Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Maggie Greene
Neredeyse hiç kimse Commonwealth'ın teklifinden sonra Maggie ile Hilltop'a dönmedi. Geneli yemek eksiği ve aylaklarla mücade edenlerdi. Hayatları zordu ve Hilltop'a geri dönmeyi tekrar değerlendirmişti. Ve çoğunluk Commonwealth'ı seçmişti.
Sen seçmedin.
Maggie'yi çiftlikten beri tanıyordun. Seni sürekli en yakın arkadaşı olarak tanımlıyordu, her zaman güvenebileceği tek insan. Tabii bunlar bir yana, Maggie senin için gizlice sevdiğin insandı.
Tabii ki de ona hislerini belli etmedin. Bir çok sebebi vardı ancak en belirgini onun Glenn'e duyduğu büyük aşktı, ayrıca sen Maggie'yi sana aşk anlamında bir şeyler hissebileceğini hayal bile edemiyordun. İtiraf etmeyi düşünmen bile mideni bulandırıyordu. Eğer itiraf etmen arkadaşlığınızı bitirmese bile, işleri inanılmaz derecede tuhaflaştıracaktı. Maggie'nin seni bu şekilde kaybetmesi onun için çok zor olurdu.
Onu seviyordun.
Bu yüzden tabii ki o lider olurken onun yanındaydın ve onu asla Commonwealth'a tercih etmezdin.
Şimdi bile, aç karnın kendini kemirirken ve gün ortası sıcağından dolayı ağzın kururken, kararından pişmanlık duymuyordun. Hilltop'ın duvarlarındaki delikleri kapatmak için demirleri taşımakla meşguldün, Whisperers burayı yerle bir etmişti, ama tanrı şahit olsun ki, onların yaptıklarını tamir etmek ölmene sebep olsa bile yapacaktın. Burası Maggie ve Hershel'in ev dediği yerdi. Burası Glenn'in gömülü olduğu yerdi. Hilltop önemliydi.
Arkadan hafif bir kahkaha geldi. Bakmak zorunda kalmadan kim olduğunu anlayarak sese gülümsedin.
"Acaba amacın dünyanın en çok tişörtünün içinde terleyen insan öldünü almak mı?" diye alay etti Maggie, "Şu an bu konuda Daryl ile yarışabilirsin."
Maggie'ye dönüp sırıttın. Lekeli kırmızı gömleği ve kot pantolonuyla karşında duruyordu, saçları açıktı ve eliyle gözlerini güneşten koruyordu. Yüzünde ise çok sevdiğin gülümseyişi ile karşındaydı. Gerçekten iyi bir ruh halinde olduğu ender zamanlardan biriydi.
"Sadece işimi yapıyorum, patron," diyerek alay ettin.
"Bence bir molanın zamanı geldi. Çok çalışmaktan bayılmanı istemem."
Vücudunda aşağı doğru akan terlere rağmen bu konuda tartışacaktın. Ancak Sıcak bir gündü ve sabahtan beri bu duvarı onarıyordun, hiç olmadı dışarıda aylaklarla uğraşmaktan iyiydi gerçi.
"Biraz dinlenmek iyi olurdu," diye Maggie'ye katıldın ve çekicini kenara koydun.
"Güzel, çünkü seninle bir şey hakkında konuşmak istiyorum."
