Bölüm 11: SALDIRI

38.1K 1.6K 101
                                    


Bölüme başladığınız tarihi ve saati buraya yorum olarak bırakabilirsiniz!

Şarkı: Nightcore - Dance With the Devil

***


Bölüm 11: SALDIRI

Saliseler; saniyeleri, saniyeler; dakikaları, dakikalar; saatleri kovalamıştı. Uyandığımdan bu yana aynı yerdeydim, altıma kırdığım bacaklarım ve çaprazlamasına yaslandığım için kambur duran sırt kemiklerim başı çekmek üzere tüm kemiklerim uyuşmuş ve bana isyan etmeye başlamıştı.

Gözlerimi kapatarak bacaklarımı sarkıttım, bacaklarımın açılmasıyla birlikte ayaklarımdan dağılan soğuklukla yükselen sıcak bir uyuşukluk bedenimi sarmıştı. Yavaşça odanın içinde adımlamaya başladığımda, merdivenlerden yükselen adım sesleriyle kapıdan uzaklaştım. Birkaç saniye içinde odamın kapısı açılmış ve içeriye Aras girmişti.

Ne olduğunu anlayamadığım bir anda cam kenarına geçerken, tek elini omuzuma koymuş ve "Buradan çıkmalıyız," demişti. Kaşlarım çatılırken, "Neden?" diye sordum. Camdan uzaklaşıp tam karşımda dikildiğinde, "Ölmek mi istersin?" diye sordu. Tek kaşım kalkarken, sorarcasına "Anlamadım?" dedim.

"Birazdan baskına uğrayacağız..." demesine kalmadan Aras'ın üstünde gezinen kırmızı lazere takılmıştı gözüm. Aras ise derin bir nefes verirken, "Birazdanı falan kalmadı geldiler..." diye homurdanarak cebinden telefonunu çıkardı.

"Bizim adamlar ne zaman gelir?" diye sordu, telefonunu kulağına dayar dayamaz. Karşı taraftan hızlı cevaplar gelmişti. Aras düz bir sesle, "Tüm çevreyi sarın, hiçbir it buradan çıkamayacak," dedi.

"Aras... Yüzünde dolanan kırmızı bir lazer var," dediğimde, "Aynısı senin beyninle ensen arasında gidip geliyor," dedi. Gözlerim irileşirken, derin bir nefes alarak arkama dönmeye çalışmıştım ki, kolumdan tutarak beni camın önünden çekip duvarla arasına aldı.

"Şhh, hareket edersen ikimizi de öldürürsün," diye mırıldandı. Bunun üzerine, "Hareket etmezsek de ölmeyecek miyiz?" diye mırıldandığımda, "Ölmekten korkuyor musun?" diye sordu.

"Ölmekten korkmuyorum, ardımda bırakacaklarım için üzülüyorum. Şimdi ne yapacağız?" diye sordum, kırmızı lazer odanın içinde dolanıyordu. Aras sessizce etrafı taradıktan sonra, "Gözlerini kapat," dedi. Ona dik dik bakıp itiraz etmeyi düşünsem de yüzüne çıkan kırmızı lazeri görmek, ona uymam gerektiğini hatırlattı.

Gözlerimi kapattığımda camın kırılma sesiyle birlikte kürek kemiğimden yükselerek, bir acının bedenime yayılması bir olmuştu. Üstüme yüklenen ağırlıkla birlikte acı dolu ve boğuk bir inleme dudaklarımın arasından kaçtı, üstümdeki ağırlık hafifçe kalktı. Gözlerimi kırpıştırarak açtığımda siyah gözlerindeki muzip ifadeyi ve yukarı kıvrılan dudaklarını gördüm. Kürek kemiğimdeki acı rahatsızca yayılmaya devam ettiğinde yüzümü buruşturdum.

"Altımda inliyorsun," diyen Aras'a bön bön bakmaya başladım. Dirseklerimden destek alıp kendimi onun altından kenara çektiğimde, "Belki de kalorifer, kürek kemiğimi deştiği içindir," diye söylendim. Sol elimi kürek kemiklerimin ortasında dolandırırken bir cam kırılma sesi daha duyuldu ve kapının sert bir tekme darbesiyle açılması saniyeler sonra gerçekleşti.

Kırılan kapının ardında Berk'in sinirle kasılmış bedeni ortaya çıktı. Aras, Berk'i görür görmez emirlerini sıralamaya başlamıştı. "Bodrumu kilitle, Rüya'yı camlardan ve camın görüş açılarından uzak tut. Arka kapıdan garaja geçin ve bizi beklemeden ayrılın buradan. Benim arabanın peşine takılman gereken kavşağı biliyorsun."

YERALTIWhere stories live. Discover now