Bölüm 7: TELEFON

41.6K 1.9K 123
                                    

Bölüme başladığınız tarihi ve saati buraya yorum olarak bırakabilirsiniz!


***


Bölüm 7: TELEFON

Sahilden ilerleyerek otobüs ve minibüs duraklarını geçmiştik, parkın biraz daha aşağısında bulunan apartmanlardan birinin bahçesine girdiğimizde Aras'ı izlemeye devam ediyordum. Cebinden çıkardığı anahtarlıktan kırmızı renkli plastiğin takılı olduğu anahtarı apartmanın demir kapısına yerleştirerek açtı, kapıyı sonuna kadar açtıktan sonra merdivenlere yöneldi. Demir kapı, onu tutan ellerden sıyrıldıktan sonra yavaş yavaş kapanırken, elimi uzatıp kapıyı tuttum ve merdivenleri çıkan Aras Soykan'a çatık kaşlarla bakmaya başladım. Merdivenin dönüşüne gelen Aras, derin bir nefes verip bana baktığında, "Ne bekliyorsun orada?" diye sordu.

"Ne yapacağız burada?" diyerek, sorusuna soruyla karşılık verdim.

Başını iki yana sallayıp, "Sürüklenmek istemiyorsan kendi iradenle gel," diye cevapladı ve merdivenleri çıkmaya devam etti. Kapıyı arkamdan kapattıktan sonra onun peşinden merdivenleri çıkmaya başladım.

Üçüncü kata geldiğimizde ise yeşil renkli plastiğin takılı olduğu anahtarla çelik kapıyı açarak sıcak havanın estiği evin içine girdi. Ben de, soğuğa daha fazla dayanamayarak peşi sıra içeriye girerek kapıyı kapattım ve salona geçtim. Salonda iki tane koyu kahverengi koltuk, beyazdan başlayarak kahverengi tonlarıyla büyüyen halkalardan oluşan bir halı, onun üstünde açık kahverengi bir sehpa ve Aras'ın oturduğu koltuğun tam karşısında LCD ekran televizyon vardı.

Kendimi en yakınımdaki koltuğun üstüne bırakırken derin bir nefes aldım ve yavaşça verdim. Bir şekilde Aras'tan kurtulmalıydım. Hiç yoktan Ekrem veya Ulaş'a hayatta olduğuma dair bir haber yollamalıydım.

Gözlerim, Aras'ın gözlerine odaklandığında, ben sorumu dile getirmeden Aras, "Ne soracaksın?" dedi. Kaşlarımı kaldırarak Aras'a bakmaya devam ettim, ardından yakaladığım fırsatı kullanarak, "Kardeşimi ne zaman göreceğim?" diye sordum.

Evin sıcaklığı içime işlemeye başladığında gözlerini bir an olsun gözlerimden ayırmayan Aras'a bakıyordum. "Birkaç güne," dediğinde derin bir nefesi içime çekip, "Peki, şimdi onu arayabilir miyim?" diye sordum. En azından sesini duysam yeterdi, birkaç gün sabretmemi sağlayabilirdi. Aras başını iki yana sallayarak televizyonun kumandasını eline aldı ve kanalları değiştirmeye başladı. Bir süre onu izledikten sonra sıkkınca bacaklarımı kendime çektim ve sırtımı koltuğa yaslayarak, kollarımı bacaklarıma doladım.

Saat gece yarısını geçiyordu ve karnımdan yükselen gurultular sinirimi bozmaya başlamıştı, derin bir nefesi sesli bir şekilde verdiğimde, Aras'ın gözleri üstüme kaymıştı. Bakışlarını yok sayarak evi incelemeye başladığımda, "Kendine yiyecek bir şeyler hazırlayabilirsin," dedi. Kısa bir süre ona bakıp oturduğum yerden kalkarak mutfağı aramaya başladım. Salondan çıkıp dümdüz ilerleyerek karşıma çıkan ilk kapıyı araladım ve geniş mutfakla karşılaştım. Mutfağın camından görünen Avrupa yakasına özlemle baktım.

Başımı iki yana sallayıp buzdolabına ilerledim ve kapağını açtım. Tıka basa dolu olan dolabın içinden birkaç salata malzemesi çıkartarak tezgâhın üstüne koydum ve çekmeceleri karıştırarak bıçak aramaya başladım.

"Soldan ikinci çekmece," arkamdan gelen sesle aniden arkama dönmüş ve kapı pervazına yaslanmış olan Aras'la göz göze gelmiştim. Derin bir nefes alıp sol taraftaki ikinci çekmeceyi açarak orta boy bir bıçağı elime aldım ve tezgâha döndüm. Yıkadığım salatalıklardan birini soyarak doğramaya başladığımda Aras'ın üstümdeki bakışlarını hissedebiliyordum. Kapının pervazından çekilmemişti.

YERALTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin