maggie greene(rhee)

587 14 2
                                    

Lauren'a aşığım resmen, inanılmaz güzel bir kadın.

İyi okumalar :)

Maggie Greene(Rhee)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Maggie Greene(Rhee)

Maggie'yi ilk kez Lori'yi almak için atıyla size doğru gelirken gördün. İlk başta onun güzelliğine ve atına bakınca, sana bir prensesmiş gibi geldi. Carl'ın şu an onların evinde vurulmuş bir şekilde yattığını göz önüne alınca, uygunsuz bir düşünceydi. Ama göz teması kurduğunuz andan beri, ona aşık gözlerle bakmaktan kendini alıkoyamadın. Babası Hershel ise katı kuralları olan birisi olarak, Carl iyileştikten hemen sonra mülkünü terk etmenizi istiyordu. Bu yüzden bu güneyli kızı bir daha hiç göremeyeceğini düşündün.

Aslında, bu düşünce Daryl'ın yaptıklarından ve kalış sürenizin uzamasından sonra aklında pek yer edinemedi. Hatta sonrasında çiftlik alev alınca bu düşünce yok oldu. Çünkü artık Maggie ile yol arkadaşı olmuştunuz. Yatak, yiyecek, içecek, kıyafet, kısacası her şeyi paylaşıyordunuz. Bu nedenle zamanla onun için "en yakın arkadaş" olman şaşırtıcı gelmiyordu. Bir diğer tabirle, onunla konuşabilmek, ona sarılabilmek ve hatta sensiz keşife çıkmasına izin vermek çok zordu. Ona koşulsuz bir şekilde aşıktın ve bu duygu her gün seni boğuluyor gibi hissettiriyordu.

Bu yüzden, ne zaman başkaları ile dışarı çıkabilme ihtimalin olsa Maggie ile arana biraz boşluk koymak için o işe doğru resmen koşardın. Yola çıkacağınız arabanın kenarında endişeli bir şekilde, unutmuş olabileceğin şeyleri sayan "en yakın arkadaşın" duruyordu.

"Silahın yanında mı? Bıçağın?" Diye sordu."Evet Mags. Eksik bir şey yok. Beni savaşa gönderiyormuş gibi davranmayı bırak." dedin esprili bir şekilde. "Ama öyle hissettiriyor." diye cevapladı. Yüzüne baktığında, ne kadar saklamaya çalışsa da senin için olan endişesini görebiliyordun. Ellerini ellerinin içerisine aldın, bedenini hafifçe kendine yakınlaştırdın. "Maggie, iyi olacağım. Biliyorsun, ne Daryl, ne Sasha, ne de diğerleri bana bir şey olmasına izin vermez. Bir bir aileyiz, bir topluluğuz, unuttun mu?" dedin onu rahatlatmak adına. "Biliyorum, sadece seni duvarların arkasına göndermeye alışık değilim." hafifçe gülümsedin. "Bu gece bensiz uyumakta zorlanacaksın gibi," diye alay ettin. "Beth bu gece sana kucak arkadaşı olsa iyi olur."

Çiftlik düştüğünden beri, ormanda, geceleri yıldızların altında uyurken sizi birbirinize çeken asla konuşulmamış bir anlaşma var gibiydi. Bu alışkanlık, siz hapishaneyi bulana kadar devam etti. Ranzanız olmasına rağmen, kendini her zaman alt ranzada-bu Maggie'nindi- onun göğsünde senin saçlarınla oynarken buluyordun. Belli bir süre, bu şeyler biraz tek taraflı bir aşık gibi gözükmene yol açabiliyordu ama son zamanlarda, bu çizgi siliniyor gibiydi.

Bu yüzden bu keşife ihtiyacın vardı, kafandaki bulanıklığı netleştirmek için uzaklaşman gerekiyordu.

"Pff, on yaşındayken bu alışkanlığından kurtuldu." diye alay etti. Gülümsedin, "Bundan kurtulabileceğini hiç sanmıyorum." gözlerini kısarak söyledin. Buna karşılık gülümsemesi genişledi ve ellerini sıkıca tuttu. Bakışlarınız birbirini bulduğunda, boğazın düğümlendi. Daryl ıslık çaldı, ona döndüğünde yüzünde ne olup bittiğini anladığını belirten bilmiş bir gülüşle duruyordu.

"Hadi, gidiyoruz!" Motoruna binmeden önce seslendi. Maggie'ye tekrardan baktın, "Geri döneceğim." dedin kararlı bir şekilde. "Söz veriyorum."

_______________________________________________________

Keşif yaptığınız yer gruba basit gibi geldi. Gruptaki herkes dağıldı, sende ilaç tezgahına doğru ilerliyordun. Tezgahın üzerinden atladın, yağmalanmış rafların içerisinde  bulunan bir kaç kutuyu çantana attın.

"Sen ve Maggie, ha?" arkandan sana seslenen Michonne'a döndün. Tüm vücudun gerildi, sorarken yargılayıcı bir ifade takınmamıştı, ki takınsa ne olacaktı? Rick, Woodbury sakinlerini hapishaneye getirdiğinden beri bir çok eşcinsel çift ve farklı kimliklere sahip bireyler olmuştu. "O sandığın gibi değil." öyle hissetmesende bunu söylemek zorunda kaldın. "Bu dediğin hiç inandırıcı gelmedi." diye gülerek alay etti. "Olsa bile-" daha cümleni tamamlamadan rafların arkasından bir el seni kendine çekti. Raflara doğru çarpıp düştüğünde, kafana düşen tahta parçası ile bayılmadan önce en son Michonne'un sana seslenişini duydun.

_______________________________________________________

Maggie, Daryl ve Glenn'in senin vücudunu taşıdıklarını görünce kalbinin durduğuna yemin edebilirdi.

"Neler oldu?" diye çılgınca bağırdı. "Birisi babamı getirsin buraya, lütfen!" elleri ile yüzünüzü avuçlarken gözyaşlarına hakim olamadı. Sol kaşının hemen üzerinde bir yoğun bir şekilde kanayan bir yarık vardı. " 'Chonne bir aylağın onu yakaladığını ve neredeyse bacağını kopartacağını söyledi. Yüzünden yaralandı." Hershel'ın sana bakması için seni hücrelere taşırken cevapladı Daryl.

Tam olarak ne yaşadığını hatırlamıyordun, sadece başındaki ağrıyı ve birisinin seni sımsıkı tutuşunu hissedebiliyordun. Gözlerini kırpıştırarak açtığında, kafanı hafifçe yana çevirdin. Maggie, yorgun gözlerle sana bakarak oturuyordu. "Maggie? Ne oldu?-" diye homurdanarak sordun. "Diğerleriyle birlikte keşifteyken bir aylak sana saldırdı. Eğer Michonne orada olmasaydı, aylakların akşam yemeği olacaktın." diye cevapladı şaka yapmaya çalışarak ancak biliyordu ki hislerinde tam olarak yanılmamıştı. "Jesus" diye cevapladın, sol elinle baş ağrına karşın burnunun kemiğini sıktın. "Az kalsın seni kaybediyordum, biliyorsun." dedi aniden, akmayan yaşları gözlerini bulandırırken alt dudağı titiriyordu. "Evet, bunun için üzgünüm." sanki kırılmasından korkuyor gibi söyledin, "Dikkatim dağıldı." yüzünde buruk bir gülümseme ile devam ettin.

"Michonne ve ben, senin hakkında konuşuyorduk." dedin. Midende oluşan yumru, nefes nefese kalmanı sağlayacak kadar ağırdı. "Ben?" diye sordu. "Evet. Uh- sana aşık olduğumu söyleyip benimle alay ediyordu." bakışlarını ellerine sabitledin, onun parmaklarıyla oynamaya başladın. "İlk başta inkar edecektim ama--" nefes verdin, " O haklıydı. Senden çok hoşlanıyorum, nefes alamıyorum ve düşünemiyorum. Çiftlikten, hatta seni ilk kez o atın üzerinde gördüğümden beri aklımda takılı kaldın." utangaç bir şekilde söyledin. Midendeki yumru sana daha da ağır geliyordu.

Gözlerini bir saniye için onun gözlerine sabitledin ve tekrar ellerine baktın. "Tuhaf hissettirdiysem özür dilerim, aynı şeyi hissetmiyorsan da. Kızlardan hoşlanmıyorsun bile ve-" yüzünü avuçlayan iki el ile sustun. Kafanı hafifçe yukarı kaldırdın, gözlerin yüzüyle buluştuğunda yüzündeki koca gülümsemeyi gördün. Sana doğru eğildi ve dudaklarını dudaklarına değdirdi.

Öpücüklerinin ardında tatlı kıvılcımları hissedebiliyordun. Yüzünü kaplayan ellerinin üzerine koydun ellerini. Başparmağı ile yüzünü okşadı, uzun süredir, seninle tanıştığından beri içinde tuttuğu hislere kendini kaptırdı. Geri çekildiğinde, onu geri çekmeyi ve hayatının geri kalanında onu öpmeyi istedin. "Bu demek oluyor ki, sende hoşlanıyorsun?" sorgulayıcı bir ifadeyle alay ettin. "Tanrım." gülerek ve seni tekrar öpmek için kendine çekmeden önce söyledi.

_______________________________________________________

Umarım beğenirsiniz :)

twd imagine - çeviriWhere stories live. Discover now