Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Father Gabriel
Düşüncelerine dalmış bir şekilde otururken, duyduğun adım sesleri ile ayağa kalktın. Arkanı döndüğünde, Rick Grimes'ın sana doğru geldiğini gördün. Sakalını kesmişti ve neden senin Alexandria'nın içerisindeki küçük göletin kenarındaki ağaçlarda oturduğunu anlamaya çalışıyordu.
"Y/N, burada ne yapıyorsun? Hava kararıyor." diye konuştu.
Omuz silkerek ufuk çizgisine dayanmış güneşe baktın. Neredeyse gün boyu burada oturduğunu fark etmemiştin, sanırsan zaman düşününce daha da hızlı geçiyordu.
"Hiç, sadece düşünüyorum. Birazdan eve gider ve yiyecek bir şeyler hazırlarım bir şekilde, yine de kontrol ettiğin için teşekkürler Rick, ben iyiyim."
Bunu dedikten sonra onun yanından geçerek, arkanda bıraktın ve gölete oldukça yakın olan evine doğru yöneldin. Yine de evine vardığında kapı tokmağını zar zor görebildin, hava çabucak kararmıştı. Daha fazla düşünmeden kapını açarak içeri girdin ve mutfağa kadar bütün ışıkları yaktın. Ne yiyebileceğini düşünerek buzdolabına bakındın. İçinde henüz açılmamış bir sandviç vardı, bu gece için sana yeterli olurdu.
Kapının tıklatılması ile homurdanarak kapıya ilerledin ve açmadan önce kim olduğunu görmek için pencereden baktın.
Bu Rahip Gabriel'dı.
Ne istiyordu? Gidip tanrısına ya da her ne ise ona dua etmeyecek miydi? Hayır, Y/N, bu kabaydı, bunu düşünmemeliydin. Sadece onu içeri al, yapmazsan senin tanrılarının sana kızabilirdi.
"Rahip Gabriel, seni bu saatte buraya getiren şey nedir?" diye sordun, kapıyı açarken.
Bir anda, dudaklarını seninkilerle birleştirmesi ile olduğun yerde kaldın, anlamadığın bir sebepten aklın bulandı, düşünemiyordun.
Bu durumu bir kaç dakika sonrasında bitiren kişi de o olmuştu, geniş gülümsemesi ile sana bakarak,
"Haklıydın, yanıldım, dediğin gibi, tanrının beni kontrol etmesine izin veremem."
