michael mercer

188 7 1
                                    

michael hakkında hiçbir hikaye olmaması beni ne kadar şok etti bilemezsiniz...nasıl olmaz, nasıl..olmadığı için ben yazdım, bu adam bir hikayeyi hak ediyor.

olmadığı için ben yazdım, bu adam bir hikayeyi hak ediyor

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Michael Mercer

Commonwealth'e gelişinden bu yana bir çok insanla tanışmıştın. Dışarıdayken tanıştığın insanlara nazaran buranın sakinleri gerçekten arkadaş canlısıydı ancak bu kadar insan arasında tabii ki de seninde favorilerin vardı. Mercer kardeşler, sen ilk geldiğinde tanıdığın ilk kişilerdi.

Commonwealth'un varlığından bile haberdar değilken, bir harabede Michael ile karşılaşmış ve peşlerine takılmıştın, tabii çok sürmeden seni yakalamış ve uzunca, çok uzun süre sorgulamışlardı.

Ancak sen, diğer insanlara göre şanslıydın, kuyametten önce yaptığın doktorluk sayesinde senin şehre girmene izin vermişlerdi. Michael ile karşılaşmandan sonra, sana yardımcı olacak kişi Max olmuştu. Bir görev değildi, sadece kendisi bunu istemişti.

Çok geçmeden Max ile daha da yakınlaşmıştınız, Michael ise kardeşi sayesinde seninle bir yakınlık kurabilmişti. Ancak işine verdiği önem ve disiplin arzusu, onu sürekli çalışmaya itiyordu. Birbirinizi çok tanımasanız bile, aslında bu durum ikinize de yetiyordu.

Bu şehirde gerçekten çok fazla insan ve tabii ki de erkek vardı ancak hiçbiri sana Michael'ı sadece gördüğünde hissettiğin duyguları bile vermiyordu. Uzun süredir ona olan duygularını belli bir süre hayranlık olarak adlandırsanda, onlar kesinlikle daha fazlasıydı. Ondan gerçekten çok hoşlanıyordun.

Bu durumu henüz kimseye söylememiştin, kimseye de söyleyemezdin, en yakın arkadaşın, sevdiğin adamın kardeşiydi ve siz ikinize karşın şimdiden çok heyecanlıydı, hiçbir şey bilmiyor olsa bile. Eğer ona anlatırsan, sizi bir araya getirmek için elinden gelen her şeyi yapar ve yüksek ihtimalle Michael'ın dikkat yeteneği bu durumu kolaylıkla çözmesine yardımcı olurdu.

Bu yüzden, Max'in apartmanına giden yolda bile bu düşünceleri aklından çıkaramazken, kendini bir yandan tembihliyor, Max'e çaktırmaman gerektiğini kendine hatırlatıyordun.

Max'in kapısının önüne geldiğinde, zile basarak beklemeye başladın, pek uzun sürmeden açılan kapı ile kocaman gülümseme ile sana bakan arkadaşına gülümsedin, "Hoş geldin!" dedi Max.

Kısa bir sarılmadan sonra içeri doğru ilerleyip, paltonu çıkardın ve arkadaşına uzattın. "Bir şey içer misin? Kahve?" diyerek paltoyu askılığa götürürken konuştu, "Kahve iyi olabilir," dedin, "Ama önce, su lütfen," diye ekledin. Max gülümseyerek mutfağa doğru ilerleyip, bir kaç dakika içerisinde bir bardak su ile geri geldi.

Bardağı elinden alırken, gülümsedin. Suyu içmeye başlarken düşündün, bu suyu içmen bile biraz tuhaf geliyordu, hâlâ tuhaf geliyordu. Bu kadar çol normal yaşamak bir yandan seni ürkütse bile, bir yandan da mutlu ediyordu.

Kıyamet öncesi ve sonrası tabii ki de farklılıklar olmuştu, değişmeyen tek bir şeyin vardı, işin. Kıyamet öncesi de insanları kurtarırken, Commonwealth'ten önce de çoğunlukla insanları kurtarırdın.

Max, "Geçen gece olan kutlama nasıldı?" diye seslendi mutfaktan, "Güzeldi, eğlendim," diye karşılık verdin. "Bu sefer organizasyona ben yardım ettim! Bu yüzden güzeldir," dedi, dediğine gülerken, "Tabii ki!" dedin alay edercesine.

Bir kaç dakika sonra elinde iki fincan kahve ile gelirken, "Hadi ama," dedi, "Elimden bir çok işi gelir," diye ekledi. Gülümseyip kahveni ondan alırken onayladın.

Max, tam oturacakken, kapının zili çalması ile ayağa kalktı, "Birini mi bekliyordun?" diye sordun şaşkınlıkla, Max ilerlerken kaşlarını çattı, "Aslında hayır," diyerek kapıyı açtı. "Abimi bekliyormuşum," diyerek gülümsedi. O an duraksadın, Michael buraya mı gelmişti? İçinde oluşan heyecanı dindirmeye çalışırken, ağır adımların çıkardığı sesler sana yaklaşan koca adamın habercisiydi.

"Hey," dedi Michael, bir sana birde Max'e bakarak, "Neler oluyor burada?" diye ekledi, yarım yamalak bir gülümseme verirken. "Hey, Michael," dedin, kendini koltuğa daha çok yaslarken, "Her zamanki gibi," dedin gülümserken, "Gelsene," diye ekledin çarprazındaki koltuğu işaret ederken.

Michael gülümseyip kafası ile onayladı ve yavaş hareketlerle koltuğa oturdu. "Bizde tam olarak geçen günkü partiden bahsediyorduk," dedi Max otururken, Michael gülümseyerek, "Evet, gerçekten güzeldi." dedi.

Max, önündeki masaya bakarak, "Sen bunu al," dedi Michael'a, kendi kahvesini itelerken, "Ben gidip kendime hazırlayayım," dedi ve ayağa kalktı. Mutfağa doğru ilerlerken, onu seyrettin, gerçekten kahve mi istiyordu yoksa yenide aklında bir şey mi vardı artık emin olamıyordun.

Max gittiğinden beri, kaç dakika geçtiğini bile bilmiyordun, çevreyi garip bir sessizlik sardı. Dışarıdan gelen sesler ve ikinizin, arada bir kahve içerken çıkardığı sesler haricinde, pek bir şey yoktu. Durum gittikçe garipleşirken, ilk adımı Michael attı.

"Pekâlâ, bir sonraki partiden haberin var mı? Ve katılmayı planlıyor musun?" diye sordu, bakışları sana ve kahvesi arasında gidip gelirken. "Ah, evet, duydum, gidebilirim, eğlenceli olabilir," dedin gülümseyerek.

Michael dediğine gülümseyerek, "O halde gidiyorsan, belki orada iken beraber takılabiliriz. Biliyorsun, kalabalık ortamda birbirimizi kollamak adına," dedi sırıtmaya devam ederken.

Yapmaya çalıştığı şeyi anlamıştın, bu yüzden biraz daha alaycı bir ifade takınarak, "Ah, bana çıkma teklifi mi ediyorsun, Michael? Bana ilgi duyduğunu bilmiyordum," dedin. Michael kahkaha atarken, "Belki de o kalabalıkta kaybolmanı istemiyorumdur? O taraflar tehlikeli, biliyorsun." diyerek omuzlarını silkti.

O an düşündün, bu an belki de biraz daha yakın olmanızı sağlayabilirdi ve belki de Michael'ın amacı da tam olarak buydu. Onunla bir başlangıcı hayal etmek bile seni heyecanlandırıyordu, bu sefer biraz daha az alaycı bir tavırla konuşmaya başladın, "Pekâlâ, eğer konu benim güvenliğim ise, sanırım teklifini kabul edebilirim, Michael. Ama beni o kalabalıktan koruyacağına söz verirsen," diyerek gülümsedin.

Michael'ın bu sefer suratında oluşan ifade içini rahatlattı, yumuşak bir gülümseme ile, "Kabul, senin güvende kalmanı sağlayacağım ve beraber güzel bir zaman geçireceğiz." dedi.

_______________________________________________________

Ben bu adamı da cok seviyorum

twd imagine - çeviriWhere stories live. Discover now