Zamanın Melodisi'ne Giriş

1.4K 422 630
                                    

Şarkı: maNga - Bitti Rüya, Şanışer - Kaç Kere Öldün

Şarkı: maNga - Bitti Rüya, Şanışer - Kaç Kere Öldün

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2024

O, belki de evrenin en kötüsüydü. Kötü olmak için doğmuştu ya da bu yolda kötü olmayı tercih ederken biraz olsun tereddüt etmemişti. İnsanları kandırıp onları Tanrı'dan uzaklaştırmayı alışkanlık haline getirmişti. Arem ve Alesa onun ilk kurbanlarıydı. Son olur muydu emin değildi ama onların acı çekmesi ateşini her geçen saniye harlıyordu.

Sıradaki kişi belliydi. Sina Vural.

Babası tarafından tuzağa düşürülüp anlık gelişen planında yaptığı küçük hata, kanlar içinde soğuk küvette uzanmasına sebep olmuştu. İçinde bulunduğu küvet, soğuk su ve kanla bütünleşmiş Sina'yı yıkıyordu. Ne kadar dayanırsa dayansın boğularak, donarak ya da kan kaybından ölecekti. Acı içerisinde inlemelerinin yanı sıra sinirle küfretti.

Vücudundaki kesikler, yaralar canını yaksa da o, sevdiği iki kadını kaybetmenin acısıyla kavruluyordu. Yorulmuş ve bıkmıştı. Kafasında kurduğu küçük planını yerine getiremediği için kendine kızıyordu.
Elleri ve ayakları bağlı olduğu için her çırpınışında kanlı su ağzından, burnundan bedenine ulaşıp onu biraz daha boğuyordu. Son olduğunu anladığı an bu boş banyoda bir hıçkırık yükseldi. Bitmişliğin, tükenmişliğin, sonun hıçkırığıydı. Gözyaşları kanına karıştı. "Neden?" diye inledi. "Neden her şeye baştan başlayamıyorum?" Ağlaması şiddetlendiğinde gözlerini kapatıp mırıldandı. "Bitsin o zaman." Yüzünü suya gömdüğünde suyun uğultusunu en derinden hissetti. Mezarına gidip veda edemediği herkesten özür diliyordu.

"Sina."

Derinden duyduğu sesle delirdiğini düşündü. Kafasını sudan çıkardığında hızla bir nefes alıp etrafına bakındı. O karşında duruyordu. Tüm şehvetiyle, tüm baş döndürücü ışıltısıyla tam karşısında parıldıyordu. Ürkütücü görünümüne rağmen çok cazibeli ve göz alıcıydı. Üzerindeki siyah pelerin tüm vücudunu gizlerken harelerindeki kırmızılık Sina'nın gerçek olmadığını düşüneceği kadar olağanüstüydü.

Sina defalarca gözlerini kırpıştırdı. Bu gördüğü varlık insan olamayacak kadar farklıydı. Büyüleyiciydi. Uzun parmaklarıyla kulaklarını gizleyecek kadar uzamış siyah saçlarını düzeltti. Sina'ya bir adım daha yaklaşıp fısıldar gibi konuştu. "Gerçekten her şeyin başladığı o zamana gitmek istiyor musun?" Sesi kalın ve sertti. Sina neyin içinde olduğunu bilmediği bakışlarını yere indirdi. Korkmuyordu. Sadece öldüğünü düşünmüştü.

Siyah pelerininin içinden bir kitap çıkaran kırmızı hareli varlık ellerini iki kez birbirine vurdu. Sina bir anda o kanlı sudan kurtuldu. Vücudu hâlâ yara bere içinde ve sırılsıklamdı. Simsiyah bir boşlukta anlam veremediği bir şekilde ayakta duruyordu. Şimdi neyin içinde olduğunu bilmediği için korkmaya başlamıştı. Sina "Sen nesin?" diye korkuyla sordu. Karşılığında bir kahkaha duymayı beklemiyordu. "Seni istediğin zamana götürecek Tanrı'yım."

ZAMANIN MELODİSİ (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin