğim, oldu mu?"

Kollarını üzerimden çekip önümdeki tatlı tabağını kendi önüne çekti. "Oldu, oldu. Bal şeker oldu hatta, tatlım benim." Çatalımı da hızla eline alırken tatlıdan bir parça kesti ve ağzına attı. "Tatlı demişken, bu tatlı ne güzelmiş ya!" Ağzı dolu bir şekilde konuşmasıyla yüzümü buruşturdum ve kafamı başka tarafa çevirdim.

"Ağzının içindeki her şeyi gördüm ya!" Diye sitem ederken güldü. "Ne var be! Arkadaşıma da pislik yapamayacaksam kime yapacağım?"

Hızla ona geri dönerken aydınlanmamla elindeki çatalı çektim. "Sen şuan benim tatlımı yiyorsun! Bırak çabuk." Konuşmamla birlikte alaycı bir gülümseme yayıldı suratına. "Bulursan yersin tatlını."

Ege'den TarafWhere stories live. Discover now