Bölüm 22: KAYBOLMUŞ

35.5K 1.5K 166
                                    

Bölüme başladığınız tarihi ve saati buraya yorum olarak bırakabilirsiniz!

Bölüm Şarkısı: Evanescence - What You Want

***

Bölüm 22: KAYBOLMUŞ

Gözlerimi araladığımda ilk defa nerede olduğumu anlamaya çalışmadım çünkü nerede olduğumu çok iyi biliyordum. Aras'ın annesinin intihar ettiği depoda ince bir şiltenin üstünde, Aras'ın kolları arasındaydım. Burada kalmayı ve Aras'ın bana sarılarak uyumasını ben istememiştim ama bana da sormamıştı, sadece öyle olmuştu.

Dün gece Aras'la uzun uzadıya annesinin intihar notunun önünde konuştuk. Notu okumadan önce bana sarıldığından bu yana bana sarılmayı bırakmamıştı, tüm geceyi öyle geçirmiştik.

Sadece bir anlığına şilteyi dolaptan çıkarmak için beni bırakmış ve tekrardan sarıldığında, yerde iki büklüm olmuştuk. Aras'ın uyuya kaldığını fark ettiğimdeyse ben de gözlerimi kapatmış ve uyumuştum. Şimdiyse, Aras uyumaya devam ediyor, bense annesinin fotoğrafına bakıyordum. Tüm gece rüyalarımda gördüğüm kadına gözlerime kırpmadan bakıyordum. Derin bir nefesi ciğerlerime doldurduğumda Aras'ın belimdeki eli sıkılaştı ve tırnakları batın bölgemdeki yaraya battı. Acıyla iki büklüm olduğumda, "Aras!" diye soludum.

O ise parmaklarını yarama bastırmaya devam ediyordu, bilinçli olarak yaptığını düşünmüyordum çünkü belimi saran iki elinin de parmakları tenime batıyordu. Kolları arasında güç bela yüzümü ona döndüğümde bu sefer parmaklarımı belime batıyordu ve batın bölgemdeki yaranın acısı dalgalar halinde tüm bedenime yayılıyordu. Dirseklerimin üstünde doğrularak Aras'a, "Uyan!" demeye başladığımda yüzünün terler içinde kaldığını fark etmiştim.

Dişlerini sıkmış ve çenesi kasılmıştı. Kaşları belli aralıklarla çatılıyor ve gevşiyordu. "Aras, gözlerini aç," diyerek sarsmaya başladığımda aniden siyah gözlerini açarak sırtımı yere çarptı ve gözlerini irileştirerek bana baktı.

Derin nefesler alıp verirken, "Ne yapıyorsun sen?" diye sorduğunda, "Seni uyandırmaya çalışıyordum," diye soludum.

Sağ elini yüzüne sürdüğünde batın bölgeme bastırdığı için parmaklarına bulaşan kan, yüzüne de bulaşmıştı ve bunu elini yüzünden çektiğinde anca fark edebilmişti. Hızla üstümden kalkarak batın bölgeme baktığında, "Kahretsin," diye mırıldandı ve etrafına kısa bir bakış attıktan sonra yarı oturur pozisyonda duran beni hızla kollarımdan çekerek ayağa kaldırdı.

Hızlı adımlarla kapının eşiğine geldiğimizde durdu ve kulağıma eğilerek, "Buradan çıktığımızda, burada konuştuğumuz her şeyi unutacaksın," dedi. Başımı onaylarcasına sallarken, "Aras," diye mırıldandım ve dün geceden bu yana ona söylemek istediğim o kelimeleri söyledim.

"Yolunu kaybettiğini söylemiştin ama doğru yola dönmek mümkün, bunu biliyorsun değil mi?" diye sorduğumda bana döndü ve gözlerime baktı. "Beni yaptığım kötülüklerle kabul edip, doğru yola çekecek birisi yok Deniz," dedi ve kapı eşiğinden dışarıya çıktık. Ağaçların dalları arasından sertçe esen rüzgârlar ıslık sesleri çıkarırken, "Baban var Aras, Rüya ve Berk de var..." dedim.

"Onların var olduğunu biliyorum," dediğinde gözlerime baktı ve "Öte yandan, bu saydığın insanlar aynı zamanda beni dibe de çeken kişiler..." dedi.

Zeynep Soykan'ın mektubunu hatırladım, 'Bir gün Bülent'in gelip beni öldürmesini bekleyemezdim,' yazıyordu. "Neden Bülent Soykan, anneni öldürmek isteyecekti ki?" diye sorduğumda Aras dişlerini sıkarak bana döndü ve başını göz hizama getirmek için öne eğilerek, "Sana, o kapıdan dışarıya çıktığımızda her şeyi unutmanı söylemiştim," dedi düz bir sesle.

YERALTIWhere stories live. Discover now