28.Bölüm Kırık Kalpler

18.2K 1.5K 1K
                                    

Size Tolga mı Boran mı diye sormuştum ama bazılarınız durumu yanlış anladı. Aslında amacım oylama yapmak değildi. 100 kere aynı ismi yazmanıza gerek yoktu.

Tolga'nın sevildiğini ve tutulduğunu biliyordum ama Boran'ın bu denli sevildiğini bilmiyordum. Bayağı şaşırdım açıkçası. Normalde Boran'a ait olan kısımlarda çok fazla hakaret ve küfür olduğu için nefret ettiğinizi düşünmüştüm. Öyle ki en fazla desteklenen karakter Boran oldu gözlemlerime göre. Şaşırtıcı...

1 Yıl Önce

Hilal, çekingen bir şekilde karşısında oturan çifte bakıyordu. Boran'ın üniversiten arkadaşları olan Ata ve Yıldız ile birlikte pikniğe gelmişlerdi. Ata ve Yıldız, evli ve normalde Japonya'da yaşayan bir çiftti. İki haftalık tatil için Türkiye'ye gelmişler ve Japonya'ya geri dönmeden önce Boran ile görüşmek istemişlerdi. Baharın gelmesinden ötürü havalar oldukça sıcaktı ve bunu fırsat bilerek piknik fikrini ortaya atmışlardı. Boran piknik yerine bir mekanda buluşmak istemiş ama genç çift bu teklifi kabul etmemişti.

Boran, en başından beri pikniğe gelmek istememişti aslında. Ata sürekli ısrar edince onu kırmamak için kabul etmişti. Gözleri arada Hilal'e kayıyordu. Karısı, arkadaşlarının yanında oldukça çekingen davranıyordu. Aslında onu buraya hiç getirmemeliydi, o gergin oldukça kendisi de geriliyordu istemsizce. 

Can, yeşilliğin ve baharın tadını çıkarırcasına kendi kendine ortalıkta dolaşıp oyun oynuyordu. Yıldız ve Ata'nın çocukları yoktu, daha doğrusu daha dünyaya gelmemişti. Yıldız, altı aylık hamileydi. Genç kadının eli sürekli şiş karnındaydı. Hilal, kadına hayranlıkla baktı. Kadına hamilelik çok yakışmıştı. 

Yıldız, hamileliğinden ötürü sürekli bir şeyler yemekle meşguldü. Kocası Ata ise bir yandan Boran ile konuşup bir yandan da karısının ağzına yemek tıkıyordu. Hilal, onların haline imrenmeden edemedi. Boran, sabahtan beri doğru dürüst onunla konuşmamıştı bile. Acaba bir gün onlar da bu çift gibi olabilecekler miydi? Ata ve Yıldız o kadar aşık bakıyorlardı ki birbirlerine aşklarını kendi yüreğinde hissediyordu adeta.

"Ay çok yedim, biraz dolaşmam lazım." diye konuştu Yıldız karnını ovalayarak. Bir türlü az yemeyi başaramıyordu. Hamileliğin ilk başından beri aşırı yemek yiyordu, doğum sonrası kilolarını düşünmek bile şimdiden ürkütüyordu onu. "O zaman kalkıp dolaşım hayatım, hem yürüyüş de yapmış olursun." dedi Ata ayaklanarak ama Yıldız elini kaldırarak onu durdurdu. "Yürüyüş yapmalıyım ama bunu seninle değil Hilal ile yapmak istiyorum." Hilal'in gözleri şaşkınlıkla açıldı. Yıldız'dan böyle bir teklif beklemediği için hazırlıksız yakalanmıştı.

Ata, bu istekle beraber tekrar yerine otururken Hilal'in gözleri Boran'a kaydı. Kocası, ondan tarafa bakmamaya devam ediyordu. Hala ondan cevap bekleyen kadına üzgün yüreğine rağmen başını salladı. Yürüyüş yapmak ona da iyi gelebilirdi.

Ata, uzaklaşan ikilinin ardından baktı uzunca. Boran'ın onlara doğru kaçamak bakışlarını görebiliyordu ama buna anlam veremiyordu. Arkadaşı sabahtan beri sanki karısı yanında yokmuş gibi davranıyordu. Kadınlar gözden kaybolunca tüm dikkatini arkadaşına verdi.

"Arkasından içli içli bakacaksan ne diye sabahtan beri kadın yok gibi davranıyorsun?" 

Boran, arkadaşının sorusu ile kaşlarını çattı. "Bakmıyorum!" diye sinirle söylendi. Ata, bu yanıt karşısında sinirlense de gözlerini devirdi. "Yok saydığını kabul ediyorsun yani." dedi kınarcasına. Boran, sessiz kaldı. Arkadaşına açıklama yapmak istemiyordu.

"Seninle görüşmek isteyene kadar evlendiğini bilmiyorduk bile. Neden bize haber vermedin?"

"Fırsat olmadı."

Sevmiyorum Seni (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin